Şu an 15 yaşındayım. İlkokulu özel okulda okumuştum, ama öyle aşırı bir olayı olan bir özel okul değildi. Bir ildeki küçük bir kolej. Ortaokulda annemin tayini çıktı ve şehir merkezine taşındık. Baba tarafından, halamlar da merkezde oturuyorlardı. Halamın kızı, benimle aynı yaşta ve şu an dahil hayatımdaki en değerli kişilerden biridir de kendisi, ortaokulda bir imam hatipe gideceğini söylemişti ve bana da biraz övmüştü, ama benim tek önemsediğim şey onunla aynı okula gitmek olduğundan, annemlere onunla aynı yere gitmek istediğimi söyledim. Direkt kabul ettiler. Mutluydum. En sevdiğim kuzenimle aynı okula gidecektim. Sonra ortaokul başladı. 5. ve 6. sınıfta açıktım. 6’nın sonlarına doğru kendi kendime, hiçbir baskı olmadan, “Kapanıyım ya ben.” demiştim. Aslında arkada baskı vardı, etrafımdaki çoğu kişi kapalıydı. Sınıf, hocaların çoğu, ailem ve annem aralarda kapanmakla ilgili şeyler söylüyordu. Sonra 7. sınıfta kapandım. Ben kapanınca, bahsettiğim kuzenim de kapandı. Biz sözleşmiştik kendi kendimize, aynı anda kapanalım diye. Sonra 7. sınıf başladı, gayet hoştu. Başörtüsünü hiç sorun etmiyordum. Sonra bir anda LGS senesi başladı. 7. sınıfın yazında hiçbir yere gitmedim. Hedefim şehirdeki en iyi fen lisesiydi ve kazandım. Aslında o kadar çalışan biri değilimdir, ama neden bilmiyorum, sanki evren beni gözümü açmaya çağırıyordu.
8/. sınıfın yaz tatilinde kapalılık çok zor gelmeye başladı. Yolda bir ara Allah adil değil, diye ağlamıştım ve annemler ağladığım için pek bir şey dememişti, ama yine de bir tık kızmışlardı. Annem her zaman şöyledir, mesela biri sigara içiyor diyelim. “Aa bide kapalı…” Biri bir şey giymiş “Kapalı bir de…”, “Kapalılar bile yapıyor!”, “Tesettür çok değişti artık.” Halbuki sanırsınız kendisi çarşaflı da, kendisi de gayet renkli renkli giyinen birisi.
9/. sınıf başladı, kapalıyım. Sınıfta ben dahil 3 kapalı falan var. Okul yılı içinde başörtüsü takmayı cidden istemediğimi fark ettim. Sonra, hani şu kuzenim vardı ya benimle yaşıt olan, onunla farklı okullardaydık. O şehrin yine iyi okullarından biri olan bir anadolu lisesindeydi. Kuzenime açılmak ile ilgili olan düşüncelerimi söyledim ve o da aynı şeyleri hissettiğini söyledi. Baya bir konuşmuştuk bu konuda. Yanında bir sırdaşının olması güzeldi. İkimiz de şunu o zaman fark etmiştik, “Biz kapanınca öz güvenimiz azaldı.”
Sonra bir gün ailemle dışarı çıkmıştık, ben baya sinirliydim. Restorana girdik ve ben resmen döküldüm, ama nasıl sinirli ve kin doluyum. Babam gayet sakin karşıladı ve sesi düşük tonda neden açılmak istediğimi sordu. Özgür olamadığımı ve sanki bu ‘ben’in asıl ‘ben’ olmadığını söyledim. Annem başlarda sakindi, ama ben sinirlendikçe annemde yavaştan bir köpürmeye başladı. Sonra konuyu kapattım. Annem sürekli erkeklerin çok kötü düşündüğünden bahsedip duruyordu, ama ben şimdi anlamıyorum, hani diyorlar ya “Erkeklerin tesettürü göz kapağında.” Aynen kanka baya… O zaman ya kör olsalarmış ya da onlar da tesettüre girseymiş, saçını örtseymiş, uzun uzun kıyafetler giyseymiş, yazın ortasında. Bir erkeğin kadınlar gibi tesettürlü olması çok şey değiştirmez miydi, mesela hoşlanır mıydık hepsinden? Hayır şahsen ben şuraya top 10 ünlü crushlarımı dizin, hiçbirinden de hoşlanmazdım. Crush’larımın çoğu da şeydir he, bir kız der ya hani ”Hoaay maşallah lan, benden güzel çocuk”.
Aileme ara ara bahsediyorum, annem pek konuşmuyor, ama sinirlenmiyor da artık. Babam kabullendi sanırım, ne zaman açılmak istediğimi bile sordu, şaşırdım, ama bu soruya cevap verememiştim. Bir anda açılmak, çok tuhaf olacağını düşündüm kendimce ve lisenin bittiği yaz açılacağımı söyledim. Sanırım babam konusunda çoğu kişiye göre şanslıymışım, bazılarının babaları dövüyormuş açılmak istediği için.
Ara ara söylüyorum açılmak istediğimi ki, alışsınlar artık, ama her konuyu açtığımda, bunun bir sınırı olmadığını ve kendimi kaybedebileceğimi söylüyorlar. Artık arada din tartışması da yapmaya başladık. Bu konuda babam da artık tartışmaya girmeye başladı. Evet, sırf başörtüsü ve kadınlara yapılan eşitsizlik yüzünden İslam dinini doğru bulmuyorum ve sizce ben bu tartışmayı sınıfta yapsam ne olur?
“Bir de kapalı!”
Bir de kapalı ne demek ya? Cidden çok düşüncesiz insanlar var, herkesi bir kalıba sokuyorlar. Üniversiteye bir gireceğim var ya, hayatımdaki 10 sorunun 11’i çözülür. Daha 3 yılım var, dayanmalıyım.
Sınıfta bir gün bir şey duymuştum. Erkeklerden bir grup, kendi aralarında konuşuyorlardı ve biri dedi ki ”Kapalıyla evleneceksin zaten.” Onu duyduğumda resmen ateş püskürecektim. Bu aynen şu demek “Evlenesiye kadar her bitc*ligi yap, evlenmeye gelince, ben bakire isterim.” Cidden çok acınası bir durum.
Kapalılığı biraz sevebilmek için kapalı influencer’ları takip etmeye başladım ve artık daha tarz giyiniyorum. Bu biraz özgüvenimi arttırdı. Eğer ekonomik imkanınız el veriyorsa marka ve tarz giyinmek cidden etkili. İlla marka giyinmeyebilirsiniz de, gayet tarz marka olmayan uygun fiyatlı kombinler de yapabilirsiniz ve penye şal alın. Bunu söylemeliydim. Penye şal çok rahat ve kaymıyor. İncecik, yumuşak, yüzünüz açılıyor. Tavsiye ediyorum.
Belki ben şanslıyım bazılarına kıyasla, eğer herhangi bir cümlem sizi rahatsız ettiyse özür dilerim.
Bilmiyorum, bir insan dünyada cehennemi yaşamışsa, sonra cennete gitse ne olur.
Dayanın kızlar, yalnız değisiniz.
““Bunu ben bile yapmıyorum o bi de kapalı olacak!”” için 2 yanıt
cennete girersen Allah ın izniyle dünyadaki yaşadıklarını unutacaksın zaten
O beyniniz hiç düşünmez mi cehennemin olmama olasılığını, belki öldükten sonra yaşam yok. Nereden bileceksin, nasıl inkar edeceksin? Eğer öyleyse sadece bir kere sahip olduğun hayatın boşa gitmiş, bir hiç olacak. İnancınız varsa millete akıl vermek din hocalığı yapmak yerine içinizde yaşayın. Artık bir cümleye katlanacak bir sabrım bile kalmadı.