Saçlarımı yağmurda ıslatıp güneşte kurutamıyorum, rüzgarda savuramıyorum

Merhaba, uzun zamandır buraya yazmayı düşünüyordum fakat hislerimi açıkça ifade etmekten kaçıyordum. Artık dayanacak durumda değilim. İnanmadığım bir dinin herhangi bir gerekliliğini yerine getirmek istemiyorum artık. İki yüzlü hissetmekten bıktım. Kendim gibi olamamaktan, hatta hissedememekten, yapacağım her güzel şeyi ertelemekten… Bıktım.

Güzel olan her şey yasak bana. Bununla baş etmek çok zor. Yaşamayan çoğu zaman anlamıyor ama bu basit bir kumaş parçasını kafana geçirmekten çok daha fazlası. Seni bir kimliğin içine sokuyor. Sana bir kalıp biçiyor. Sadece başımı, saçlarımı örtmüyorum ben dışarı çıkarken. Gerçek fikirlerimi de örtüyorum ve en zoru da bu zaten. En küçük şeyleri bile erteliyorum. Mesela instagrama fotoğraf atmak… İstediğim şeyi paylaşamayacaksam ne anlamı var? Ya da sadece basitçe dışarı çıkmak… İstediğim gibi olamayacaksam ne anlamı var? Bu gibi düşünceler beni içten içe kemiriyor fakat ben hiçbir şey yapamıyorum.

Ailemden farklı bir şehirde üniversite okuyorum. Onlara kıyıp da gizli bir şekilde açılamıyorum. Kendime saygım azalıyor. Nefret ediyorum bu dinden. Hayatımı mahvetti. 22 yaşındayım bir gün olsun kendimi genç gibi hissedemedim. 13 yaşımda kapandım. Ondan sonra bir gün kendimi çocuk gibi hissedemedim. Sırtımdaki sorumluluklarla ve bana görünüşümden dolayı “babaanne gibi” benzetmeler yapan akranlarımın zorbalıklarının getirdiği özgüvensizlikle kendimden yıllarca uzaklaşmışım. Kendimle yeni tanışıyorum. Din beni öyle bir kalıbın içine sokmuş ki gerçekten hoşlandığım şeyleri bile yeni öğreniyorum. Tüm hayatımı çizmiş, yönetmiş. Şimdi nasıl “yaşamış” gibi hissedebilirim ki? Şimdi nasıl sıfırdan başlayıp kendimi bulabilirim? Arkadaşlarıma çok özeniyorum. Açık olsun, kapalı olsun, göründükleri hallerinden memnunlar. Benden bu esirgeniyor.

Dünyanın en basit şeyini yapamıyorum ben. Saçlarımı yağmurda ıslatıp güneşte kurutamıyorum, rüzgarda savuramıyorum. Ben sizin Allah’ınıza inanmıyorum ki diyemiyorum. Kıyafetlerim başka şey söylüyor, dilim başka… İçimde çok derin bir yara var. Çoğu zaman susuyorum. Depresif, uyumsuz, suratsız bir insan oldum. Ne zaman gerçekten güleceğim? Desteğe çok ihtiyacım var. Buraya yazmak bile bir nebze iyi hissettirdi, okuyan herkese teşekkür ederim :’)

(Görsel: Alexandra Levasseur)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir