Zorla da olsa hafızlığı bitirdim ama gençliğim de böylece geçmişti

Ben de içimi dökmek istedim. Ortaokuldan itibaren hafızlık kursuna gönderildim. Başlarda istesem de aslında hiçbir zaman gerçekten istemedim ama yine de gittim. Ailem aşırı muhafazakâr bir aileydi.

Başlarda sesimi çıkaramıyordum; zaten küçüktüm, ne yapabilirdim ki? Bir yıl, iki yıl, üç yıl derken… 20 yaşıma kadar kurslarda, bir o kurs, bir bu kurs, oradan oraya sürüklendim. Zorla da olsa hafızlığı bitirdim. Ama gençliğim de böylece geçmişti.

Belgeyi alır almaz tecilimi bozdum, askere gittim. İnsanlara hafız olduğumu söylemek istemiyordum çünkü bu artık benim için bir nefret simgesi haline gelmişti. Bir gün komutanın biri herkese meslek sorarken ben hiçbir şey diyemedim. “Sende hoca tipi var,” dedi. Sesimi yine çıkaramadım.

Askerliğim bitti. Eve dönmedim. Ailemi, geçmişimi, her şeyi silmek istedim. Şu an 21 yaşındayım, bir iş buldum ve çalışıyorum. Kimsenin geçmişimi bildiği yok, zaten kimin umurunda? Bu hayattaki en büyük kötülüğü bana ailem yaptı.

Bazen, “Keşke ölsem de kurtulsam,” diyorum. Ama hayatı, insanları, doğayı… Her şeyiyle yaşamayı seviyorum. Yalnızlık zor olsa da alıştım. Yeni tecrübeler kazanmak, yeni yerler görmek istiyorum. Ve sanırım bu hayattaki son isteğim de bu ülkeden gitmek.

Bilmiyorum… Belki her dinden, her inançtan insanın birbirine saygı duyduğu; hiçbir dinin çocuklara zorla empoze edilmediği bir ülkeye. Umudun hâlâ olduğu, insanların hâlâ güldüğü, herkesin istediğini yaptığı, özgür olduğu bir ülkeye.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir