Benim de bu hikayelerden farkım yok fakat çocukluğumdan beri babamın bana karşı zorbalığından es geçemeyeceğim, küçüklüğümden beri çocuk olduğumu hissetirmedi bana. Uzun elibeler giymem gerektiğini, erkeklerle konuşmamamı, gülmemem gerektiğini, elimden geldiğince ortamlarda sessiz kalmam gerektiğini, az arkadaşım olması gerektiğini, oyun oynamamamı, küçük olduğum için eşarp takmak için saçlarımı şimdilik aşağıdan bağlamam gerektiğini, okulu belli bir yere kadar okuyup bırakmam gerektiğini söylerdi…
Kısaca olmasını istediği kişi olmam gerektiğini ve bunu elinden geldiğince ardına koymuyordu. Yapmadığım zamanlarda dayak yemek zorunda kalıyordum. Bu yüzden içimden sesiz çığlık atarak bu durumu yatıştırmak zorunda kalıyordum. Benim kendime ait bir hayatım olmadı. Nasıl yaşamam gerektiğini bilmiyorum. Üniversite okuyorum, çok yetersiz hissediyorum kendimi.
Ben kendim değilim, başka bir bedene hapsolmuş bir kurbanım. Hayatımı ona adadım, istediği her şeyi yaptım. Kendim değilim, kendimi arıyorum. Nasıl biriyim, onu bilmiyorum. Öğrenmek istiyorum ama hep kendimden kaçıyorum çünkü istediğim gibi biri asla olamayacağım. Buradaki hikâyeleri, neredeyse hepsini okuyorum. Sakın pes etmeyin. Bazen istemediğimiz hayatları yaşıyor olabiliriz ama daha iyilerini yaşamak için hayat belki de bizim biraz beklememiz gerektiğini söylüyordur, asla vazgeçmeyin.