Herkese selam, ben 14 yaşında lise 1 öğrencisiyim. Daha önce buraya bir şey yazmamıştım ama 1 yılı aşkın sayfayı takip ediyorum ve okuduklarım beni cesaretlendiriyor. İçimden “Ne güzel insanlar” “Ne güzel savaş veriyorlar” diyorum. Evet, aslında benim hikayemde pek farklılık yok. Benim ailem ataerkil ve homofobik bi aile. Ailecek Müslümanız ama aslında pek bağlı değiliz. Neredeyse her gece babam içer ve eve gelmez. Zaten ben okula o işe. 1 tane abim var lise sonda ve babaannem ile yaşıyoruz. Babaannesi ile yaşayanlar şu an beni anladı aslında. Konuya giriyorum o zaman. 2 halam var. Büyük halam ile hiç kimse konuşmuyor ama, ikisi de hatta 3ü de babaannem dahil tam bir mikser. Annem ile babam evlendiği günden beri kara bulut gibi ilişkilerinin üzerine yağmaya başladılar.
Her neyse gelelim kendi aileme, babam ile annem aslında çok severek sırılsıklam aşık evlenmişler. Onlarınki lise aşkıymış. Fakat evlendikten sonra her şey tamamiyle değişmiş. Annemin dünyası kaymış. Sanırım 20 yıllık evliler. Annem bu 20 içerisinde özellikle biz doğmadan önce aşırı derecede fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalmış. Öyle tokat falan da değil, bildiğimiz ağır yumruk tekmeleme. Dedem (annemin babası) doğal olarak hesap sormaya gitmiş. He şunu atladım biz baya küçük bir ilçede yaşıyoruz. Küçük ilçede yaşamak o kadar zor ki. Herkes herkesi tanıyor ve en önemlisi dedikodu gıybet sonrasında dedem bunu duyuyor ve eve gidiyor. Adama demedikleri kalmıyor. Benim dedem biraz pasif kalıyor bunların karşısında. Zaten mülayim bi adam ama anneannem tam tersi çok hırçın bi kadın. Anneannemle dedemi eve sokmamışlar 1 yada 2 hafta mı ne hesap sormaya gittikleri günün gecesinde dedemin üzüntüden dişleri dökülmüş.
Tabi dediğim gibi baba tarafım baya ataerkil “Erkek yapar çünkü o erkek, ne olmuş yani?” derler geçer. Benim annem de cahil tabi, çok genç evlenmiş, sanırım reşit olur olmaz. Bir şey demiyormuş o sırada 2 halam babaannem hep babamı dolduruyormuş. Sonrasında sanırım 6 yıl sonra abim doğmuş abimin doğduğu ilk zamanlar her şey yolundaymış, iyi gidiyormuş. Fakat babam tekrar başlamış ama ağır değilmiş. 3 yıl sonrasında ben doğmuşum ben doğduktan 6 ay sonra artık annem bıkmış ev işleri çocuklar babamın şiddeti psikolojik baskılar derken abimi alıp beni babamların yanına bırakıp babasının evine kaçmış ve sütten kesilmiş annem. Ben sadece 6 ay emmişim, 6 ay süt emen çocuk ne kadar sağlıklı olabilir ki? Her neyse tabi bu ilçede iyi bir dedikodu malzemesi olmuş. İşte baba tarafı annemde suç olduğunu annemin çok terbiyisiz saygısız iki yüzlü insan olduğunu söylemişler ve ağıza alınmayacak birçok kötü kelimeler. Annem tam 1,5 ay sonra o eve geri dönmüş. Neden döndüğünü hala bilmiyorum.
Kadınlarla ilgili şakalar yapılırdı mesela. Bir kadın sokakta diz üstü giymiş “Of şunun götüne bak be! Nasıl ama?” derler. Babam falan hatta halam bile “Açık göte herkes bakar” derler. Onların atasözü haline gelmiş neredeyse. Ben ne zaman savunmaya kalksam hep bunu söylerler. Annem çarşıya çıkmak ister ama abim veya ben gitmezsem izin vermez babam. Annem annesine izin alarak gider. Baba tarafındaki kadınlar bile oldukça ataerkil. Özellikle babaannem eşi onu oldukça dövmüş. Bana anlatırken “Ne yapabilirsin ki? O erkek, öyleler işte.” “Peki babaanne neden ayrılmadın?” diye sorduğumda “Aa sen de! Sırf bu sebebten ayrılınır mı? Bizde gene bunlar var. Peki başkaları? Kumardan, karılara gitmekten ailesine bakamıyor.” diyordu. Bacalar tüter ama nasıl tüter diyordu ve erkeklerin yaptığı hareketlerin hepsi ona doğru.
Gelelim günümüze ben artık büyüdükçe olanların farkına varmaya başladım ve oldukça psikolojim bozulmuştu. Tabi biz büyüyünce babamın bu hararetleri sıfıra indi ama birikim işte ergenliğin de vermiş olduğu ruh hali ile son 2,5 yılda depresyona girdim, takıntılarım başladı ve ailem artık böyle olmaz deyip bi psikiyatriste çıkarttılar. Anksiyete, OKB ve majör depresyonum oldu aslında kulağa söylenişi komik. Her neyse, he bu arada abim benden 1 yıl önce aynı psikiyatriste çıkmıştı. Çünkü o da bazı şeylerin farkına varmıştı o en çok 5-6 seans gitti. Ben hiç bırakmadım. 6 ayı aşkın gidiyorum. Her neyse evet psikiyatriste 2. seansa gitmeye yakın gözümüzün önünde ilk defa babam anneme şiddet uyguladı, annemi boğazladı. Hem de abim halama gitmek istemediği için ve hiçbir şey yokmuş gibi gittik sanki hiç yaşanmamış gibi. Abim ile ben, babamla konuşmadık. Sonunda biz suçlu çıktık neymiş karı koca arasına girilmezmiş. “Rezalete bak hiç babaya küsülür müymüş?” dediler bize. Şu an iyiyiz ama ben kendimi tanımaya başladım.
Bir de psikiyatriste bu yüzden de gittim. 8-9 yaşımdan beri erkeklerden hoşlanıyormuşum aslında ilk kabullenmedim. Çünkü ailem bana nasıl öğrettiyse öyle düşündüm. kendimden oldukça nefret ettim, ölmek istedim ama araştırdım son yıllarda. LGBTİQ+ nedir? Hastalık mı diye ama gayet normal bişeymiş aslında… Şu an kabüllendim. Ben bir eşcinselim. Şu an annem biliyor ama o daha kabüllenmedi çünkü daha çok yeni söyledim. “Seni her halinle kabul ederim, sen benim evladımsın.” dedi ama terapistime “İşte babasına da söyleyecek ve tedavi falan olacak” dedi. Hem de benim yanımda! Kendimi çok kötü hissettim. O an sanki bi hastalığa yakalanmışım gibi ama önünde sonunda kabul edecekler. Etmeseler bile savaş vereceğim. Sonuçta bu benim hayatım ve ben buyum.
Ben yaşayacağım ve bunun yanında inancımı da sorguladım. Kendimi bir müslüman olarak tanımlamıyorum ama ben ateistim, deistim de diyemiyorum ya da başka bi din ama şunu biliyorum mutlaka bir yaratıcı var ama elçiymiş peygambermiş allahmış pek mantıklı değil. Biliyor musunuz, ben psikolog olmak istiyorum. Çünkü sıra dışı hastalıklara oldukça ilgim var ve olmak için elimden geleni yapıcam. Bir de benim psikolojimin bozulma nedenleri anneme acımam çaresiz kalması ama artık acımıyorum, üzülmüyorum onun için. Çünkü “Ayrıl daha gençsin en fazla ne olabilir.” diyorum yada “Biraz sen de karşı çık, pasif kalma.” diyorum ama o “Bu babanı değiştiremezsin. Hem arada hey heyleri geliyor işte, ne olacak.” diyor ve bunun için kavga ediyoruz. Cidden artık üzülmüyorum. Yönelimim hakkında şu an pek düşünmüyorum söylemeyi, arka planda her şeyin mutlu olmasını diliyorum.