‘Umarım hepimiz bir gün istediğimiz özgürlükte, kendi koyduğumuz sınırlarımızda yaşarız

Merhaba, bu sayfayı yaklaşık bir sene önce arkadaşımın önermesiyle takip etmeye başladım. Burada birçok kişinin yazısını okudum ve yalnız olmadığımı fark ettim. Burada bazı başarı hikayeleri okudum ve bu biraz da olsa bana gücümü geri verdi. Ben de kendi hikayemi anlatmak ve sizden tavsiye almak istedim. Ben on dokuz yaşında yeni üniversiteye başlamış bir genç kızım. Ailem burada bulunan birçok insanınki gibi muhafazakar bir aile. Benim hikayem bundan yaklaşık dokuz sene önce başladı. Ailem ve arkadaşlarımın baskısıyla İmam Hatip’te okumaya başladım. Okulun ve ailemin görüşleriyle ve biraz da baskısıyla bir gün illaki olacağını düşünerek kapandım. O zamanlar bile açık olan arkadaşlarıma imrenerek bakıyordum. Benim istediğim hayat bu değildi. Ben bunu on yaşındayken, daha çocukken farkına vardım.

İlkokul arkadaşımla aynı İmam Hatip’e gidiyorduk ve o ferace giymeye başlamıştı. On yaşındaki kıza ferace giydirmişti ailesi. Bunu çok garip bulmuştum ama birkaç gün sonra annem o arkadaşımı bana örnek göstermeye başladı ve benim de öyle giyinmem gerektiğini, söyledi. Aslında ben daha çocukken, on yaşındayken çekeceğim bu zorluğun farkına varmıştım. İlk başlarda bile kendim bu durumu tam sindiremezken ortaokulu böyle, bana yapılan dayatmalarla bitirdim. Liseyi İmam Hatip’te okumak istemediğimi söylediğimde ailem karşı çıktı ve yine İmam Hatip’te bir sene devam ettim. Artık kaldıramıyordum ve hep bunu dile getiriyordum. Bu söylemlerimden sonra okulumu değiştirdim ve Anadolu lisesine geçtim. O zamanlar Anadolu’ya geçmeme rağmen hala İmam Hatipte okumam için söyleniyorlardı.

Psikolojik olarak kötü olduğum bir sürecin içine girdim. Kendimi hiçbir şekilde mutlu hissedemiyordum. Sürekli ağlamaya ve kendimi odama kapatmaya başladım. Annem bu durumumu fark etti ve neden olduğunu sormaya başladı. Ben de dayanamayıp açılmak istediğimi, böyle yapamadığımı ve istediğim hayatın bu olmadığını söyledim. Önce yumuşak bir tepki verdi, nedenini sordu. Oturup uzun uzun anlattım. Anneme ilk defa böyle büyük bir derdimi anlatıyordum. Korkacağım, bu kadar içime atacağım bir şey yokmuş diye düşündüm. Konuşma bittiğinde babamla bu durumu konuşacağını söyledi. Aradan belli bir zaman geçtikten sonra babamın bu duruma karşı olduğunu, açılsam bile çok açık giyinemeyeceğimi söyledi. Bu durumu kabul ettim ve açık giyinmeyeceğimi söyledim. Çünkü ben sadece açılmak ve kendi doğrularımla yaşamak istiyordum.

O zamanlar bu durumla başa çıkabilirdim. Zaten şimdi bile ne giydiğime karışılıyordu ama annem bunu söylediğimde baştaki yumuşaklığından ziyade bana çok sert tepki verdi. Bağırmaya, bunun asla olmayacağını ve kabul etmezsem beni okuldan alacağını söylemeye başladı. Balkona bile çıkmama izin vermeyeceğini söyledi. Söylediği cümle hala beynime kazılı: “Değil evden dışarı çıkmak, balkona bile çıkarmam seni.” Bunu o zamanlar çok ciddiye almadım çünkü eğitimime mani olacağını, bu kadar kötü davranacağını düşünmedim. Annem benim gözümde o kadar gaddar biri değildi ama bir gün okuluma geldi ve kaydımı sildireceğini söyledi. Mecburen kapalı kalmaya devam ettim çünkü eğitimin bir gün beni kurtaracağını düşünüyordum. Kabul etmeme rağmen arkadaş çevremin beni etkilediğini ve etkilemeye devam edeceğini düşünüp telefonuma el koydu. Sosyal medya hesaplarımı kapattırdı. Arkadaşlarımla konuşmama engel oldu. Konuşmama izin verdiğinde ne konuştuğumuzu dinlemeye başladı. Ben uyuduğumda elime tutuşturduğu tuşlu telefonu kontrol ediyordu birine bir şey yazdım mı diye. Bu süreç neredeyse lise bitene kadar devam etti artık cidden dayanılmaz olmaya başlamıştı.

Daha sonra üniversite sınavına girdim iyi bir derece yaptım. Annem hala açılmak istediğimi bildiği için sadece İstanbul’daki okulları yazmamı istedi. Aksi halde göndermeyecekti zaten. Yine eğitimime karşı çıkmaması için İstanbul’da bir üniversitede okumaya başladım ama okula hiçbir zaman kapalı gitmedim. Bu durumu ailem bilmiyor ve bu durum bana vicdan azabı çektiriyor. Çünkü evden kapalı çıkıp dışarıda açılmayı ve bu durumu saklamayı artık kaldıramıyorum. Bu durumu birkaç arkadaşım hariç kimseye söylemedim. Artık aileme söylemek istiyorum çünkü artık gerçekten dayanılmaz bir hale geldi.

Ben buraya sizden tavsiye almaya geldim. Artık aileme açıldığımı söylemek istiyorum ama nasıl yapacağımı bilmiyorum. Hayatımın kısıtlanmasından korkuyorum. Sadece annem babam değil tüm ailem çok muhafazakar ve benim arkamda durabilecek sadece ben varım. Bu zamana kadar Allah rızası için değil, anne rızası için kapalıydım. Eğitimime, hayata tutunabileceğim tek dala, sahip çıkmak için kapalıydım. Artık yavaş yavaş Müslümanlığa olan inancımı da kaybediyorum. Müslümanlık dayatmayla olmaz, olmuyor. Bu durumun artık sonlanmasını ve kendi doğrularımla, kendi inançlarımla yaşamayı istiyorum. Şimdiden verdiğiniz tavsiyeler için ve hikayemi vakit ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim. Umarım hepimiz bir gün istediğimiz özgürlükte, kendi koyduğumuz sınırlarımızda yaşarız.

(Görsel: Sylvia Solovyeva)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir