“Evlilik çağında oğlu var, utanmıyor” diyecekler.

Merhaba, benim yaşım 1 ay sonra 40 olacak ve boyumdan büyük çocuklarım var. Az önce bir gönderinizde okudum; “50 yaşına gelmeden akıllanın” diyordu bir arkadaş. Yine ümitsizliğe düştüm, çok mu geç kaldım? En çok bu düşünce engelliyor beni; genç olmamak…

Öyle bağnaz bir toplumda yaşıyorum ki… Sürekli açığını arayan insanlarla beraber… Başka bir yerde yaşıyor olsaydım bu kadar zorlanmazdım, inanın. O sözlere, bakışlara dayanamayacağım ve psikolojim bozulacak diye korkuyorum. 3 aydır ciddi bir şekilde düşünüyorum bu konuyu, saçlarım beyazladı, uyuyamıyorum. Ama eşarbı bağlayamıyorum da, saç derim yıllardır mahvoldu; egzama, mantar… Doktorlar “Açman gerek” diyor. Eşimin annesi de “Evde kal” diyor, dışarı çıkmazsam eşarp takmam, sorunum çözülür. Eltim “Kocamda da var aynısı, eşarpla ne ilgisi var” diyor. Teşhisi koymuş. Görümcem “Tülbent tak” diyor, “ince olsun, hava alsın.” Arkadaşım “Artık bizden geçti” diyor, “çocuklarımız evlenecek yaşa geldi.” Gücüm yok söyleneceklere katlanmaya. Yardım edin, belki bir cümleniz cesaret verir. Sürekli başaranların hikayelerini okuyorum ama onlar çok genç, toplum onları eninde sonunda hoş görecek.

Bir akrabamız eşinden boşandıktan sonra çıkardı eşarbı. “Ne gerek vardı, boyundan büyük çocukları var” dediler. Bana da diyecekler; “Evlilik çağında oğlu var, utanmıyor” diyecekler. Her gün hatim indirmem, ağlamam, ölmem, mezarlara girmem, utanmam gerek. Zaten Allah bana cezamı vermiş.

Babamın baskıları ile lisede bağladığım bu eşarbı 25 yıldır taşıyorum. Türban yasağı yüzünden ne üniversiteyi okuyabildim ne de meslek sahibi olabildim.

Hepsi geçti de ben artık o ben değilim. Kalan belki 20 belki 30 yılım var yaşayacak, Allah bilir. Başörtüsüyle yaşamak istemiyorum. O kadar benle bütünleşmiş ki tanıdıklarımın karşısında duracağım o ilk anı hayal edince karnıma ağrılar giriyor, uykularım kaçıyor. Sanki çıplak olacakmışım gibi hissediyorum. Birden eşarpsız mı gitsem diyorum, yoksa önce arkadan mı bağlasam -ki yapıyorum artık çünkü kafam çok ağrıyor, saç derim yanıyor. Hani yavaş yavaş mı böylece açsam?

Ah desteğe öyle ihtiyacım var ki… İstiyorum ki tarafsız birileriyle konuşayım. Ama bu yazdığım hikayedeki detayları yakınlarım okursa tanırlar diye korkuyorum. Konuşacak kimsem yok, yalnız olmadığımı biliyorum ama genelde genç arkadaşlar bu konuyu ciddi olarak düşünüyor ve harekete geçiyor. Benim emsallerimi pek göremiyorum. Eğer varsa iletişime geçmeyi çok isterim. Ya da bu onaylanma duygusundan, bu korkulardan kurtulabileceğim bir yol bulabilmeyi…

Bu sayfa için, bizi yalnız bırakmadığınız için yürekten teşekkür ediyorum, eğer başarırsam o güzel duygularla size tekrar yazacağım. Hoşça kalın.

(Görsel: Edmund Dulac)

Comments (10)

  1. Merhaba, durumunu anlıyorum ve şunu diyebilirim hiçbir şey için geç değildir eğer sen suan geç diyip bunu yapmazsanız ilerde 50’li yaşlarına geldiğinde keşke 10 yıl öncesinde yapsaydım hiç de geç değilmis diyeceksin. Bırak da hayatının geri kalaninda aynada kendini gör her dışarı çıkışında mutlu hisset. Eşine bak mesela kafasında birşey taşımak zorunda mı bunun ağırlığını biliyor mu ya da manevi ağırlığını bu yuzden eminim ki sana destek olacaktir öncelikle esinle konusman gerek zaten eşinin desteğini aldıktan sonra kimin ne dediginin pek bir önemi yok insanlar emin ol en fazla 1 2 gun konusur sonra susarlar ya zaten insanlar bundan olmasa yine arkadan konuşuyorlar bırak da bu sefer ki konuşma konuları bu bulsun.
    Bu hayatı sen yaşıyorsun onlar değil kime ne.
    Kendimden örnek vermem gerekse annem lise sondan sonra başörtü problemi vardı diye (çok başarılı olmasınolmasına ragmen) kendi istegiyle okulunu bıraktı. Teyzem mesela çarşaflı anlayacağın hepsi aşırı dindar ama öyle gelenekçi dindar değil bildiğin dindar ben buna rağmen 8 yıllık kapalıligi mı bitirdim ve açildim başta elbette çok tepki aldım konuştular ama bak 2 ay oldu acilali ama artık hiçkimse bir şey demiyor. Diyeceğim o ki biz gözümüz de çok buyutuyoruz elbet eninde sonunda alisacaklar sadece kendine güven.
    Konuşmak istersen:[email protected]

  2. Merhaba. Yazını okudum ve tüm duygularınızı hissettim. tamamen aynı olmasa da sizinle benzer şeyler yaşıyorum. Ben 27 yaşındayım. Evliyim ve bir çocuğum var. Ailem ve elalem baskısına hala kapalıyım. Ama nefes aldığımız sürece hiçbir şey için geç olmayacak. Maalesef yaşadığımız toplum ve çevre hayatımızda o kadar söz sahibi ki geriye dönüp baktığımda çoğu zaman yaşadığım onca yılın kaç yılını gerçekten tamamen ben yaşamışım diye sorguluyorum. Bu hafta karar verdim artık olmadığım biri gibi yaşamayacağım. Siz de bunu yapın. İnanın bu hayatta size kimse siz kadar yanmayacak. Biliyorum çok zor ama inanın insanlar en fazla 1 hafta konuşacaklar ve sonrasında alışacaklar. İnsanın fıtratı bu alışır, unutur… Benimde bu konuları konuşacak kimsem yok isterseniz iletişim halinde olalım. Tanışalım, birbirimize destek olalım isterim. Mail adresimi yazıyorum ne zaman isterseniz yazabilirsiniz. [email protected]

  3. Merhabalar sevgili ablacım. Ben de 28 yaşında açılan birisiyim. Henüz çok yeni. İnanın ki hiç bir şey için geç kalmış değilsiniz, yürekten söylüyorum bunu. İnsanlardan gelecek tepkiler konusunda “merak etmeyin, kolayca alışacak herkes” diyemem ama her türlü tepkiyi göze alıp kararınızı uygulamaya geçtikten sonraki o rahatlama hissi, inanın ki hepsine değiyor. Şunu ilk önce kendinizin yürekten idrak etmesi gerek: Bu yalnızca ama yalnızca sizi ilgilendiren bir karar. Siz ruhsal ve fiziksel anlamda başörtüden bunalırken kimse gelip de “hadi, sıkıntının birazını da bana ver, ben çekeyim de sen biraz hafifle” demiyor. Yaşadıklarınızla ve hissettiklerinizle baş başasınız ve yalnızsınız. O yüzden de oğlunuz, eşiniz, anne babanız, hayatınızda her kim varsa, inanın hiç birini ilgilendirmiyor. Bu sadece sizin meseleniz. Ben kararımla ilgili eşimin fikrini sorduğumda, ki kendisi kıskanç mizaçlı bir insandır, “bu yalnızca senin verebileceğin bir karar, bırak anne babanı, akrabalarını, çevreyi; beni dahi ilgilendirmez, örtüyü taşıyan sensin” dedi. Google da eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna’nın eşi Reyhan Gürtuna ‘nın Ayşe Arman’ la olan ropörtajını aratıp okumanızı tavsiye ederim. Kendisi de 47 yaşında türbanı çıkarmış birisi. Lütfen kendinizi geç kalmış olarak düşünmeyin, unutmayın ki her gün, geri kalan hayatınızın ilk günüdür ve yepyeni bir başlangıçtır.

  4. Öğretmen hanim

    Merhaba
    .
    İçinizden geleni yapın.35 yaşındayım 2 aydır başörtü kullanmıyorum. 27 yasimda kendi hür irademle yaptim ama yıllar içinde özellikle 34 /35 yaş bana kendimi sorgulatti. Psikolog desteği aliyorum. Kendi icimdeki savaşa, asıl ben e dönmek, kendimi sevmek için çabalıyorum. Kimsenin ne dediği önemli değil artık, ben ne ıstiyorum..ben kendimi örtülü iken sevemedim, son zamanlarda ise tesettur boyut değiştirdi ben bilegi açık kolu kısa tesettürlü olup İslami temsil edemezdim, çalışıyorum. Sosyal bir insanim.tam tesettur u de denedim ama sonuç, ben tasiyamadim, bu sekilde hem dinime hemde kendi kişiliğime, akabinde eşime çocuklarıma da olumsuz etkiler verdim..bazen cesaret gerek, denemek gerek,

  5. Kuzenimin düğüne gittiğimizde sizin yaşlarınızda bir hanımefendinin başörtüsünü çıkardığını duymuştum. Gayet güzel giyinmiş düğünde eğleniyordu. Çevremdekiler de kadının arkasından max 5 dakika konuşup başka bir konuya geçtiler. Yani sizin korktuğunuz ‘arkadan konuşma’ olayı 10 dakika bile sürmüyor.
    Ben 16 yaşındayım. 4 yıldır kapalıyım. Benim de sıkıntıdan mıdır nedir kafamda egzema çıkıyor. Bedenimde hiçbir yerde yok ama kafamda var. Insan ister istemez başörtüyü kafasından atası geliyor. Sağlığımdan önemli mi diyesi geliyor. Inanın bana sizin gibi hürriyetim olsa 1 dakika bile taşımam kafamdakini. 18 yaşıma, üniversiteye gitmeme 2 yıl kaldı. Ben 2 yıl daha sabretmek zorundayım ama siz değilsiniz. Lütfen kendinize daha fazla eziyet etmeyin. Ne kadar beklerseniz bu kararı vermek o kadar zorlaşacaktır. 1 kere bu hayata geliyoruz. Kesin bile olmayan ölümden sonraki hayat için şu anınızı mahvetmeye/ ağlama üzülmeye değer mi? Bence değmez. Yalnız değilsiniz.

  6. Merhaba. Ben de evli, çocuklu ve 32 yaşında bir kadın olarak diyebilirim ki 9 ay önce açıldım. 18 yıldır kapalı olan bir insandım. Son 10 yılı açılmayı düşünerek geçirdim gerçekten uzun bir süre. Ama yaşadığım 9 aylık açık olma süreci o 10 yılı kolaylıkla sildi. Kapanmak benim kararımdı açılmakta benim kararım oldu. Kapanmama sevinenler oldu açılmama da sevinenler oldu. Ama yıllar içerisinde kendime öyle bir çevre inşa etmişim ki hiçbir şekilde mahalle baskısı yaşamadım. Sorunum annem ve babamdı. İnatçı olduğumu bildikleri için daha fazla direnemediler. Her şey bitti artık. Yaşıyorum ve yoluma artık böyle devam ediyorum. Bence cesaretli olmalısın ve denemelisin. Bu fikir beyninde gitgide büyüyecek en iyisi denemek. Mutluluk sizinle olsun..

  7. Bende 34 yaşındayım daha 1 ay oldu başımı açalı 16 yaşında 3 yaşında 2 oğlum var ve boşanma sürecindeyim yapmışken Bi cesaretle yaptım herşeyi kimin ne dediği umurumda değil ailem küstü benimle eninde sonunda barışacaklar barışmazşarsa da önemi yok. Artık hayatımın kalan kısmını başkaları için değil kendim için yaşamaya karar verdim. Keşke bu kararlarımı 20 li yaşlarda almış olsaydım diyorum kendi kendime. Kimse benim yerime mezara girmeyi kabul etmeyecek öyleyse neden biz hayatımızı insanlara adıyoruz ki birçok şeyden başkaları için vazgeçiyor yada yapamıyoruz hayat çok kısa nasıl istiyorsanız öyle yaşayın anlatırken Bi çırpıda oluyor ama taşarken öyle değil konuşmak isterseniz yazabilirsiniz bana bu bana da iyi gelir ? [email protected]

  8. hayat biriciktir sahibi bir tanedir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir