Ayşe, hayalleri çok büyük olan, bambaşka bir iç dünyasında yaşayan, hep gülümsemeye çalışan bir kız. Kadın. Ayşe nereye giderse gitsin hiç taktir görmedi. Yaptığı hiçbir iş beğenilmedi. Hep görmezden gelindi. Tek suçu kolay affedebilmek ve iyi niyetli yaklaşımıydı. Hiç kimseyle kavga etmek istemedi. Hiçbir zaman kimsenin kötü anısında yer almak istemedi.
Hayat çok zorladı. Gözünü açtı, mutlu etmek zorunda olduğunu düşündüğü insanların baskısı, okulunun mahvettiği motivasyonu, yapmaya çalıştığı işlerin onun yüzüne hiç gülmemesi, insanların hiç onu anlayacak olmaması derinden yaraladı onu. Ayşe daha kahvaltı yapamamış, akşam olmuş, ama öyle toktu karnı. Her şeye tok. Tek istediği biraz huzurdu.
Ne annesi, ne sevgilisi, ne babası, ne arkadaşları, kimse gerçekten anlamıyordu. Gücü hiç ama hiç kalmamıştı. Yetersizdi. Ve artık bu baskılarla yaşamak zor geliyordu. Sadece onca şey arasında hayatındaki tek bir şeyin bile güzel olması ihtimali onu sağ tutuyordu. Ama artık günden güne tutan ip incelmeye başladı çünkü artık inancını yitiriyordu.
Merhaba, ben Ayşe. Kaç yıldır savaşım var, zorla başıma dolanan örtüyle. Ailem beni silmek istiyor, beni hiç sevmemişler, saçmalama, her anne baba evladını sever, sen daha aklı başında değilsin, anlamazsın onları derler. Ama yok öyle bir şey. Anne deyince tüm arkadaşlarımın aklına şefkat gelir, benim annem neden kollarını açmadı bana? Neden üzülmeme izin verdi? Babamı kabul ettim ama annemin beni sevmediğini anlamak çok ağır geldi kalbime.
Ben aylardır, yıllardır acı çekiyorum ama görmüyorlar. Ben yaşamak istemiyorum artık, okula gitmek istemiyorum, dışarı çıkmak istemiyorum, ben nefes almaktan yoruldum. Sadece bir kişi üzülür ben öldüğümde, o üzülmesin diye nefes alıyorum. Ben öldüğümde anne babama soru sorabilecek olsaydım, “Benden daha mı değerliydi o bez parçası?” derdim. Şimdi sorsam evet derler, ama yokluğumla sınanmalarını isterdim.
Elimde ekonomik özgürlüğüm yok. Eğer evimi tutabilecek, karnımı doyurabilecek bir gelirim olsa, beş dakika bile kendimi bu odaya hapsetmezdim. Burada başarı hikayesi yazmayı çok istedim. Ama olmadı. Bunu okuyan kız kardeşim, dik dur. Ben beceremedim, ben yorgunum çünkü. Sen dik dur, saçlarını benim yerime de salla. Senin mutluluğun her şeyden önemli, ne derlerse desinler bencil ol, benim için de yaşa hayatını, benim ve benim gibiler için ailenle savaş. Mutluluğunu her daim ara. Çünkü ellerinin arasına konmaz mutluluk, ben ve senin gibiler mutluluğu acı çekerek kazanırlar. Hayatta yüzünü güldüren her şeyin kıymetini bilerek yaşa. Benim yerime de yaşa.