Ben sakat doğmuş serçe tohumuyum. Ben her adımda daha da çukura saplanan güruhun parçasıyım. Kendimi hiçbir yere ait göremeyen, histerik gecelerin koynunda boğulan biriyim. Henüz daha on beşinde günahsız bir çocukken, aileme eşcinsel olduğumu söyledim. Her çocuk gibi güvenmeye ihtiyacım vardı. Babam üstüme meyve bile soyamayan bir bıçakla yürüdü. Beni kesemeyecek kadar kör olan o bıçak, özümü deldi geçti. İnsanın çok korktuğunda ağlayamadığını öğrendim. Gözyaşlarımı içime akıttım yıllarca. Psikolojik şiddetin fiziksel şiddetten daha çok can yaktığını öğrendim. Aldığım darbeleri saklamaya çalışmak, onların acısından daha ağır geldi bana.
Sırları olan insanların sarhoş olamadığını öğrendim. İçtiğim şaraplar bana acıyordu, ne kadar içsem de rahat hissedemedim kendimi. Arkadaşlarımın babalarını sevdiğini öğrendim. Bu mümkün olabilir miydi? Bence olamazdı. Kendimden uzaklaştıkça yaklaştım aynı zamanda. Ne kadar kaçarsam kaçayım öldürülmemek için uyumayan o çocuğu görüyordum çünkü.
Yakında on sekizime gireceğim. Bu hikayeyi paylaşmamın sebebi benim durumumda olan çok fazla kişi var. İnsan gibi yaşamayı hak ediyorum, ediyoruz.