Benim de bu hayatta her insan gibi başarısızlıklarım, kusurlarım, yanlışlarım oldu, doğal olarak; ama bunların çoğunluğunda sebep ailem oldu. Ben bir şeyler başarmak istediğimde destek olmadıkları gibi engel de oldular. Ben şu an on birinci sınıfa gidiyorum ve benden istedikleri tıp kazanmam. LGS sınavının olduğu yıl da fen lisesini kazanmamı istiyorlardı ama sadece istediler. Ben LGS sınavına tek başıma gidip gelmiştim. Sınavdan çıktığımda, ben hariç herkes ailesiyleydi herhalde. Sonuçlar açıklandı ve benim puanım fen lisesine yetecek bir puan değildi. Zaten doğru düzgün çalışmamıştım da, ama yılın başında bir hedefim vardı ve o kadar istekliydim ki her gün erkenden kalkıp çalışıyordum ama, sonra hevesimi kursağımda bıraktılar tabii, ve bunu sadece o yıl yapmadılar.
Ben bu yıl da dahil her yıla bir umutla başlıyorum. Defalarca sonuç hüsranla bittiği halde sanki hiçbir şey olmamış gibi iyi bir başlangıç yapıyorum ama, onlar da muhteşem bir istikrarla hevesimi kırıp paramparça etmeyi başarıyorlar. Bu sene sanki benim için son noktaydı. Çünkü artık içimde bir istek yok ve her şeyi boş vermişim. Yarın sınavım var ve onu bile umursamıyorum artık. O kadar vazgeçtim ki düşük alma ihtimalim beni endişelendirmiyor. İlk defa bu hayattan, bu evden kurtulamayacak olma ihtimalim benim harekete geçmemi sağlamıyor. Gerçi yine bir şeyleri düzeltmeye çalışıyorum ama yapamıyorum. O kadar umursanmıyorum ki, ben her insandan ilk önce şunları duyuyorum; çok beyazsın, çok solgunsun, dudakların kupkuru, hasta mısın? Ailem de bunları söylüyor. Ruh gibisin diye dalga geçiyorlar ama asla hastaneye gidip bir kan tahlili yaptırmadık. Mesele sadece görüntüm de değil, benim bir günde üst üste üç dört kez kustuğum oldu kaç sefer.
Bu aralar sık sık baş dönmelerim oluyor. Çoğunlukla duştayken ya da duştan çıktığımda oluyor. Hatta birkaç kez gözümün önü kararmıştı. Bir keresinde ablama duştan çıktığımda başımın döndüğünü söyledim ve dedi ki “Hemen giyin şimdi çıplakken bayılma.” Bir seferinde sadece karnım ağrıyordu ve anneme rapor almak için sağlık ocağına gidelim dedim ve gittik ama yolu yarılamıştık ki benim başım çok fazla dönmeye başladı ve zar zor gittik. Sonra oradan hastaneye gittik durumum kötü olduğu için sonra eve geldiğimizde annem bana dedi ki “Kendine dikkat et, Hasta etme kendini. Bugün kendini yerlere atıyordun, herkes bize bakıyordu. Senin hamile olduğunu düşündüler. Yaşın da çok büyük değil tecavüze uğradığını falan düşünmüş olabilirler. Bir daha böyle yapma.” Onlar için önemli olan kısım bu “Kızım geber falan ama sakın ha orospuluk yapma! Gebereceksen de düzgün geber ama insanların seni orospu sanacağı şekilde geberme. Sen geber ama bizim adımızı çıkartmadan düzgün geber!” Önemli olan bu ama geberip gidemiyorum işte bir türlü, çünkü daha yetmedi.
Mesela benim üç yaşında sokakta söylediğim şarkı yüzünden kızıp içeri aldınız. “Büyüyünce orospu mu olacak bu kız?” dediniz ama yetmedi daha. Mesela orospuluk yapıp erkeklerle konuşma ihtimalime karşı imam hatip yazdınız tercihime istemesem de ama bu da yetmedi. Benim her şeyimi yargılayıp, her şeyden utandırdınız o da yetmedi. Ben yıllardır insanların yanında ağlamıyorum artık utandığım için. Ben çığlık atmam gerekirse atmalı mıyım diye düşündüm sırf utandığım için. Nasıl çığlık atmadan yardım isterim diye düşündüm ama yetmedi. Tacize uğradığım için utandım ama yetmedi. Asıl utanması gerekenler utanmazken ben utandım. Asıl ahlaksızlara laf gelmedi. Benim yapmadığım ahlaksızlığa laf geldi yine yetmedi. Daha bir sürü şey oldu ama yetmedi. Ortada toparlanacak bir hayat kalmadı ama hala dağılacak bir şeyler var ki yetmedi.