Merhaba kızlar! Tesadüfen bu sayfayı gördüm ve ben de yazmak istedim. Babam emekli bir imam. Ortaokulu okumaya başlayacağım yıl bana kapanmam gerektiğini söyledi. Oysa ki ben minyon, göze batmayan ve yaşından küçük gösteren biriydim. Zaten ergenlik döneminde kendimi çirkin hissediyordum ve kapanınca daha da çirkin olacağımı düşündüm. Kapanmak istemedim. O zaman namaz saatlerini ezberler, babam camideyken saçım açık olarak okula giderdim. Babam o sıralar çok üzerime gelmedi. Sonra liseye giriş sınavına girdim. Puanım iyi olduğu için Anadolu İmam Hatip Lisesi’ne yetiyordu, ama istemedim. Abim o dönemde özel bir okulda çalışıyordu, ben de oraya yazıldım. Abim babamdan daha baskıcıydı. Sürekli göz hapsindeydim. Sokaktakiler imamın kızı açık diye babama beni şikayet ediyorlardı. Okulda abim baskı yapıyordu.
O dönemde okullarda başörtüsü yasaktı, ama okul çıkışında abimin korkusudan servise binerken örtünüyordum. Abim lise 2’ye geçtiğimde beni sokakta açık gördü, o korkuyu unutamam.Sokağın ortasında kafama vurdu beni kolumdan çekerek eve götürdü ve tam 1 yıl boyunca benimle konuşmadı. O dönem çok zordu, ama yine de inatçı biri olarak evden başörtülü çıkıp sokakta çıkarmaya devam ettim. Tabii millet tuhaf tuhaf bakıyordu, ama umursamıyordum. Babama yakalanmak ayrı bir kavga, ne zaman babamı sokakta uzaktan görsem yüzüm kıpkırmızı oluyordu ve korkudan nefes alamıyorum sanıyordum. Sonradan panik atak olduğumu öğrendim, ama annem sağ olsun, elinden geldiği kadar beni koruyordu.
İki abim daha var. Onları sokakta görmemem için eve gidecek farklı rotalar oluşturuyordum. Üniversiteyi kazandım, ama ailem benim kapanmadığımı ve sokakta açıldığımı bildiği için başka bir şehre göndermediler. Ben de evimin olduğu yerde okumak zorunda kaldım. Üniversiteye gittiğimde dışarı çıkış saatlerimi babam ve abilerim evde olmadığı zamanlara göre ayarlıyordum. İstediğim gibi makyaj yapıp evin sokağını döner dönmez hemen başörtüsünü çıkarıyordum. Bu arada üniversitede tüm arkadaşlarım beni açık sanıyordu. Artık profesyonel olmuştum, çantamda hep şal bulunduruyordum. Onu okulda boynuma fular gibi sarıyordum, sonra evin sokağında örtüyordum. Herkes sokakta tip tip bakıyordu. İşin ironik kısmı, bana baskı yapan abimin kız arkadaşı açıktı ve ona baskı yapamıyordu tabii. Diğer abilerimin kızları da açıktı ve onlara hiçbir şey demiyorlardı. Ama bu yaptıkları bende anksiyete bozukluğuna neden oldu ve birçok hastalık sahibi oldum. Ama içime sinmeyen bir şeyi sadece onlar istedi diye yapmamayı tercih ettim. 15 yıl boyunca böyle idare ettim. Bana karışan dedikoducu ablaların kızları da açıktı. Kendime olan saygım için, inandığım zaman Allah’tan korktuğum zaman kapandım. Şu anda kendi isteğimle kapalıyım ve mutluyum. İyi ki ergenlikte o küçük yaşta kafa tutmuşum ve korkmamışım. İçimde açıklık adına hiçbir heves kalmadı. Gizli saklı da olsa özgürlüğümü yaşadım. Bana bu hastalıkları pahalıya mal oldu, ama o yıllar bir daha geri gelmeyecekti. Beni okuldan almalarıyla tehdit ettiler, dövdüler, ama yılmadım. Şimdi ne oldu bana? Bunları bana yaşatanların hepsi kızlarıyla açık dolaşıyorlar ve yaptıklarından dolayı pişmanlık duyuyorlar. Hatta bir abim geçenlerde şunu dedi: “Kapalı ya da açık olmak önemli değil, önemli olan insanın namusu.” İçimden bravo dedim. Bana yıllarca çektirdiniz, o***pu muamelesi yaptınız, şimdi mi aklınıza geldi? Kızlar, içinizden geleni yapın. Şu an namazımı kılıyorum, kapalıyım ve mutluyum ama hür irademle yaptığım için mutluyum. Sevgiler.