Çocukça giyinmek istiyorum çünkü çocukken üzerimde ferace vardı.

Merhaba, benim hikâyem buradaki herkesin hikâyesinden biraz farklı. Öncelikle yaşım. Buradaki çoğu kişi yirmilerinde, otuzlarında… Ben ise daha sadece 15 yaşındayım. Lise 1. sınıfı bitirmek üzereyim. İlk defa başıma başörtüsü geçirildiğinde 3. sınıfa gidiyordum. Öğretmenler çok kızmıştı bana, aileme. Ailemin kapalılık vaadi de oyuncak idi! İlk defa 5. sınıfa başlamadan kapandım. 2013 yılı Eylül’ü. Net hatırlıyorum; babaannem o günün takvim yaprağına yazılar yazıp saklamıştı. Onun için çok önemli bir gündü çünkü. Etrafımdan sürekli takdirler duydum, övüldüm, yere göğe sığdırılamadım. Ama bir şeylerin yanlış gittiğinin her zaman farkındaydım. Özel bir okulda okuyordum. Din ağırlıklı bir okuldu tabii. Sürekli hakaretlere, aşağılamalara maruz kaldım. Hep küçük gözle baktılar bana. Yıl 2019, özgüvenim hala kırık. Şaka değil, dalga da geçmiyorum, 10 yaşındayım o dönemde. Tekbir, Armine gibi pahalı markaların pahalı şalları alınmış, fotoğraflar çekilmiş, akrabalara haber verilmiş; ama kapanan minik daha nasıl örtü örteceğini bilmiyor. Ellerim başımın arkasına uzanmazdı bile. Ve benim bir türlü alışamadığım aile düzeni. Babam eskiden yılbaşlarında ve bazen de zevkine iş arkadaşlarıyla içerdi, annem namaza kaldıracağı zaman uykusunu böldü diye bağırırdı ona. Bu, babam İmam Hatip ortaokulunda okuduğu ve o da kendi babasından baskıcı bir dini eğitim aldığı içindi sanırım. Kendi yapmadığı şeyleri bana yaptırırdı. Babamın babası, yani dedem bir akıl hastalığı süreci geçirmişti ve Bakırköy’de yatmıştı. Çok ama çok yanlış bir dini bakış açısı vardı. Allah bize dünyada yaşamamızı da emretmiş. Ama dedeme göre açıklar orospu gibiydi, daha geçen gün dışarıdayken kot pantolonlu kızların yanından cık cık yaparak geçti ve eve kadar konuştu. Babam da beyin kanaması geçirdikten ve kısmi felç olduktan sonra dedemin kopyası oldu. Belki kendileri göremiyorlar ama çok kalp kırıyor ve çok risk alıyorlar. Namaza yetişmek için sokak arasında aşılmaması gereken hızın 2 katı gitmesi, namazı kaçırdığı için bize bağırması, farklı görüşlerim yüzünden bana kâfir demesi… Daha sayabileceğim onlarca örnek var. Annem desen kurtuluşu dinde aramış sanıyorum. Kendi sülalesindeki tek kapalı ve tek mutaassıp kişi o. 7. sınıfa başladığımda arkadaşlarım kısa kollu giyinirlerdi. Başörtüsü bağlamayı hala öğrenememiştim. Hep güldüler bana. O kadar özendim ki açık arkadaşlarıma… Diğerlerinin gazıyla da “Açılmak istiyorum!” dedim eve gittiğim gibi. Babam ve annem ağladılar. Babam bir süre benimle konuşmadı. Tüm akrabalarım bana o an evi terk ettirip, beni sokakta ağlatacak kadar hakaretler savurdular, dalga geçtiler. Ben yürek yemiş gibi açılmamın 2. günü saçlarımı maviye boyatmıştım. Sadece 2 tutamıydı. Farklı olmayı istiyordum, belki ergenliğim yüzündendi bilmiyorum ama kesin olarak bildiğim bir şey varsa o da çocukluğumu yaşayamamış olmamdı. Şort giyememiştim hiç, kısa eteğim de yoktu dolabımda. Bana hep elbiseler aldılar, Kur’an kurslarına yolladılar kapalıyken. Açıldığımda bir disiplin suçu da almıştım. Kapalıyken olduğu gibi. Asla toplumun beni sokmaya çalıştığı kalıplara giremezdim. Annem telefonumu satmıştı. Okuldan çıkınca bana “Ben seni okula sürtesin diye mi yolluyorum?” cümlesini kurdu ki 2 yıldır aklımdan hiç çıkmaz bu ses, inanıyorum ki Alzheimer dahi olsam unutmam o bağırışı. 12 yaşında biri için büyük bir bağırıştı o. Dakikasında telefonumu sattı. Babam eve gittiğimde annemden beni aradı ve ağzından şunları duydum, ağlayarak, “Kızım ben seni okula orospu ol diye mi yolladım?” Okulumu değiştirdiler. Dedemlere gittiğimde hepsi ağlıyordu. Dedem bana “Ben oğlumu hiç ağlatmadım, sen ne yaptın?” dedi. B12 eksikliğim var, çoğu şeyi unuturum ama bu cümleler aklımdan 1 saniye çıkmaz. Ben açıkken yine de çok açık saçık giyinmedim, zaten açık olduğum süre 7. Sınıfın 1. döneminin yarısından 8. sınıfın başına kadardı. Annemler 2017 yazında hacca gitmişlerdi. Teyzemlerde kaldım. Teyzemden 1 ay boyunca eziyet gördüm dersem bence yalan söylemiş olmam. Bana ciddi bir psikolojik şiddet uygulandı. Sonra orada kapandım, neden, niçin? Kendime neden bu işkenceyi yaptım? Hep sorarım bu soruları gün içinde. 8. sınıf başladı. Hocam bana kendi isteğimle olup olmadığını sordu. Kendi isteğimle olduğunu söyledim. Kapandım ya, herkes tercihime saygı duydu. Babaannem çok mutluydu. Anne tarafımda kapalı olmadığını söylemiştim, onlar benimle dalga geçtiler. İnanın arkanızda aileniz varken haksız da olsanız güçlü hissediyorsunuz. Kapandım, arkamda da ailem vardı. Hiç umursamadım onları. Dedemin ise yüzü gülüyordu. Bana sürekli “Kapanmışsın, nurlanmışsın kızım.” derdi. Bu kapalılıktaki 2. yılım. Toplamda 4,5 yıl kapalı kaldım. Samimi söylüyorum bu satırları ağlarken yazıyorum. Biliyorum çok detay verdim ama akrabalarım, en çok korktuğum canavarlar onlar. En fazla bahsetmem gereken konu onlardı. Babaannemin kardeşi sözleriyle insanı intihara bile sürükleyebilir. Beni kaç kez ağlattığını bilmiyorum. Korkuyorum, insanlar ne der, ne düşünürler, yine orospu diye anılmaktan öyle korkuyorum ki, adımın çıkmasından özellikle… Ama istemiyorum. Açık arkadaşlarımla gezmeye gidince bazen durduk yere gözlerim doluyor. Onlar da fark ediyorlar durumu. Benim gibi zorla kapalı bir arkadaşım daha var. Aynı okuldayız. İkimiz de açılmayı öylesine istiyoruz ki… Beni anlamanızı umuyorum. Destek istiyorum. Çevremde yardımcı olabilecek kimse yok. 50 akrabam varsa 5 tanesi anca arkamda durur. Ama artık “Ay topuzum düşmüş”, “Ay boynum gözüküyor”, “Ay bacağım açılmış” cümlelerini kurmak istemiyorum. Bana bağırmalarını da istemiyorum. Güçsüzüm, hakaret kaldıramıyorum. Kendi yapımdan kısaca bahsedersem arkadaşlarıma göre de kendime göre de eğlenceli biriyim, ağlayan bir kişiyi hemen güldürebiliyorum. Birinin morali bozuksa o kişi düşmanım bile olsa ilk yanına koşan ben oluyorum, moralini yerine getirmek için gerekirse kendi moralimi bozuyorum. Düşeni kaldırmaktan, ağlayanı güldürmek için rezil olmaktan çekinmiyorum. Ben artık kısa kollu giymeyi, askılı giymeyi istiyorum. Yazın eve gelince boynumun ter içinde kalmasını istemiyorum. Güzel, belki papatyalı tokalar almak istiyorum. Çocukça giyinmek istiyorum çünkü çocukken üzerimde ferace vardı. Cıvıl cıvıl olmayı ve sadece bir kişinin desteğini istiyorum. Bana yardımcı olabilir misiniz?

(Görsel: Mark Beck)

“Çocukça giyinmek istiyorum çünkü çocukken üzerimde ferace vardı.” için 10 yanıt

  1. Canım benim kıyamam sana çok küçüksün daha sen keşke sonradan tekrar kapanmasaydin ne biçim ailen varmış noluyomus bas kapalı olunca sanki müslümanlik sadece başı kapalilikla mi oluyomuş boş beyinler böyle yaparak dinden sogutuyolar insanlari nasıl yaşamak istiyosan arkadaşında dahil öyle yasa kimseyi takma gül geç çünkü bu zamanlar bi daha gelmycek

  2. Ben de 19 yaşındayım, çok ta büyük sayılmam ama şu yaşıma kadar ne kadar insan tanıdıysam; kimden ne duyduysam hepsini unuttum. İnşallah sen de unutacaksın. Bunları tekrar tekrar hatırlayarak kendini daha fazla yıpratma. En önemlisi derslerin ve sevdiğin aktiviteler, elinden geldiğince bunlara odaklan. İnan bana geçecek.
    Sana yardım edebilecek birileri mutlaka vardır, şu an elimden hiçbir şey gelmez maalesef.

  3. Şu an ailene bağlısin o yüzden bir şey diyemeyecegim. Ben de 9.sinifta bazı zamanlar baya topuzsuz, omuzlarimi örten salla gittim bazen dar pantolon ile. Ve ben de bıktım topuzumun düşmesinden, babamın sürekli sen kapalısin o naisl giyim demesinden bıktım. Şu an liseyi bitirdim. Okula gidip tabi eğer tercih yaparsam tercih sonrasında, eğer yapmazsam o an açılacağım kendime çok süre verdim sevmek için ama olmuyor

      • Açıkçası islamdan baya soğudum. Ne maşallah kaldı ne inşallah. Dua bile etmiyorum. Basimdakinden kurtulabilrisem bu işleri bırakacağım artık. Eskiden tek baisma duramazdim bir yerde cin falan var diye artık durabiliyoum. Sana çok teşekkür ederim çok yardımcı oldun 🙂 8 Eylül de babama söylemeyi düşünüyorum. Annem ve kardeşlerim biliyor zaten. Annem babamın üstüne bir şey diyemez. Eğer babam olur derse ertesi gün dersaneye açık gideceğim umarimm. Babamla daha önce de görüşme şansımız yok çünkü. Düğün falan var umarim sınırlı olmaz ve izin verir. Pek ümitli değilim ama. Ve mezuna kaldım :/

  4. Başımı o kadar ağrıttı ki bu mektup, ağzımı bozmak istemiyorum. Bu dinle ilgili konuşmak istemiyorum. Ama aklımdan ”nasıl, nasıl, nasıl” sorularını götüremiyorum. Bir insan neden çocuğunu kapatır. Bu sıra aşırı arttı. Artık normal olan çocukların kapalı olmasıymış gibi. Ama bu devran dönecek. Atatürk’ün çizdiği yola girdiğimiz vakit yobazlar dışında herkes mutlu olacak. Lütfen güçlü kal küçüğüm…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir