İçimde ders çalışacak güç de kalmadı ne yapacağım hiç bilmiyorum

Merhaba, arada çok yalnız hissettiğim zamanlar oluyor ve gelip burayı okuyorum. Dedim bari ben de içimi dökeyim… Ailem tarafından zorla ferace giydiriliyorum.

Bir kuzenim var aşırı yakınız onunla, sürekli beraberdik büyürken. Doğal olarak her şeyimiz de aynıydı. Gel zaman git zaman ben ve ailem başka bir şehre taşınmak zorunda kaldık ve öylece biraz ayrılmış olduk ama yaz tatillerinde tekrar memlekete gidiyorduk. İlk olarak ben 6. sınıftayken kuzenim feraceye geçmişti. Yaz tatilinde memlekete gittiğimizde beraber dışarı çıkıyorduk onunla. Ben sürekli uzun bilekten etek ve uzun kollu geniş üst giyerdim hep, o da feraceyle gezerdi. Bi’ gün dışarı çıkarken dedem önümde durdu ve dedi ki “Kuzenin adaplı bi şekilde dışarı çıkarken, sen böyle çıkmaya utanmıyor musun?” halam duydu ve beni ferace bakmaya götürmeye teklif etti. Ben de kabul etmek zorunda kaldım sonra gittik ve ilk feracemi aldık… Şeyi hiç unutmuyorum, ben poşete koyacaktım feraceyi eve götürmek için halam elimi tuttu ve şimdi giy dedi. O an meğer hiç geri dönüşü olmayacak bir şeye adım atıyormuşum ama bana çok masum geliyordu bunlar.

Yaz tatili bitip okuluma ilk feraceyle gittiğimde 7. sınıftaydım. Tüm sınıf arkadaşlarım güzel güzel kıyafetler giyinip gelmişti ve o kadar kıskanmıştım ki hepsini… Zaman ilerledikçe aynı şeyleri yaşamaya devam ettim sürekli. Bir etkinlik olduğunda ve herkes süslenerek geldiğinde kıskanmaktan başka bir şey yapmıyordum. Ortaokulu böyle bitirdim işte. Sonra liseye geçtim, ortaokulum gibi o da İmam Hatipti tabiki. Annem, lise tercihlerimi yaparken “İmam hatip olmazsa seni okutmam, evlendiririm.” dediği için başka seçeneğim kalmamıştı.

1. sınıfta artık dışarıdakileri kıskanmaktan çok sıkılmıştım. Kendime sormaya başladım “Neden onları kıskanmak zorundayım ki? Neden ben de istediklerimi giyerek dışarı çıkamıyorum ki?” diye ama annemgile sormaya hiç umudum yoktu. Çünkü %99 reddedilecektim ve olay daha fazlasına kadar gidebilirdi. Bu yüzden hep sustum ve ferace giymeye devam ettim. 11. sınıfın başına kadar biraz cesaretimi toplayıp o %1 şansıma inanmaya başladım. Sonunda anneme söylemeye karar verdiğim gün geldi ama ben her ne kadar o %1 şansa inansam da %99 olan kısım aklımı karıştırıyordu. Hala cesaret edemiyordum konuşmaya. En son babam bi ara evden çıktı ve tamam şimdi yapacağım dedim. Sürekli mutfağa annemin yanına gidiyordum ama geri çıkıp kendi odama kaçıyordum. Bi’ kaç kere böyle yapınca annem bişeyler olduğunu anladı ve yanıma geldi. Yatağın karşısındaki koltuğa oturdu. Ben konuşamadım, ağlamaya başladım. Annem yanıma geldi sarıldı, bana hiçbir şey söylemedi. Ben o an itiraf ettim ferace giymek istemediğimi. Onlar için giydiğimi, allah rızası için olmağını ve o an beni bıraktı.

Tekrar karşımdaki koltuğa geçti ve sinirli bir şekilde yüzüme bakmaya başladı. “Neden, neden!” diye sorgulayıp durdu. Sürekli bana, şu kitaptan şurayı oku diye diye dini kitap örnekleri verdi. En son da “Bizim için olsa bile devam edeceksin, çıkarmana izin vermiyorum. Eğer öyle bişey bir daha düşünürsen karşına ilk çıkan ben olurum. Zaten 20 yaşında benimseyip, hiç bırakmayacaksın.” dedi. O günden sonra dinden soğumaya başladım. Bir iki ay sonra, artık dışarı çıktığımda feracemi çıkarmaya başladım. Eve gelirken tekrar giyiyorum. Hala böyle devam ediyor ama ailem sürekli çarşıda olduğu için aşırı risk altında hissediyorum. Artık o kadar bunaldım ki dışarı bile çıkmak istemiyorum. Kendimi eve kapatmak istiyorum. Evden dışarı adımımı bile atmak istemiyorum. Geçen sene YKS’ye girecektim. Bu yüzden üniversiteye geçince rahatlayacağım hayaliyle çalışıp durdum.

Hayatımda hiç elde etmediğim kadar başarılarım oldu. Sonra bir gün annem bana “Sen nereye gidersen, biz oraya senin peşinden taşınacağız.” dedi. Ben o gün hayallerimi de bıraktım işte, sınava 5 ay kalmıştı ve ben aşırı batırdım her şeyi. Mezuna kaldım. Bu sene tekrar hazırlanıyorum ve babam bu yaz benimle gelemeyeceklerini çünkü kiraların çok pahalı olduğunu söyledi. Umudum biraz daha geldi ama artık çalışmak falan da istemiyorum. Babam benim eğitimim için bir kuruş bile vermeyeceğini, oturup evde çalışmamı söyledi. Evde ders çalışamıyorum, çünkü aşırı sesli evin içi. Kütüphaneye gidip gelebilirim, orası bizim evimize çok yakın ve feraceyle dışarı çıkmak istemediğim için oraya da gitmek istemiyorum. Artık sürekli tedirgin hissediyorum. Sürekli diken üstünde oturuyorum. Ya feracesiz dışarı çıktığımı öğrenirlerse bir gün diye. Bıktım artık bu histen. Artık böyle hissetmek istemiyorum ama içimde ders çalışacak güç de kalmadı ne yapacağım hiç bilmiyorum.

Özür dilerim biraz fazla uzun oldu sanırım. İlk defa döküyorum içimi, yıllardır biriktirdiklerim bunlar.

Comments (2)

  1. Fok Balığı

    Lütfen kütüphaneye git ve derslere çalış iyi bi üni kazan zaten reşit olursun part time çalışıp para kazanırsın istediğin hayatı yaşamak imkansız değil yeterki mücadeleyi bırakma seni çok seviyorum yalnız değilsin

    • merhaba yine ben.. bu mektubu yazan kişi. 5 ay olmuş yaklaşık ama ben bir kere olsun kütüphaneye gitmeye cesaret edemedim kendimi eve kapattım. artık dayanamıyorum 99 gün kaldı sınava evin içine tıkılıp kaldım ve çalışamıyorum o masaya oturduğum an nefesim kesilmeye başlıyor. biraz olsun gelip senin yanıtını okuyarak cesaret toplamaya çalışıyorum ama olmuyor dışarı adımımı attığım an herkes bana ve feraceme bakıyor gibi hissediyorum korkuyorum ben bu halde nasıl kütüphaneye gidebilirim

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir