Merhaba. Ben 22 yaşında olan genç bir kızım. Size kendi hikayemi anlatayım. Ben iki defa zorla kapatılmış biriyim.
12 yaşındayken İstanbul’a taşındık. Taşındıktan 2 gün sonra hemen işe başladım ve yaz tatilim çalışmayla geçti. Ve artık okullar açılıyordu. Ben de aileme, “Artık yazdırın beni okula, ne bekliyorsunuz?” diye söylüyordum. Ailem tamam tamam deyip geçiştiriyordu. Kasım ayına kadar beni yazdırmadılar okula. Ben aileme, “Lütfen okula gönderin, okuldan geldikten sonra yine çalışırım,” diyordum, ama beni hep geçiştiriyorlardı. Ben de artık Kasım ayından itibaren, “Ya gönderirsiniz yoksa karakola gidip şikayet ederim,” dedim. Beni dinlemediler ve bir gün şikayet ettim. Polisler evimize gelip anneme dediler ki, “Karakola gel, imza at, kızını alıp biz okutacağız. Siz okutacaksanız almayız kızı.” Annem geldi ve polislere, “Biz okuturuz, merak etmeyin,” dedi. Polisler, “Okutmazsanız iki hafta sonra gelip alırız,” dedi. Annem tamam dedi. Polisler bizi dayımın evinin önünde bıraktı. Annem polislerin gittiğini gördüğü an beni kahvenin önünde dövdü. Kaçmaya çalıştım ama yapamadım. Dayımlara gittim ve dayım direkt yüzüme tükürdü. Sonra akşam eve gittim, diğer kardeşlerim hepsi yüzüme tükürdü. Annem öyle bir dövüyordu ki beni, hala acısını hissediyorum. Akşam oldu, babam eve geldi. Annemden duyunca olanları, evdeki balta sapıyla dövmeye başladı beni. O gün ne kadar dayak yedim hatırlamıyorum. Akşam beni tuvalette yatırdılar, annemler gelip üstüme işediler. Onlar tuvaletteyken çıkmak istiyordum, ama çıkarmadılar. 2 gün boyunca tuvalette yattım.
Pazartesi günü geldi, işe gideceğim an bana, “Kapanacaksın,” dediler. “Hayır istemiyorum” deyince, “Sus, fikrini sormadık,” deyip yazmayı suratıma attılar ve pantolonlarımı çöpe attılar. Ben de evde daha fazla dayak yememek için işe gittim. İşte benim şikayet ettiğimi duyan patronlar bana hayvan gibi davranıyorlardı, hatta bir tanesi yüzüme bakıp kusuyormuş hareketi yapıyordu. Daha yeni 13 yaşıma girmiştim ve artık ölmek istiyordum. 3 akşam bileklerimi kesmeye çalıştım ama yapamadım. Aradan 2 hafta geçti ve polisler beni sormadı. Yediğim dayak, yanıma kalan oldu.
Olaydan 1 ay sonra ailem çalıştığım yerin maaşını az bulunca benle ablamı başka yere çalışmaya gönderdi. İşin ilk günü örtüyü çıkarttım, ama pantolonum olmadığı için etekle gittim. Ailem bunu duyunca çıldırdı, ama ben direndim ve artık takmadım. Her gün şiddet, hakaret görmeme rağmen takmadım. Dışardaki insanlar da sürekli benle dalga geçerdi, “Şuna bak, etekli ama kapalı değil,” diye. Sanki kendi isteğimle bu haldeyim.
3 yıl sonra artık ailem öyle bir dövüyordu ki beni, zorla yine kapandım ve şu an hala kapalıyım. Ablam evlenip gittikten sonra kendime telefon aldım. Bu arada niye ablam gittikten sonra biliyor musunuz, çünkü dindar biri ve hep benim günahkar olduğumu söyler, annem de hep doldururdu. O yüzden telefonu aldıktan hemen sonra direkt açık öğretim kaydı yaptım. Bu arada ben okul birincisiydim, açık öğretim ortaokulundan girdiğim ilk sınavda çok iyi puan aldım. Ve 8. sınıf bitti, ama bir sorun çıktı. Devlet beni bir liseye kaydetti, otomatik olarak reşit olmadığım için. Annem kayıt için halk eğitime geldi. Müdür anneme, “Kızın çok zeki, abla okut, bak çok az kişiye yaptı devlet bunu,” ikna etmeye çalıştı, ama nafile. Annem her zaman ki gibi benim başarımı görmezden geldi. Açık liseye kaydımı yaptım. Yine açık liseden de 3 yılda mezun oldum. İki senedir üniversite sınavına hazırlanıyorum. Geçen seneki puanım istediğim bölüme yetmedi, bu sene tekrar gireceğim sınava ve üniversiteye gideceğim. İlk gün özgürlüğüme kavuşacağım.
Pes etmeyin, bir gün her şey çok güzel olacak. Bu arada ismimi paylaşmayın.
“Aradan 2 hafta geçti ve polisler beni sormadı.” için 2 yanıt
[…] Ailesi tarafından okula gönderilmeyen bir çocuk okula gitmek için polisi aradı. Polis geldi ve bir daha çocuğu sormadı. Çocuk ebeveynleri tarafından ağır fiziksel işkencelere maruz kaldı. Suçlu karma eğitim değildi. (Mektup: Aradan 2 hafta geçti ve polisler beni sormadı.) […]
Doğduğun ev kaderindir sözünü doğrulayan bir öykü.Cahil, çıkarcı, bencil bir ailede evlat olmak büyük bir talihsizlik.Bu kız çocuğunun azmi de takdire şayan.