Merhaba, ben de buradaki çoğu kardeşlerim, ablalarım gibi bir mücadele içerisindeyim. Benim gibi insanların olduğunu görmek beni o kadar umutlandırdı ki. Hikayelerinizi okudukça, beni çepeçevre saran bu yalnızlık duygusunu bir nebze de olsa bastırabiliyorum. Bazılarınızın başarı hikayelerini gördükçe güç buluyorum kendimde, cesaretleniyorum.
Buraya ikinci defa yazıyorum. Önceki yazdığım yazıda ne kadar umutsuz, çaresiz olduğumu, savaşamayacağımı, hayatım boyunca başörtülü olacağımı düşünerek, içimdekileri dökmek için yazmıştım. Sırf aile huzuru bozulmaması için, bana sanki yabancı biriymişim gibi davranacaklarından, benden uzaklaşacaklarından korktuğum için, sırf annemin üzülmesini istemediğim için, kendimi ömrüm boyunca üzmeye, bu yükle hayatıma devam etmem gerektiğine inandım. Keşke şu an başarı hikayemi okuyor olsaydınız. Olsun, en azından fikrimi değiştirdim. En azından artık kendimi düşünmem gerektiğini, önceliğimin her zaman ben olması gerektiğini anladım.
Bu sırrı yıllarca kendimde saklamak o kadar zor ki… Sanki bir kâbustasınız, bağırmak, çığlık atmak istiyorsunuz ama sesiniz çıkmıyor. Siz beni zaten çok iyi anlıyorsunuz.
Birkaç hafta öncesinde beni destekleyeceğini bildiğim için abimle konuştum. Birkaç gün sonra okul biter bitmez annemle de konuşacağım. Psikolojik olarak çok ağır bir dönemin içinde olacağımın farkındayım. Ama buna değer olduğunun da farkındayım. Sınav senemde bu dertten kurtulmak istiyorum. Her an kafam bununla doluyken nasıl derslerime odaklanırım bilmiyorum.
Daha sonra kendimden hiç beklemediğim bir şey yaptım ve bir gün ailemden habersiz dışarı başörtüsüz çıktım. Bu hissi 7 yıl sonra yaşamama rağmen bana hiç garip gelmedi. Ne kötü hissettim ne de huzursuz. Tabii çok heyecanlandım, hatta kalbim hiç bu kadar hızlı atmamıştı sanırım. Sonra oturdum kendime ağladım. Kendimi bu kadar yorup yıpratmasaydım keşke diye. Sanki 7 yıldır boğuluyormuşum gibi, ilk defa o an nefes aldığımı hissettim. O gün anladım ki ben savaşmalıyım. O hissi artık her gün yaşamalıyım. Haksızlık değil mi? Başkalarının basitçe yaşadığı bu duygu için bizim çırpınıp durmamız. Yaşamak için bile güç sarf ediyoruz. Ben kendime bu kötülüğü artık yapamam. Siz de yapmayın. Dik durun, pes etmeyin. Siz de yaşayacaksınız bu duyguyu. Ben de yaşayacağım, saklamadan, gizlemeden. Küstüğüm aynalara bu sefer gülümseyerek bakacağım. Kendimi sevemediğim her günü savaşarak telafi edeceğim.