Her çocuğun ve gencin dini ve kültürel değerlerin baskısından bağımsız bir şekilde güvende, mutlu, ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı, özgüveni yüksek ve farklılıklara saygılı bireyler olarak yetişmesi ve yaşaması için taleplerimiz
Başta başörtüsü olmak üzere hiçbir dini pratik siyasi bir söylem aracı olarak kullanılmamalı, bireyin özgürlükleri kapsamında devletin, vatandaşın din, vicdan ve düşünce kanaatlerine müdahale edilmemelidir..
18 yaş altı herkes çocuktur. Evlilik, yetişkin insanların etki altında kalmadan alması gereken bir karardır. Bu sebeple, 18 yaş altı çocuklar aile onayı ile evlendirilmemelidir. Yasalar buna göre yeniden düzenlenmelidir.
1 Nisan 2012’de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, özellikle kız çocuklarının okullaşmasını sekteye uğratan, kız çocuklarının erken yaşlarda sosyal izolasyon yaşamasına ve hatta aileleri tarafından eğitimden men edilmesine sebebiyet veren 4+4+4 eğitim sistemi tekrar düzenlenmelidir. Her çocuk eğitim hakkına sahiptir, okula gönderilmeyen çocukların tespitinde ve yaptırımlarda titizlikle çalışılmalıdır.
Okul öncesi, ilkokul, ilköğretim ve sonrasında müfredatta var olan ve Diyanet + MEB ortaklığı ile belli bir politik odakla ilerletilen bütün dini derslerin ve eğitim programlarının kaldırılması gerekmektedir. Bu dersler yerine, bütün dinlere eşit mesafede duran, bilimsel ve laik devlet anlayışına uygun, “nefer” değil çağdaş dünyaya uyumlu bilinçli bir genç yetiştirme hedefinde olan “dinler tarihi ve evrensel değerler” gibi bir ders oluşturulmalıdır.
Tüm çocuklar kendi haklarından haberdar olmalıdır ve şikayetlerini ihbar edebilmelidir. Eğitim kurumlarında düzenli olarak çocuk hakları üzerine eğitimler verilmeli, çocuklar hakları konusunda bilinçlendirilmelidir.
Eğitmenler tarafından şiddet veya istismar gören çocukların ihbar edebilecekleri bir mekanizma kurulmalı ve bunlar düzenli olarak kontrol edilmelidir. Çocukların ebeveynlerinin telefonlarını kullanmadan da anlık ulaşabilecekleri çocuk ihbar sosyal medya hesapları açılabilir, kuran kurslarına, okullara, çocuk parkları yakınlarına sadece devletin erişebileceği şikayet/ihbar kutuları yerleştirilmeli ve çocukların anonimliklerini koruyarak korkmadan şikayette bulunmaları sağlanmalıdır. Şikayetler sonucu eğer gerekiyorsa bu konuda açılan soruşturma da özellikle çocuğun baskıyla ifadesini değiştirmemesi, susmak için korkutulmaması ve daha önemlisi yaşadığı baskının artıp tehdit edici bir boyuta gelmemesi açısından gizlilikle sürdürülmelidir.
Psikolojik danışmanlar/rehberlik öğretmenleri çocuk hakları temelli bir şekilde çocuklara yaklaşmalıdır.
Sosyal hizmet görevlileri, her vakayı, çocuğa yönelik şiddeti ailenin bekası veya ailenin birliği üzerinden değil; çocuğun üstün yararı üzerinden ele almalıdır.
Şiddete uğrayan çocukların ve genç yetişkinlerin kolluk kuvvetleri ile yaşadıkları hak ve özgürlük temelli yasal olmayan uygulamalara karşı daha etkili bir biçimde denetlenmeleri gerekmektedir.
Ebeveynleri tarafından, inançları, fikirleri ve düşünceleri nedeniyle baskıya ve ekonomik şiddete uğrayan genç yetişkinlerin barınma sorunları derhal çözülmeli ve dine dayalı yaşamın gençlere dikte edilmediği, tarikat/cemaat ve Diyanet ortaklığı ile değil; kamusal hukukun baz alındığı, eğitim ve gelişim haklarının tesis edildiği yurt çözümleri sağlanmalıdır.
İstanbul Sözleşmesi ev içi şiddetin önlenmesi ve şiddetle mücadele edilmesine destek olmak için tasarlandı. Sözleşme bu konuda bir referans noktasıdır ve milyonlarca kadının ve çocuğun hayatını kurtarabilir. 6284 ve İstanbul Sözleşmesi etkin bir şekilde uygulanmalı ve kolluk kuvvetlerine bu yasanın uygulanması süreçleriyle ilgili eğitimler verilmelidir.
Barışçıl toplanma ve protesto edebilme haklarımız kapsamında başta 8 Mart olmak üzere tüm barışçıl yürüyüş ve eylemler anayasal hak olarak görülmeli ve karşı çıkılmamalıdır. Eşitlik için mücadele edenler, devletin polisi tarafından kötü muamele görmemeli, temel hak ve özgürlükleri tahsis edilmelidir.