Ailemin bana onların kuluymuşum gibi davranmasından bıktım.

Ailesine çok önem veren ve onların üzülmemesi için her şeyi yapan biriydim. Ortaokul bitince ailem benden İmam Hatip’e gitmemi istemişti. Her dediklerine “Tamam” dediğim için buna da sesimi çıkarmadan “Tamam” dedim. Zaten bu zamana kadar dini kurslara ve yatılı Kur’an kurslarına gitmiştim, istedikleri her şeyi yaptım.

Liseye İmam Hatip’te başladım. O zamana kadar hiçbir sorun yoktu. İmam Hatip’e başlayınca kapandım. Zaten normalde açık olduğum halde okula kapalı gidiyordum, annem öyle istemişti. Ben de dedim “Okulda zaten kapalıyım; hem yakışıyor hem de her arkadaşım kapalı, ben de kapanayım”. Hata yaptım. Lise 1’de kapandım. Bilinçsizce, çocukluğun verdiği heyecanla çocukluğumun üzerini örttüm. Bu da ailemi çok mutlu etti tabii ki.

Şimdi üniversite 2. sınıf öğrencisiyim, kafamdakinin insanı değilim. Kendi düşüncelerim oturdu. Artık ailemin istediği gibi biri olmak istemediğimi fark ettim. Onun düşünceleriyle bir yere kadar gelebildim ama artık olmuyor. Kapalıyım ama buna uygun olmadığımı düşünüyorum. Ailemle açılmak istediğimi konuştum. Annemden “Hakkımı helal etmem, kendimi arabanın önüne atarım” gibi şeyler duydum, sürekli ağladı. Ne yaptım da hakkını helal etmeyecekti? Anneler, çocuklarını sadece ibadet yaparsa mı severdi?

Babam zaten açıkların, evlenmek için bile uygun olmadığını düşünüyor. “Yok öyle bir şey” dedi. Olmayacağını anladığımda “Tamam, biraz daha bekleyeceğim ama şunu bilin ki bu, bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa daha sonra olacak” dedim, “Nefsin seni kandırıyor, savaşacaksın” dediler, “Zorla da olsa böyle devam edeceksin”.

Konuşmanın üstünden 5 ay geçti, boğuluyorum. Olmadığım biri gibi görünmekten çok yoruldum. İnsanların bana ve kafamdakine bakınca oluşan önyargılarından bıktım çünkü ben o değilim. Fotoğraf bile çekilmiyorum çünkü görmek istemiyorum. “Bekledikçe düzelecek” diyorlar, farkında değiller ki böyle zorla geçen her saniye ben öfkeyle doluyorum. Ailemin bana onların kuluymuşum gibi davranmasından bıktım, Allah için değil onlar için kapalıyım. Kendi yapacağım ibadete bile ben karar veremiyorum. Başörtüyü kafama değil de sanki boğazıma doluyormuş gibi hissediyorum.

Geçen gün ormana gittik, pikniğe. Kimsenin olmadığı bir yerde açtım saçımı, çiçek kopardım, saçıma taktım. Böylesine basit bir şeyi yaşayabilen insanların ne kadar şanslı olduğunu düşündüm. Saçıma taktığım çiçekle dönmek isterdim fakat çiçeği atıp başörtüyü geri taktım. O çiçeği atmanın ağırlığını kimse anlayamaz.

Tekrar konuşacağım, bu sefer kesin açılmak istiyorum. Ne yapacağım, direkt açık çıkmam mı gerek; bilmiyorum. Bu konuda ne yapmam gerek, bana fikir verebilecek biri olursa çok sevinirim. Herkesin istediği gibi yaşaması dileğiyle…

(Görsel: Lucian Freud)

Comments (2)

  1. Daha yeni birine daha yazdım hayatının senin olduğunu idrak ettir kendi fikirlerin olduğunu en küçük şeyde bile fikrini belirt artık senin onların her istediklerini yapan umursamaz bir insan olmadığını kendi istediğin gibi yaşayacağını her fırsatta duyur inat et açılabilir miyim diye onlara gitme açılacagım istediğimi yapacağım karışmayacaksınız diye git bu sefer tabi ailenin anlayış tarzını bilmiyorum eğer başına kötü birşey gelmeyecekse yap onlara bırakma ama çok katılarsa alıştıra alıştıra yap. O çiçekle eve dönmen etrafta koşup saçlarını savurman dileğiyle???

  2. Gülsüm

    Konuşmak istersen yazabilirsin aynı şeyleri yaşıyoruz instagram hesabım Ummu3037

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir