Kendimi bu dünyada yapayalnız ve başarısız hissediyorum. Başarı nedir diye düşündüğüm zaman aklıma tek bir örnek gelmiyor tabi ki. Kimine göre bir eş, bir sevgili, bir iş başarıdır ama ben o kadar tek başıma ve yetersizim ki. Küçüklükten beri bu his benimleydi. Bana hissettirildi mi yoksa ben mi delirdim de böyle oldum hiç bilmiyorum ama hiçbir zaman yaptığım bir şey konusunda kendimi tebrik etmedim. Beni tebrik etmediler de, eden olduysa da ben inanmadım. Şu an hayatımın en berbat dönemindeyim. Önümde akan bir hayat var, ben hissedemiyorum. Yaşıtlarım neler yapıyor, ben odadan çıkamıyorum.
Hiçbir şey içimi ısıtmıyor. Hiçbir film, dizi, oyun, geçici bir boostun ötesinde bir şey vermiyor. Çoğu zaman hayatımda belki birileri olsa farklı olabilirdi, kafam dağılırdı en azından diyorum ama ben o konuda da yetersizim. Sahi beni niye hiç sevmediniz? Şu dünyaya bunca insan sığdı da bir tek ben mi fazla geldim? İçim bir yandan öyle dolu ki, ama bir yandan da kocaman bir boşlukla hiçlikle kaplı. Ne ailemin istediği mükemmel, itaatkar, dindar kız olabildim. Ne flörtlerimin, sevgililerimin (ki o bile olmadı da) istediği birisi olabildim. Herkesin deneme tahtasıydım. Kiminin nasıl bir çocuk istemediğine dair deneme tahtası. Kiminin nasıl bir ilişki istediğine dair deneme tahtası. Hayatımda hiç kimse yok. Kocaman karanlığımla bir başımayım.
Aynı çatı altında yaşayıp konuşmadığım ailem dediğim insanlar, haftada bir kere muhabbet edebildiğim yakın arkadaşlarım ve annemin etkisi altından çıkamayan intihara 5 kala ablam var. Ben intihara 1 kalayım. Zeze olmasa yapmıştım. Çok ciddiyim. Ablam veya arkadaşlarım bile gözümde değildi. Ben sadece bağırıp çağırınca ciddiye alındığım bir evde büyüdüm ve hakkımı aramak için bağırıp çağırdığımda öfkelenip tepki verdiğimde ablamın dediği tek şey “Herkesin senin gibi olmasını istiyorsun.” olmuştu. Bunu söylediği kişi de annemdi :d Ben gidersem Zeze’ye doğru düzgün bakmazlar biliyorum. Hastalığını anlamazlar, aşısına düzenli götürmezler. Hayvanın kumunu bile temizlemiyorlar. En nefret ettiğim de her şeye rağmen hala aynı devam etmeleri. Hiçbir şey değişmemiş. Evden çıkamıyorum, kendime hayat kuramıyorum. Burada kalamıyorum, iş arayamıyorum, kafamı kaldıramıyorum. O kadar yoğun düşünüyorum ki artık iç sesimden yoruluyorum.
Ben böyle bir hayatı hak etmedim. 31ci yeni ergen gibi öğlen uyanıp akşama kadar reels’da dolaşıp oyun oynayarak geçen devamlı kilo alınıp yatakta ağlamayla biten bir hayatı ben hak etmedim. İstediğim tek şey kendimi bulmaktı. Sevdiğim şeyleri yapmak kendi köşemde takılmaktı. Daha ötesi değildi. Ama şimdi nefes alamıyorum. Psikoloğa gidiyorum ama hiçbir işe yaramıyor ben daha da kötüye gidiyorum. Az önce kendimi dövdüm resmen. Evde durmak iyi gelmiyor, işe başlamak istemiyorum, evi ayıracak param yok, kafa dağıtacak arkadaşım yok. Sadece 2 arkadaşım var. Birinin yüzünü gören cennetlik, birisine her şeyi anlatıp kafayı mı yedirteyim. Kendimi kendime yük gibi hissediyorum. Bu dönemde tonla farklı bağımlılık ve bozukluk geliştirdim. Yeme bozukluğu, telefon bağımlılığı, oyun bağımlılığı. Bir bitki gibi yaşıyorum. Yaşamımın hiçbir anlamı yok. Ölmek de istemiyorum. Sadece yok olmak istiyorum.
Beni bu karanlığa hapsedenler hayatlarına devam ediyorlar. Ben daha 24 yaşında hayatımın baharında kendi ellerimle hayatımı bok çukuruna yolluyorum. Hiçbir şey yapmıyorum. Kelimenin tam anlamıyla hiçbir şey yapmıyorum. Uyuyamıyorum, uyanamıyorum. Sürekli baş ve vücut ağrısı çekiyorum. Ard arda kilolar alıyorum. Ağlama krizlerine girip stabil hale geri dönüyorum. Bunun sonu ne bilmiyorum. Bu ne zaman bitecek? Ben neden bu kadar değersiz yetiştirildim. Bana neden hiçbir zaman değerli olduğum, yeterli olduğum hissettirilmedi. Niye sadece bağırarak ya da olaydan soyutlanarak hakkımı aramayı öğrendim. Öfke problemlerim var. Çok alakalı alakasız şeylerden insanlara o kadar sinirleniyorum ki. Sosyal medyada her gün yüzlerce insan engelliyorum. Yaşamalarına, var olmalarına katlanamıyorum. Bazen gerçekten g*t oluyorlar, bazen sadece ben aşırı tepki veriyorum. Ama normal tepki vermeyi bilmiyorum ki. Annemden nefret ederken onun gibi histerik, herkesten, her şeyden nefret eden memnuniyetsiz bir insan haline dönüştüm.
Küçüklüğüme dönünce hatırladığım tek şey annemin babama bağırması, babamın hiç sesini çıkarmayıp iletişim kurmaması. Evdeki tüm sorumluluklardan kaçması ve annemin en ufak şeyde insanlarla kavga edip bizi bu kavgaların ortasında bırakması. Sonrasında da Allah beni belayla terbiye ediyor diyordu tabi. Merdiven kavgasında çekiçle adam dövmeye giden benmişim gibi. Asla doğurmayacağım. Asla evlatlık da almayacağım. Bu zinciri birisi kırmak zorunda. Ya narsist or**** çocuklarını idealize edip hayatıma alıyorum ya da intihara 5 kala insanları hayatıma alıp annecilik oynuyorum. Benim o çocuğa sunabileceğim bir hayat yok. İkinci bir Meryem asla yapmayacağım. Yardım istemekse konu, yardım istiyorum. Bunun artık bitmesini istiyorum. Geceleri uyuyamıyorum. Sabahları uyanamıyorum. Hayatımın hiçbir anlamı değeri yok. Kendimi bildim bileli din-aile ve toplum baskısı ile savaşıyorum. Hiç umut yok. Yapayalnızım. Kendimi o kadar değersiz hissediyorum ki. Birisi bana yardım edebilir mi?
“Beni bu karanlığa hapsedenler hayatlarına devam ediyorlar” için 2 yanıt
o bok çukurundan seni çıkarmaya gelecek kimse olmayacak. eğer gerçekten bir şeylerin değişmesini istiyorsan birşeyler yap. adım at. kendine telkinlerde bulun iyi yönde “ben değerliyim” de. onlar sana değer vermiyorlarsa sen kendine değer ver
Bir is bul, calis, kendi parani kazan ve eger yapabiliyorsan tatile git.