Hep anne babasının onları sevdiği kızlara özenirdim

Ben, 18 yașında baskılar altında ezilerek büyütülmüș bir genç kızım. Bir nevi ablalık etmek ve korumak durumunda olduğum bir de ikizim var. Kendimizi bildik bileli sürekli dini eğitimlere maruz kaldık. Kreș zamanları ve ilkokul yaz aylarında kuran kurslarına gitmeye zorlandık.

İlkokulda çok bașarılı bir öğrenciydim, buna rağmen asla benimle gurur duyulmadı. Zaten olması gereken bu ve daha fazlasıymıș gibi azarlandım üstelik. Psikolojik, fiziki șiddetin dozu her geçen gün arttı fakat ben tüm ailelerde bu durum yașanıyor sanır kendimde hata arardım her defasında. Anneannemlere -beni 2 yașına kadar büyüten kadın- gittiğimiz zaman koltukların arkasına saklanırdım, beni orada unutup gitsinler diye. Çocukça bir umut işte. Beni sırtlarına alıp eve götürürlerdi, ağlamaktan göz pınarlarım kururdu. Eve gitmek istemezdim çünkü. Yine annem, babam kızdığında ya da dövdüğünde dolabın içine girer ağlayarak anneannemi arardım. Annemler duyunca gelir “neden bizi rezil ediyorsun?” diye tekrar döverlerdi. Bu yüzden bir süre sonra tamamen içime kapandım.

Evdeki stres ve șiddet hiçbir zaman bitmedi. Hep anne babasının onları sevdiği kızlara özenirdim. Belki evlatlığımdır da gerçek ailem beni gelip buradan kurtarır diye ümit etmekle geçti çocukluğum. Anneannemi annem, dayımı babam biliyordum (aslında onların da ailemden farksız olmadığını sonraları fark ettim tabii). Kreş ve ilkokul zamanlarında tayt bile giydirilmezdi bize. Bir ilkokul gösterisinde tayt giymem gerektiğinde babamın okula gelip öğretmenlerle kavga ettiğini hatırlarım. Etraftakiler küçücük bir çocuktan tahrik olursa ne olurmuş? Hiç utanmıyormuşum? Bir şekilde o gösteriye çıktım ben ama o izlemeye gelmedi 🙂

Babam her zaman etrafımdaydı ama hiçbir zaman yanımda olmadı. Ortaokulda düz ortaokula gitmek istiyordum ama imam hatibe yollandım. O zamanların ne kadar berbat geçtiğinin üzerinde durmama gerek yok sanıyorum. Annem daha ilkokulda kapanmamı istedi, bir şekilde henüz regl olmadığım için bunu erteleyebilmiștim. 6.sınıfta ilk regl oluşumda dünyam bașıma yıkıldı. Başımı zorla kapatacaklarını biliyordum çünkü. Öyle de oldu. Bașım zorla kapatıldı. Her geçen gün daha da nefret ettim zihniyetlerinden, kendilerinden, kendimden, hayatımdan, ailemden.

8. sınıfta bașörtü takmadan dışarı kaçmaya bașladım. Annem bir süre benimle tek bașına baș etmeye çalıștı fakat vazgeçmediğimi anladığında babamla bunu paylaștı. O günün gecesi hayatımın dönüm noktasıdır. Evet, çok kez șiddet görmüștüm ama böylesini ilk defa görüyordum. Edilmeyen hakaret, almadığım ölüm tehtidleri kalmadı. Gecenin sonunda gülerek tv karșısında oturan bir baba ve kolu ezilmiș, saçları topak topak yerlerde olan bir kız vardı. Yașamımız boyunca ikizimle benden nefret eden ablam dahi o gece bana sarılıp ağladı fakat ben ağlamadım, ağlayamadım. O günden beri babamla iki yabancıyız. Bir gecede aileme dair tüm ümitlerim eriyip gitti… Bir baba her zaman evlatlarını sever değil mi? Hayır. Benimki sadece bașın kapalıysa sevgiye layık görür. İkizimin babamla her zaman daha iyi bir ilişkisi vardı. Biricik kızı oydu, beni ise kızı olmaya layık görmezdi. Onunla ilgilenir beni bırakırdı. Beni kendine düșman belliyordu sanırım. Baba – anne eksikliğini bir zamanlar hissediyordum ama alıșıyor insan.

Çok defa ihtihar etmeyi düșündüm fakat edemedim. Aklıma benimle aynı șeyleri arzulayan ama söylemeyen, benim gördüğüm muameleyi görmek istemeyen ikizim geliyordu. Hep arkamdan geldi hala da öyledir. Lise yıllarının bașında anneannemlerde kaldım aylarca. ev artık cehennemdi benim için. Lisede iyi bir okula gönderildim sanmayın, puanım iyi olmasına rağmen imam hatibe yollandım yine. Çok mücadele ettim ama tamamen yapayalnızdım. Lise ortalarında babamla bir tartışma daha yaşadık. Bașını açarsan okutmayacağım, dıșarı çıkmayacaksın dedi. Açıköğretime geçtim, sınava bu şekilde hazırlandım. Şimdi neler oluyor diye merak ediyorsanız: Üniversite sınavına girdim, gayet güzel geçti. Annem bir şekilde kabullendi bașımı açma mevzusunu. İkizim de bașını açabildi bu sürede. Hala akrabalar arasında çok fazla konuşuluyor, hakaretlere maruz kalıyorum sırf başörtü çıkardığım için. Babam başımı açtığımı bilmiyor hala. Onunla daha uzağız şimdi fakat başörtüyü namus meselesi gördüğünden hala bu konuyla yakından ilgileniyor. Artık onunla baș edebilecek güçteyim. Karşısında o küçük kız çocuğu yok… Sanırım biraz uzattım. Öncelikle bu yașıma kadar beni çok güzel yetiştirdiği için kendime, sonra da buraya kadar okuduğunuz ve derdime ortak olduğunuz için sizlere teşekkür ediyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir