Buraya yazılan hikayeleri ağlayarak okuduğumu hatırlıyorum. Ve şimdi bende onlardan bir tanesini yazmak üzereyim.
16 yaşındayım, 6 yıl önce henüz ergen bile değilken kapatıldım. Başörtüden önce de sürekli kapalı giyinirdim. Annem bana her zaman etek giydirirdi, kısa kollu tişört giymek babamın yanında bile ayıptı. Ortaokulu İmam Hatip’te okudum. O yıllardan bu zamana kadar başörtümü yapmayı hiç sevmedim. Hep siyah renkte giyinir, kapüşonumu hiç çıkarmazdım. Korona sonrasında bile maskemi uzun zaman çıkarmadım. Neden böyle olduğunu biraz daha büyüyünce anladım. Ben başörtüsünden nefret ediyordum, hep nefret etmiştim.
İki yıl önce bu durumu en başta anneme sonra aileme anlattım, tepkileri tabii ki olumsuzdu. Ama ben hiç pes etmedim. Onlar bana kızdıkça vurdukça ben daha çok üstüne gittim. Defalarca dinin bir bez parçasından ibaret olmadığını, bunu onlar için yaptığımda hiçbir faydasının dokunmadığını söyledim. En sonunda eve hapsedildim, telefonum alındı, okuldan alınmakla tehdit edildim. Değiştiğimi ve bunun sebebinin okulum ile çevrem olduğunu düşünüyorlardı ama aslında olan tek şey benim büyümüş olmamdı. Sonrasında ise vazgeçtiğimi, kabullendiğimi söyledim çünkü daha fazla tutsaklığa ve okuyamamaya dayanamazdım. Kendi hayatımı yönlendirmeye çalışmak benim ne haddimeydi?
2023 yazı bu işe bir nokta koymaya karar verdim. Bu benim hayatımdı ve ben ne istersem o olmak zorundaydı. Ama yanılmışım. Meğer bu annemin, babamın, ablamın hayatıymış. Nasıl bir hayat yaşayacağımı yazıp çizmişler, bana da sadece oynamak kalmış. O gün tekrar hatırlamak istemeyeceğim tarzda şeyler oldu. Ailemden bir kez daha nefret edip ölmek için Allah’a yalvardım. Sonucunda açıktan okumama ve arkadaşlarımla iletişimimin sonlanmasına karar verildi. Artık bir okulum yok, arkadaşlarım yok, telefonum yok, karar verme hakkım yok ve o lanet olası örtü hâlâ başımda. Elimde, avucumda sadece geleceğe dair umudum kaldı.
Ben dinimi seven bir kızdım, kendimce İslam’ı yaymaya çalışırdım hatta. Ailem kızları dinin kurallarından çıkmasın diye uğraşırken kendi elleriyle dinden daha da çok uzaklaştırdılar. Benim hayallerim var. Ve hayallerimin hepsinde saçlarım açık, ailem yok ve hürüm. Her şeye rağmen yine de vazgeçmiyorum. O sahile bir gün açık saçlarımla gideceğim. Özgürlüğün Ferhat’ıyız, sevdamız kalmaz yarıda.