Dalgalı okyanuslarda hapsolmuş bir çok kadın var

Dalgalı okyanuslarda hapsolmuş bir çok kadın var. Alabora olmamak için var gücüyle dümende duran. Benim ise okyanusum sakin, köprü üstü kilitli. Dümene geçemiyorum, rüzgar nereye götürürse oranın adamıyım. Kapıyı açmaya çalıştıkça sadece kendimi kandırıyorum.

Kısaca kendimden bahsedeyim. 19 yaşındayım. Bu sene üniversitede yıllardır hayalini kurduğum bir bölüme gideceğim. Ailede başarılı biri değilim, hiçbir konuda. 5. sınıfta kendi isteğimle kapandım. Ailem, ablam kapanınca ona büyük bir sevgi göstermişlerdi. Ben de o sevgiyi istedim ve neden kapandığımı bile bilmeden kapandım. Şimdi lisenin başından beri sürekli açılma hayali kuruyorum. Evden açık çıkmayı, ailemle açıkken anı biriktirmeyi, ilk motorumu açık almayı, ilk başarımı açıkken yaşamayı. Tesettürsüz yaşamak, kendimi bir örtünün sınırlarından dışarı itmek, benim için büyük bir adım.

Anneme ilk 12.sınıfta söyledim. Artık tutamadığımı fark ettim. Anneme karşı ağzımdan çıkan ilk cümle ‘sana bir şey söylemem lazım’ oldu. Annem hemen heyecan yaptı. Söylemem için odaya geçtik. Kapıyı kapattık. Sonunda söylemek için imkanım vardı. Tüm gücümü topladım ama dilim tutukluk yaptı, konuşamadım ve ağlamaya başladım. Annem tuttu başımı göğsüne dayadı ve yatıştırdı. O anda söyledim. “Açılmak istiyorum anne.” Bir anda ittirildim. Öfkeyle ve şaşkınlıkla dolu bir yüze baktım. Sanki ölüm fermanını okumuşum gibi bir surat. Üzüntü, öfke, nefret, şaşkınlık, tiksinti… “Hayır.” dedi. “Sil aklından, yok öyle bir şey.” Umutlarımın sönüşüyle savaşıyordum o sırada. Çığlıklarımı dindirmeye uğraşıyordum. “Benim için bez parçasından ötesi değil, senin için yapıyorum allah için değil.” dedim. “Günaha girersin…” diyerek devam ettirdi laflarını. Yapamadığımı üsteledikçe din konulu laflarla susturuluyordum.

Artık dayanamadı ve “Elalem ne der?” dedi. O an anladım. Yarım saattir din laflarının asıl konusu benim inancım değil, elalemin diliymiş. Gülümsedim. Acıdım kendime. “Bu kadarsın işte.” dedim kendime. “Elalemin dili kadarsın.” O günden sonra anneme karşı nefret beslemeye başladım. Gençliğinde sen de açılmışsın işte. Senin gençlik hayallerin vardı neden benimde olmasın? Neden ben de kendi sınırlarımı çizemeyeyim? Babama yanaştım. Belki dedim ama asla söyleyemedim. Bunlar olurken bir yandan arkadaşlarımla dışarı çıktığımızda açılıyordum. Onlarda benim gibilerdi. Kendi kapanmış ama kendi açılamayan.

Bir gün ablamın kızgın sesiyle uyandım. “Bu mesajlar ne?” Açıldığımızda yazdıklarımız, benim bunaldığımda içimi döktüğüm yazılarım ve daha fazlası. O an beynimden vurulmuşa döndüm. Mesaj saklamayı seviyorum. Geriye dönüp okumak sanki o mesajı yazıyormuş heyecanı veriyor. Bu yüzden sakladım. Sonra ablam anneme söyledi. Annem deliye döndü. Arkadaşlarımla konuşmam yasaklandı, telefonum elimden alındı ve babama söylemekle tehdit edildi. O kadar çok çaresizdim ki. Yalvardım, ağladım, yeminler ettim. Söylemediler. Konu 3 aya kapandı.

Babam bazı konularda oldukça açık görüşlü. Din ve siyaset hariç herhangi bir konuyu oturup iki büyük insan gibi söz sırası alarak tartışabilirdiniz. Sizi dinlerdi, gün içinde nasıl olduğunuzu sorardı vs. Din konusunda annemle aynı görüşteler(sanırım). Babam pantolon giymemize kızar ama alırdı. Artık eteğe geçin der ama yanında pantolonla görünce sesini çıkarmazdı. Annem gazlardı onu. “Şu kızlarının giyinişine bak, erkek gibiler.” Bir gün oje sürmüştüm. Çok güzeldi. Sofrayı taşırken gördüler. Babam karşısına alıp “Oje sürenler hayat kadınıdır, kendilerini göstermek için sürerler. Bu bizim toplumumuza aykırı. Bir daha asla görmeyeyim. Kırarım parmaklarını.” dedi. ‘Toplum’ ailemin tek derdi. Babam her nasihatinde topluma uymak gerektiğini anlatır, eğer toplumdan değilsen ahlak değerlerin düşük birisin derdi.

Birkaç kere din hakkında annemle tartışmalarımızı duydu. Sanki bana şeytanmışım gibi baktı ve konuyu kapattı. Ben de çözemiyorum babamı. Ablama gelirsek… Ablam çok garip biri. Çevreye karşı çok açık görüşlü ama konu ben olunca tam tersi. Balkona kısa kollu çıksam hemen sesini yükseltiyor ve çirkefleşiyor. Nefret ediyorum bu halinden. Her bunu yaptığında kulaklarımı tıkamak istiyorum sesini duymamak için. Sinirden delirmemek için zor tutuyorum kendimi. Açılmama o da karşı. Anlayacağınız tek başımayım. Kimsem yok. Akrabalarım ailemden beter.

Babamı severim. Eğitim konusunda eli boldur. Bir şey istediğimde ikiletmez ama din hakkında istediğimde tanımaz. Babamı incitmemek için kendi gemimi kontrol edemiyorum. Kapıyı açamıyorum. Olur da üzülür diye. Ama bu bez parçasından kurtulmayı çok istiyorum. Dayanamıyorum artık. Dışarı çıkmak istemiyorum. Arkadaş edinmek istemiyorum. Kendimle baş başa kalmayı istemiyorum. Odamdaki aynaları çıkarttım. Kendimi görmek istemiyorum.

Yakında üniversitem açılacak. Uzakta olduğu için yolda açılıp eve gelmeden kapanabilirim ama korkuyorum. Bir hafta değil yıllarca böyle yapmak zorundan kalabilirim. Bunun stresine ne kadar dayanabilirim bilmiyorum. İşe girmek aklımda ama okulumu aksatırsam sıkıntı.

Fazla ve karışık yazdığım için özür dilerim. Görmesinler diye uğraşınca bu kadar oluyor. Umarım bir gün başardığımı buraya yazarım. Yolda açılıp eve dönmeden kapanan arkadaşlar varsa benimle iletişime geçip dikkat etmem gereken hususları ya da başınızdan geçenleri anlatırsanız çok mutlu olurum.

“Dalgalı okyanuslarda hapsolmuş bir çok kadın var” için 2 yanıt

  1. Ben de üni 2.sınıf öğrencisiyim ilk sene kapalı gittim ama olmuyor diye anneme söyledim o da orada açık burada kapalı olursun dedi ehliyet de alacağım fotoğraf sıkıntı olur mu hiç bilmiyorum dün sokakta gizlice saçlarımı açtım huzurlu ama garip hissettim ağlayasım geldi bunları yaşamak zorunda değiliz ama mlsf görürsen yazabilirsin buradan nasıl iletisim kuruluyor bilmiyorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir