Merhabalar herkese, hemen hemen benzer hikâyelerdeyiz. Ben de anlatmak istiyorum.
Küçükken sohbetlere giderdik; sürekli örtünme anlatılırdı bu sohbetlerde ve bana güzel gelirdi bu. Daha 13 yaşındayken göğüslerimden bile utanırdım, aman belli olmasın… Daha kendimden haberim yok yalnız. Neyse Kuran kursuna gittim, örtündüm.
Sonra liseye geçtim ve ben de Allah’a karşı deli gibi bir sorgu başladı. Acaba var mı, bu Kuran gerçekten Allah tarafından mı indirildi… Ama hep şöyle denir ya sohbetlerde; “Daha çok ibadet edin, Allah’a daha yakın olun, o zaman düzelirsiniz”. Ben de öyle yaptım; daha çok örtündüm, daha takvalı diye siyah giyindim, bir süre sonra sıkıldım tabii ki. Namaza koşarak gitmeye çabaladım ama kalbimde hiç zafer hissetmedim. 17 yaşındayken Allah’ı sevmek ne demek anlamıyordum ama daha çok kitap okumaya, ibadet etmeye gayret ettim.
Yaşadığım belli şeyler yüzünden kendimi hep yapayalnız hissettim. Evlendim, çok yanlış bir evlilikti bu. Kısa sürdü Allah’tan. Tabii ki evliliğim çok sudan sebeplerle bitti çünkü beni ezip kullanmak istediler ve daha birçok şey.
Kendilerini İslam’a satan aşağılık insanlar gördüm. Baştan aşağı kapalı ama içi bomboş insanlar. Neyse ki kendime gelmeye başladım; sorular sordum. “Niye şöylesiniz, niye böylesiniz?” gibi… Daha sonra özel ders verdim, kendimi toparlayacak işler yaptım. Sınava hazırlandım 2 yıl. Ama bu süreçte çok düşünmedim, mesleğimi kazanmayı hedefledim. Ve kazandım. Eskiden duyduğum şeyleri şimdi bir daha dinliyorum; “Ne saçmalıyorsunuz öyle inanç mı olur, böyle düşünce mi olur, aman Allah’ım hiç düşünmeyi öğretmemişler insanlara” gibi.
Dinimi asla inkâr etmiyorum gerçekten, yürekten inanıyorum ama o dinin anlatıcılığını yapan insanlar; gerçekten dini kullanıp insanları sindiriyor her yönden. Yaşamayı bilmeyen insana ölmeyi öğretiyorlar. Bu insanın topluma ne faydası olabilir ki? Kendine bile olamazken… Ne yazık ki biraz da kader…
25 yaşına girdim, okuluma yurt dışında devam edip istediğim gibi yaşayacağım. Namaz kılmasan kimsenin umurunda olmaz ama ne yazık ki açılınca herkes ahlak memuru kesiliyor. Kıl ya hu, neresi insanı cezbedici hale getiriyor? Halin hareketin düzgün olduktan sonra neden böyle bir kısıtlanma saçmalığı yaşıyoruz? Her gün biraz daha içim yanıyor. Neden bu şekilde yaşadım her şeyi diye. Tabii ki ileriye bakmak gerekir. Benim hikâyem de bu… Selamlar herkese.
(Görsel: Madge Gill)