Merhaba, sabaha karşı tesadüfen gördüm sayfanızı ve ben de hikayemi yazmaya karar verdim. 14 yaşındaydım ve yaşadığımız mahallede herkes ünlü bir cemaate mensuptu. Ailem Müslüman’dı. Fakat tarikat, cemaat gibi topluluklarla işleri olmazdı. Bir gün komşu kadınlar “Bir çayımızı içmeye” geldiler ve anneme ismimin bana yakışmadığını ve kapanmamın “uygun” olacağını söylediler. Saçımın açık olması dışında, aslında tesettürlü sayılırdım. Şort, diz üstünde etek, kolsuz kıyafet yasaktı. Akranım olan erkeklerle oynamam, konuşmam yasaktı. Bir gün babam saçım açıkken balkona çıkmamı yasakladı.
Liseye başlarken ya imam hatibe gidecektim ya da başımı kapatıp normal bir liseye devam edecektim. Normal liseyi seçtim. Başımı kapattım, kendimden nefret ettim. En fazla 1 ay dayandım ve sonra saçımı açtım. Çok dayak yedim. Liseyi bitirene kadar nerdeyse evden çıkmadım. Kendime kıyafet seçemedim. Babam ya da annem ne getirirse onu giydim. Saçma sapan nedenlerden yediğim dayakları hiç anlatmıyorum. Tek kurtuluşum üniversite okumaktı ve ona odaklandım. Kazandım ve bir daha tatiller dışında aile evine dönmedim.
Şimdi 39 yaşındayım, tek başıma yaşıyorum ve ailemi hala yılda 2 kez görüyorum. Çocukluk ve gençlik döneminde gördüğüm şiddet, aşağılanma, utanma hislerini hala atmaya çalışıyorum.
Bu satırları yazıyorum çünkü kız kardeşlerim, umutlarını kaybetmesinler istiyorum. Mücadeleden vazgeçmesinler. Kadınların kendi kaderlerini tayin edeceği günler gelecek inanıyorum.