Daha 12 yaşımdayken baskıları başlamıştı. O yaşımdan beridir gözümden yaş hiç eksik olmadı. Yaşıtlarımın çok daha farklı ve güzel hayalleri varken, benim tek hayalim istediğim gibi giyebilmek, saçımı açabilmek, ailemi gerçekten sevebilmekti. Onları sevmek için kendimi çok zorladım, ama ben beni sevmeyen, istedikleri gibi olmaya zorlayan bir aileyi sevemezdim. Daha küçücükken düşünmek zorunda olduğum şeyler beni bitiriyordu yavaş yavaş. Kabullenmek acı veriyor, ama benim ve benim gibi baskı görenlerin beyni bunlarla uğraşırken yaşıtlarımız kendilerini geliştirmek uğraşıyor. Şu an 10. sınıfa yeni geçtim. 14 yaşındayım ve baskıcı yobaz ve iğrenç ailem yüzünden zorla kapandım. Benim hayallerim vardı. Ben en basitinden, lise hayatımı yaşamak istiyordum. Küçüklükten beri lise hayatı iyi geçenlere hep özendim.
Hep istedim, ama aileme göre okula gitmem bile hataydı. Sırf saçım açık olsun istedim diye babamdan yemediğim dayak, duymadığım hakaret kalmadı. Onlar yüzünden stresten saçım döküldü, dökülüyor. Derslerime odaklanamıyorum. Kurduğum hayalleri artık kurarken ağlıyorum. Mutlu olamıyorum. Lise hayatım ellerimden kayıp gidiyor. Üniversite çoğu kız kardeşim/ablalarım gibi benim de tek umut kaynağım. Maddi destek almadan part-time çalışarak çok uzak bir şehre gitmeyi istiyorum. Belki lise olmayacak, ama üniversite de tek başıma da olsa geç kaldığım hayallerim için çabalayacağım. Zor geliyor çok zor. Ailem yüzünden hayatım hep kötü geçti ve geçecek de. Tek olmadığımı bilmek bir yandan üzüyor, bir yandan da yalnız hissetmiyorum. 3 senem lise yıllarını doya doya yaşamak istediğim 3 sene… 10.,11. ve 12. sınıf zorla kapalı kalacağım sınıflar. Umarım bir gün hepimiz istediği hayatı yaşar ve hayallerine geç de olsa kavuşur.