Merhaba, ben şu an üniversite okuyan ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan 21 yaşında bir kadınım.
Güneydoğulu bir ailenin en büyük ve tek kızıyım. Ben babamla, çocukluğumu bana mükemmel kılan babamla başlamak istiyorum. Beni şiirler okuyarak büyüttü, kitap okumayı sevdirdi ve her zaman koyu bir dindar oldu. Çocukluğumun kahramanı babam ve onun bana anlattıkları benim tek gerçeğim, tek doğrularımdı.
7. sınıftan itibaren annemle beraber kısa kollu giymemi yasakladılar, sonra tunik giymemi söylediler. Kızdım, ağladım sonra alıştım, zaten eninde sonunda kapanacaktım, ‘’Ha şimdi ha daha sonra’’ dedim. Hem daha ilkokuldayken bile ‘’Kızım büyünce kapanacak’’ demiyorlar mıydı? Lise 1’de kapandım ve bu süreci dini koyu bir şekilde yaşayarak geçirdim, sürekli okudum.
Bu arada sosyal medya ve telefon kullanmam yasaktı. Annem sınıfta bile erkeklerle konuşmamı istemezdi çünkü adım çıkabilirdi.
Kuzenlerimle doğru düzgün konuşamazdım. Erkek kardeşimin önüne kadar su getirirdim çünkü kızdım ve görevim buydu. Babaaennem ‘’Etek giy artık kocaman oldun’’ derdi. Benim dışımda herkes bana dair bir şey söylerdi. İçten içe kendimi bulmam gerek diyordum.
Lise 3’e geçtiğimde fikir dünyam epey değişti; elimde, yanımda sadece okuyacak kitaplarım vardı ve lise 4’ün 2. yarısında artık ateisttim; başörtüsü ve geri kalan her şey bana koca bir yabancıydı . Yitip giden çocukluğumun hüznü ve hem aileme hem doğduğum yere büyük bir öfke vardı. Anneme defalarca açılacağımı söyledim. Biraz hakaret ederek, biraz göz korkusu vererek zamanımız geçti, bu süreçte ben kendimden tiksindim ve annem yabancı yazarların yazdığı tüm kitaplarımı alıp sakladı.
Tek dayanabildiğim şeyi benden aldı. Günlüklerimi çöpe attı, benliğimi çöpe attı. Gözyaşlarıma değen tek varlığım böylece hiç olmuştu.
Sağlık problemleri yaşadım. Üniversiteyi kazandım ve açıldım. Üniversitenin ilk yarıyılında eve gittim, ailem şok geçirdi. Abim “Ailemizin şerefi iki paralık oldu” dedi. Erkek kardeşim anneme ‘’Sen bunu bu hale soktun’’ dedi. Babam ‘’Ölü bedenini avuçlasaydım daha az üzülürdüm, keşke ölün yoldan gelseydi’’ dedi. Annem ‘’Benim kızım değilsin seni siler atarım’’ dedi. Ama bende tek bir kıpırdama yok.
Onların kızıydım evet ve ben buydum. 6 gün içinde üniversiteye geri döndüm. Ailemden tek kuruş almayarak, özel ders vererek ve bir sahafta çalışarak 3 ay devam ettim. Ağır bir depresyon geçirdim ve 2 kez intihar etmeye kalktım, her seferinde umut ettim ve sadece kendime sığındım. Babam eğitimim için para göndermeye tekrar başladı. Yaz tatilinde gidecek yerim ve param yoktu, annem eve çağırınca gittim. Annem dışında hiç kimse 1 ay benimle konuşmadı ve evden dışarıya adım atmadım. Bende de bu durum inada bindi, bir yolunu bulacak ve onları değiştirecektim. Sonraki zamanlarda önce kardeşlerim benimle konuşmaya başladı, babam 1 ay önce konuşmaya başladı.
Hala ‘kızım’ demiyor ve samimi değil ama yine de ben varım, böyleyim, kendisi de buna saygı gösteriyor.
1.5 yıllık bu süreçte çalışmayı hiç bırakmadım, hep kendi ayaklarımın üzerinde durmaya çalıştım. Ben bir bireyim ve bunu onlara zorla da olsa kabul ettirdim. Şimdi annem bana ‘’Bu saç sana yakışmadı değişik bir şey yap’’ diyor. Erkek kardeşimle sinemaya giderken kopkoyu ruj sürebiliyorum. Babama 2 gün önce bulaşık yıkattım. (Annem ilk kez yıkadığını söyledi.)
En önemlisi kadınlığımı ve kendimi seviyorum. Pes etmeyerek yolumda ilerleyebileceğimi kısmen de olsa kanıtladım. Hayat uzun ve yapacağım çok çok iş var.
Kendimize olan sevgi, saygı ve umudumuzu yitirmeyelim, bizi bir gün olduğumuz gibi kabul edecekler; buraya bunun için yazdım. Sizi siz olduğunuz ve var olduğunuz için seviyorum.
Siz de sevin ve savaşın, kendinizle bile. Benliğinizi bulmak için savaşın.
**Yazıyla beraber paylaştığımız görselin kime ait olduğunu bulamadık. Biliyorsanız kaynağıyla beraber yorum bırakabilirsiniz.
“Benliğinizi bulmak için savaşın.” için 12 yanıt
Hikayeniz başladığı yer ve geldiği nokta bakımından çok etkileyici…
Etkileyici bir hayat. Gücünüze hayran kaldım. Ayakta alkışlıyorum.
Benim basim acik, hic bir zaman boyle bir baski gormedim. Annem laikci teyzelerden anlayacaginiz. Kendim de ateistim (annem Allaha inanir) ve sanirim bana ‘beyaz turk’ diyebilirsiniz. Bir suredir buradaki yazilari takip ediyorum, yazanlarin gucune ve direncine hayranim. Brn onlarin gosterdigi dirayetin 10’da 1’ini gosteremezdim. Herkesde gordugum aile baskisindan daha cok aileleri etkileyen acaip bir mahalle baskisi var. Biz toplum olarak ‘elalemi’ neden bu kadar kafaya takiyoruz. Bir de basini acmayi basaranlar, genelde ortaokul ve liseye basortulu gidip, universiteye girmeyi basarmis, sonra da is bulup para kazanip aileye bagimliliktan kurtulabilen kadinlar. Merak ettigim nokta, basinizi actiktan sonra, sizden etkilenip basini acan baskalari da oldu mu? Yani, elalemden yaniniza destekciler geldi mi? Yoksa munferit bir durum mu oldu?
Köye hala gitmedim 3 yıl geçti ama herkes biliyor. Sosyal medyadan takip edip görüyorlar. Destekçiler “gençliktir üniversiteye giden bir bocalıyor zaten zamanla düzelir üstüne gitmeyin” diyorlar:)
Yani bu yolda destekçim yok.
Annemin aşırı derecede yumuşadığını ve kapalı halime nazaran bile ilişkimizin iyi olduğunu görüyorum bunda şehir degistirmemizin etkisi çok büyük. Yeni çevresinde insanlar gayet açık fikirli bu onu bana karşı yumuşattı.
Gücün ve azmini takdir ediyorum.
Yazınızın başında babanızın kitap okuyan biri olduğunu ve size de kitabı sevdirdiğini okuyunca “nasibini almamış” diye düşündüm. Hikayenizin sonuna gelince ise, tabii sizin gayretleriniz sonucunda olsa da, babanızın kitap okuru olduğunun etkisini görüyoruz. İnanın ki, başarınızın bir nedeni de budur, kitap okuyan bir babanızın olması. Aksi takdirde asla anlamazdı, anlamadığı için de kabul etmeyecekti, travmanız çok büyük olacaktı. Tebrik ederim.
Babamı yumuşatan aynı anda iki üniversite okuyacağımı öğrenmesi oldu:) bu yıl bir bölüme daha başladım. Azıcık bile başarı insanları çok etkiliyor:)
Benim bu hikayelerde çözemediğim bir şey var, o da çalışıp para kazanıyor oluşunuz. Şunu iletmek isterim ki müslüman ülkelerde kapalı açık fark etmiyor, erkekler tacizci ve tecavüzcü, kadınlarınsa büyük kısmı birey olma bilincinden yoksun ve kiro. Açık olan ünlülerin Arap esintili kına törenlerini düşünün. Acik kadınlar özgürlük bilincine sahip değil ve hepsi evlenip çocuk yaparak varolabiliyor. Ben yeni bir işe girdiğimde bütün beyaz sığırlar yavsiyor, kadınlar benden hoşlanmıyor ve full dedikodu ayrıca verilen ücret emeğimizin karşılığı asla değil. Mesele yalnızca kapali/açık olmak değil de toplumun tamamına yakını varoş. Nasıl çalışıp mutlu oluyorsunuz, ben küçüklüğümden beri açığım ama artık çalışmıyorum hem kölelik olduğu hem de working place’teki insanların aptallığı yüzünden.
Sahafta çalıştığım dönemde alt rafa kitap almak için eğildiğimde açılan yakama bakan bir adam vardı yanında 8 yaşlarında oğlu vardı ve ona kitap bakıyorlardı. Başka bir günde yaşlı bir amca torununa kuran almaya geldi (beni ilk kez görüyordu ben de onu ilk kez) ” Benim toruna kitap bakacağım o da senin gibi açık dini bilmez , işte azıcık imana gelsin diye imam hatipe kayıt yaptırdım” dedi. Bunlar benim unutamadıklarım. Elbette kolay değil 6 dersim alttan kaldı, depresyon geçirdim, kendimden tiksindim ama iki tane ya da 10 tane adam yüzünden umudumdan ve hayatımdan vazgeçemezdim. Vazgeçecek olsam kapalı halimle kalıp babamın parasını yerdim ve müstakbel kocacığımı beklerdim. Herkesin sevdiği ve taktir ettiği hanımhanımcık prenses olurdum. Ben o kişi değilim, sadece baş örtüsü değil ki hemen hemen her alanda kısıtlama var bununla başa çıkmak zorundayım, zorundayız.
Kendinizden ve hayatınızdan ne istediğinize emin olun o zaman işler biraz daha başa çıkılabilir oluyor. Ben kendini her anlamda bulmuş ve saygın bir kadın olmak istiyorum. Bunun için hala çabalıyorum. Kendi kendime olabildiğince her alanda yetmem gerek ki birey olabileyim bununda ilk şartı maddi bağımsızlık bunun için elbette çalışacağım neyle karşılaşırsam karşılaşayım.
merhaba.. lütfen bana mesaj atar mısınız? sizinle konuşmayı çok isterim, lütfen.
@[email protected]
Ne güzel bir hikaye. Ailenizin şansı da siz olmuşssunuz. Çok yaşayın.
Bu siteyi duyduğum an girip tüm yazılanları okumaya başladığımda hepsinde kendi hikayemden bir şeyler bulmuştum ama bu hikaye kadar bire bir benim kaderimi anlatan başka bir yazı yoktu. Bana o kadar ilham oldun ki :’) 13 yaşında ailemin baskısıyla başımı örttüğümde elimde jiletle bileklerimi kesmek üzereyken yaşamımın bu kadar basit bitmemesi gerektiğini düşünüp gözyaşlarımı sildim ve kendime bir söz verdim. Ailemden ekonomik olarak bağımsız olduğum gün buna bir son verecektim ki bu da üniversiteyi bitirip iş hayatına atılmak demek oluyor yani hayatımın en güzel zamanlarını kendim olamayarak geçirecektim. Ama senin hikayen bana örnek oldu ve belki üniversite yıllarımı da bu şekilde geçirmek zorunda kalmam inancı doğdu içimde. Umarım hayat sana sunduğu bu şansı bana da sunar ve başarırım senin gibi. Hikayeni okuduğumda kendim başarmış gibi sevindim 🙂 umarım hayatında daha fazla kaldıramayacağın zorluklar yaşamazsın. Seni kutluyorum kendini , yaşamı sev benim yerime de 🙂