Öncelikle merhaba, okuduktan sonra yorumlarda lütfen bana tavsiyeler verin çünkü yorumların hepsini okuyacağım. Her neyse, ben ortaokula geçmeden babam işte bana kapanacaksın baskısını kurmaya başlamıştı. Hep il ya da yurt dışında çalışan biri olduğu için, onu her gördüğümde bana söylediği bu sözler bilinç altıma oturmuştu.
Ortaokulda tacize uğradım, zorbalığa uğradım ve anlatacak bir ailem ne yazık ki yoktu. Biliyordum ki aileme anlatsam bana “Niye ille de sen, demek ki bir şey yapmışsın ki seni taciz etmişler” diyecekti. Halbuki çevremde hiç sarışın yoktu. Ben de yaşıtlarım arasında bundan dolayı ilgi gören biriydim. Onlar da bundan rahatsız olup beni istememişlerdi. Vücuduma her baktığımda kendimden nefret etmeye başlamıştım 6. sınıfa giderken, yaşıtlarımdan küçüktüm o süreçte 9 yaşındaydım. Anlık babamın “Belki beni sever” düşüncesinin üzerine binen ve de vücudumu görmezsem kendimi severim düşüncesiyle kapandım. Annem bana “Daha çocuksun, ama sen bilirsin” dedi. Bunu sadece bir kere söylemesi bir yana içten içe istiyordu o da… Tabii, kapandığımı öğrenen babam mutlu olmuştu. İlk defa gülümseyerek bana sarılmıştı.
8. sınıfta açılmak istediğimi, hayatımın böyle devam etmesini istemediğimi fark ettim. Lakin aileme söyleyemezdim. Her şeyden önce, sevgilim olmadığı halde bir günde iki kere kıyafetimi değiştirince bana “Oruspu mu olacaksın başımıza” diyen bir annem vardı. Liseye geçtim, normalde çalışkan bir öğrenciyim. İstersem yaşadığım şehirdeki en yüksek puanlı okula çalışıp gidebilme şansım varken, ben bunu istemiyordum. Daha o yaşımda sanki omuzumda dünyanın yükü varmış gibi hissediyordum. Kaç kez o başörtüyü boynuma dolayıp intihar etmeyi düşündüm, Allah bilir.
Liseye geçtim, ilk gün hiç unutmam. Ayaklarım sanki geri geri gidiyordu. Babam yanımda durmuş, bana “Orada erkeklerle konuşmamı, bunun ailemize yakışmayacağını, benim asla arkadaş dahi olarak muhatap olma hakkım olmadığını” söyledi. Benim ise o sırada tek düşüncem başımdaki örtüydü. Neyse, birkaç ay sonra babam yine yurt dışındayken anneme gidip açılmak istediğimi ağlayarak söyledim ki çevrem de bilir ki erken olgunlaşmış biri olarak doğru dürüst hiçbir zaman ağlamadım annemin yanında. İlk başta, bunun liseye geçince aklıma girdiğini, böyle bir şey yaparsam babamın beni okuldan alıp evlendireceğini falan söyledi. Bense o esnada ağlamaktan harap olmuştum. Bana açılsam bile kısa kollu dahi giyemeyeceğimi, sevgilim olduğunu, bundan dolayı açılmak istediğimi söyledi. Bana sarılmaya çalıştı, sonra bense kendimi odama kitleyip sabaha kadar ağladım. Sesimi duymasına rağmen içeriden bağırarak “Babanla konuşayım da seni liseden alsın gör gününü” dedi.
Neyse, aradan 7-8 ay geçti ve ben 10. sınıfa geçtim. Allah’tan soğumaya, dinden soğumaya başladım. Babam evdeyken, birkaç gün önce açılmak istediğimi söyledim. Babam ilk başta güzel güzel konuşmaya başladı. Sonra bunu ancak meslek sahibi olunca yapabileceğimi, bizi seven kadar sevmeyen de birçok insan olduğunu söyledi. (Ailem İran asıllı ve dinlerine çok bağlılar) Tabii, o an babamın o benimle güzel güzel konuşmasının manipüle olduğunu, açılmayayım diye oyalamaya çalıştığını fark ettim. Ben de ağlayarak 1 gün daha o örtüyü takmak yerine kendimi öldürürüm daha iyi dedim. Ciddi olduğumu, intihar edebileceğimi fark edince, annemle bu konuyu konuşacağımı söyledi.
Annem öğrenince bana en yakın arkadaşımın bunu aklıma koyduğunu, işte başlarına orospu mu olacağımı söyledi. Neymiş, kaç senedir kapalı bir kızmışım. Şu saatten sonra açılıp insanları kendime mi güldürecekmişim. El alem ne dermiş. (Ki teyzelerimin kızları açık, onları gayet destekleyen bir annem var.) Hafta sonu bu konu konuşuldu. Pazar günü hazırlandım, dershaneye gitmek için annem yazmamı elime verip tak şunu dedi. Ben de söylediğim onca şeyden sonra bunu takmayacağımı, bunun yerine ölmeyi tercih edeceğimi söyledim. O da bana “Öl o zaman, kurtuluruz senden” dedi.
Size en komik kısmını anlatayım. Ben daha ilk okuldayken bana “Kapan” diyen babam, şu an ortaokulda okuyan kardeşime crop’lar alıyor. Kardeşim şortlar giyiyor. Tüm bunları düşününce intihar etme isteğim artıyor. “Okuldan alırız, evlendiririz” gibi şeyler de söylüyorlar. Bunu yapsalar da şaşırmam, işin kötü kısmı o örtüyü taktıkça aynaya bakmadığımı, başörtüsü yüzünden sinir hastası ve panik atak belirtileri göstermeye başladığımı da bilmiyorlar. Dedim ya ben farkındayım, bir sinir krizi esnasında kendimi öldürebilirim. Bu potansiyele sahibim ve ne yazık ki değil bir sene, bir ay daha bu örtüyü takamam, kendimi öldürürüm, bunun yerine yine de takmam.