Onların saçlarının arasından geçen rüzgar sanki benim ciğerimi parçalıyor

Merhaba, takip ettiğimden beri cesaretimi toplayıp içimdeki en derin hisleri yazıya dökmek için bekliyordum, sanırım o gün bugün. Tam 6 yıl önce beraberinde bir psikolojik rahatsızlık getiren tesettüre girmek zorunda bırakıldım. Evet, zorunda bırakıldım çünkü takmasaydım liseye gidemeyeceğim söylendi, tehdit edildim ve okumaktan başka çarem yoktu ve inanıp mecbur kaldım.

Bu günün elbet geleceğini biliyordum ama hazır değildim, hiç olmadım hiçbir zaman tüm kalbimle istemedim. Hastalık demişken yine tam 6 yıldır trikotillomani (saç yolma hastalığı) ile yaşıyorum. Gözle görülür bir saç kaybım var, herkes bunun asıl nedenini sorup, istemezsen yapmazsın derken ben asıl sebebini biliyordum. Tesettür. Bu hastalığın tedavisi yok maalesef, ömrüm boyunca bununla yaşayıp bunun özgüvensizliğinde boğulmak zorundayım.

Ailem benim çaresizliğimi hiçbir zaman fark edemedi, etmek istemedi. Onlara artık yapamadığımı kendi irademle kendi tercihimle devam etmek istediğimi her söylediğimde beni ağlarken görüp gram acımayıp “Böyle bir şey olursa hakkımı helal etmem” lafını duydum. Bazı günler bazı umutlarım oluyor, o gün gelecek gibi hissediyorum ama o gün gelmeyecek. Psikolojim hiç sağlıklı değil maalesef. Özgüvenim yok, sevilmeyi hak etmediğimi düşünüyorum çünkü güçsüzüm, korkağım ve çok yalnızım.

Ailemi bu yaşıma kadar yanımda hiç hissetmedim. Hiçbir acımda avutulmadım, ağladığım için azar bile yerdim. Dışarı çıkmak istemez, çıksam da keşke kimse görmese beni diye düşünürdüm. Her gün takmak zorunda olduğum boğazımı sıkan bir çift elle yaşamak zorunda olmanın gerçekliği, bütün yaşam hevesimi benden alıp götürüyor. Ne yapacağımı bilmiyorum çünkü olmuyor ne onları karşıma alabiliyorum ne de nefes alabiliyorum.

Çevremdeki açılan insanları yakından görmek canımı en çok yakan şeylerin başında. Onları kıskanıp onlar yerinde olmak istediğim başka kimse yok. Onların saçlarının arasından geçen rüzgar sanki benim ciğerimi parçalıyor. Artık umudum yok. Birileri benim için de saçlarını örüp dışarı çıksın bugün.

“Onların saçlarının arasından geçen rüzgar sanki benim ciğerimi parçalıyor” için 2 yanıt

  1. Bu yazıyı sanki ben yazmışım gibi inanamıyorum…hislerin, yaşadıkların, duyguların çaresizliğin,bi çıkmazda oluşun ,ne yapıcağını bilmeyişin ,söylediklerin tek kelimeyle ben özellikle kimseye görünmek istememe ve bu yüzden yapayanlız olmak,özgüveninin dillerde olması ve çaresizlik…sırf ağladığın için daha çok öfkelenilmesi,hiç tanımadığım bir insan önümde ağlasa ağlamaya başlarım insan kendi öz evladı ağlarken nası buna öfke duyabilir aklım almıyor…bu kadar normal olan bişey yüzünden bu raddeye gelmemiz dünyadaki en saçma şey belkide inanmak istemiyorum,o kadar doğal ve normal bı istek ki aklım almıyor neyi bu kadar garipsediklerini.balkona çıktığımda saçıma vuran rüzgar,ne kadar imkansız olsa da içimde bitmeyen minicik bı umut o kadar garip ki ,minicik saçmalıklara dahi tahamül edemeyen ,çok düşünüp kafayı yiyen biri olarak benim için çok zor çok fazla ,ne diyeceğimi bilmiyorum ama hiç iyi değilim ve sonu ne olacak bilmiyorum…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir