Selamlar, benimkisi mutlu bir hikaye, bu yola girmek isteyenlere cesaret olsun diye yazıyorum.
12 buçuk yaşında regl olduğum ilk gün kapandım. 10 sene sonra başımı açacak gücü buldum. Başımı kışın açtım. Dışarı çıktığım ilk gün kulaklarım üşüdü, benim kulaklarım üşüyebiliyormuş diye düşündüm. Sokakta yürürken dükkan vitrinlerinden kendi yansımamı gördüm, kendimi tanıyamadım. Başka birisiydim sanki. İlk defa sokakta yürürken bir ideolojinin temsili değildim. İnsanlar yüzüme bakınca ne olduğumu anlayamıyordu çünkü kimliksiz ve özgürdüm. Saçlarımı bir tokayla bile bağlamadım başlarda. Onlar, rüzgarda uçuştukça ben mutlu oldum. Mağazalardan, ergenlikte giyemediğim o çocuksu kıyafetleri aldım kendime. O yaşlarda bedenimden utandırılmıştım ve hep bol giydirilmiştim. Bunun acısını çıkartırcasına çocuksu giyindim.
Yaz geldiğinde kendimi çocukluğuma dönmüş gibi hissettim. Bu, benim 11 yaşımdan beri gerçekten yaşadığım ilk yazımdı. Sıcak havada; tenime güneş değerken ve tişörtlerle dışarı çıkarken, 3. sınıfta okulun haziran ayında tişörtlerle okula gitmemizi hatırladım. Yazı, çocuksu bir mutlulukla kutladım. Bir kot ve tişört ile dışarı çıkmak bana o kadar özgür hissettirdi ki. Kısa etekler giyebilmek, rengarenk ojeler sürebilmek, tenime rüzgarın değmesini hissetmek.
Başımı açalı bir buçuk sene oldu, kendimi bedenimde daha önce bu kadar huzurlu hissetmedim. Özgüvenim arttı, ne giyeceğimi seçmek artık benim için büyük bir keyif. Kendini olduğun yerde sıkışmış hissediyorsan, ben de oradaydım! Hayatın bize sunduğu çok fazla şey var ve bu dinin kadına dayattıklarından çok daha büyük. Bunları, ekonomik özgürlüğümü elde ettiğim ve ailemden ayrı bir şehre taşındığım için bu kadar özgürce deneyimleyebildim. Bir kadın paraya ve bir odaya sahip olunca gerçekten özgür olabiliyormuş. Tünelin ucunda aydınlık var. Herkese bol şanslar ve kucak dolusu sevgiler 🙂