Merhabalar. Bu siteyi uzun zamandır takip ediyorum. Yazılan mektupları okuyorum. Fark ettim ki buradaki insanlarla dertlerimiz ortak. Hepimiz tek bir şey için savaşıyoruz: KENDİMİZ OLARAK VAR OLMAK.
Evet tek istediğimiz bu; bize ve kararlarımıza saygı duysunlar. Böyle bir durumda, yani söz konusu saygı ise bunu diğer insanlardan bekleyip görmezsek çok da takmayız aslında. Fakat bu saygı konusu aile içerisinde olunca işler değişmeye başlar.
Normalde bir insan size saygısızlık yaptığında bununla savaşmak kolaydır. Ona karşılık verebilir ya da görmezden gelebilirsiniz. Ama dediğim gibi bu aile içerisinde olduğunda bunları yapmak kolay değildir. Ne görmezden gelebilirsiniz ne de karşılık verebilir. Ben de bir zamanlar saygılı olduğunu düşündüğüm orta gelirli bir ailede doğdum. Küçükken mutluydum. Lakin büyümeye başlayınca bu mutluluğum yerini çetrefilli bir hâle bıraktı. Birçok zorlukla karşılaştım. Ve bunlardan biri de başörtüsü.
Kendi isteğimle karar vermiştim ve sonra kendi isteğimle çıkarmaya. Yaptım da bir şekilde. Buraya kadar her şey güzeldi. Sonra birden adıma bir karar verildi ve bu bende bir şok etkisi yarattı. Bilirsiniz eğer ki sinirli bir babanız varsa genelde denileni yaparsınız ya da yapmazsınız ama bunun sonuçlarını göze alırsınız. Ben alamadım. Korktum. Belki de korkmamalıyım, inanın bilmiyorum. Kafam o kadar karışık ki.
Aslında baktığınızda mesele sadece başörtüsüymüş gibi gelebilir. Bilâkis başörtü değil. Konu benim bir birey olarak görülmeyişim. Bunun sonucunda değersizlik, yetersizlik, özgüvensizlikle savaşmam. Ve bir de korku. Bazen ailesi ile arası iyi olan insanlara gıpta ediyorum. “Nasıl anlayışlı aileleri var?” sorusuyla başlayan sorgulamam “Neden böyle bir ailem var?” sorusuyla son buluyor.
Her neyse, biliyorum ki bunları onlara söyleyemediğim için buraya yazıyorum. Daha çok şey var yazılacak. Ama inanıyorum ki bir gün tekrardan kendi ayaklarımın üzerinde durduğumda hayatımın iplerini elime alacağım. Ya da o ipler benim sonum olacak. Hayat bu, bilemeyiz. Umarım doğduğumuz ev kaderimiz olmaz.
Yazdıklarımın hepsini okuduysanız eğer size minnettarım. En azından beni anladığınızı ve bu yolda yalnız olmadığımızı bileceğim. Sizler de güçlü kalın. Savaşmak ne kadar zor ve acılı olsa da burada benimle birlikte savaşan insanları gördüğümde tekrar motive oluyorum ve inanıyorum ki bir gün kazanacağız. Kendinize çok iyi bakın.