14 yaşında bir kız çocuğunun saçları, annesine bunu yapma hakkı veriyordu.

Ne yazmam ya da nasıl yazmam gerektiğini hiç bilmiyorum. Bildiğim tek şey çok çaresiz olmam. Konuya nasıl gireceğimi bilemiyorum. Bu yaşadıklarımın insani bir boyutu olmadığı için yazıya dökmenin zor olmasına şaşırmamalı. Bunları bir kenara bırakıp hikayemi anlatmaya başlıyorum: 2 yıl önce, 14 yaşındayken, henüz çocukken; çok aşırı bir tepki vermememe rağmen sadece hazır olmadığımı belirttiğim için annem tarafından hakaretler ve dayaklar eşliğinde kapatıldım. 14 yaşında bir kız çocuğunun saçları, annesine bunu yapma hakkı veriyordu. O zamanlar tabii birçok şeyin farkında değildim, her şeyden önce çocuktum. Gerek çevrem gerek okuduğum okul, her şey gayet normaldi. Kapandığım için özellikle akrabalarımın ve ailemin gözünde artık iyi bir kızdım. Başörtüsü takmasam muhtemelen yüzüme bile bakmak istemezlerdi.

İlk zamanlarda her şey normaldi ama bunların değiştiği bir nokta oldu o zamanlar, hiç sorgulamamıştım ama artık mutsuz olduğumu fark ettim. Çünkü özgür değildim. Önceden markete giderken mutluydum ya da sokakta yürürken… O noktayı fark ettiğimdeyse artık hiçbir şeyden tat almıyordum.

Çok uzun bir dönem aileme nasıl söylemem gerektiğini düşündüm; canavardan farksız, kadınların sadece kadın gibi olup evinde oturması gerektiğini savunan iğrenç geri kafalı aileme.
Gerçekten her gece ağladım, hep kendimi suçladım. Oysaki tek suçum kadın olarak doğmaktı. Her gece ağlarken içten içe kendime çok zarar verdim. Oysaki bunu yapmak hiç bana göre değildi. Önceden somurtmayı bile beceremeyen, hayat dolu bir kızdım fakat ondan eser bile yok şimdi. En çok da eski beni geri kazanabilme arzusuyla -imkânsız olduğunu bildiğime rağmen- bu konuyu annemle konuşma kararı aldım; içimde sonsuz büyük kaygı ve korkuyla.

2 sene önce kapandığım gün Kurban Bayramı’ydı ve tekrar o Kurban Bayramı gününde, gerçekten bunu söyleme kararı aldım. Tabii ki ne tepki vereceğini biliyordum ama belki her gece tüm içtenliğimle ettiğim dualar bir ihtimal işe yarar demiştim; onlara güvenmiştim biraz da olsa. Bunu söylemem için çok büyük bir cesaret gerekti fakat kuzenim hariç hiç kimse -ablam da dahil- hiçbir şekilde destek çıkmadı. Oysa buna o kadar çok ihtiyacım vardı ki birine sarılıp ağlayabilirdim dolu dolu.

Anneme söylediğim akşam, aldığım tepkiye hiç şaşırmadım ama kendime çok kızdım. Beni okula göndermemekle, hiç dışarı çıkarmamakla tehdit etti; bense hiçbir şey yapamadım yine. Pandemi döneminde zaten çok uzun bir süre evdeydik ve biraz daha evde kalsaydım gerçekten benim için hiç iyi olmayabilirdi. Bu yüzden ne kadar dirensem de bir işe yaramayacağı için yine kendime kızdım. O gün gerçekten balkonda bir şeylerin değişmesini çok istedim. Ailem olmayan ama öyle olmak zorunda olan insanlardan tüm etimle, kemiğimle nefret ettim. Geleceğimden, muhtemel kaderimden, hepsinden ve herkesten…

Annem konunun kapandığını ve artık bir daha açmayacağımı sanıyor ama aslında kendi içimde hiçbir şeyi kabul etmedim ve zaman zaman hala taşıyor bu duygular. Yolda yürürken gözlerim dolu dolu ve başım öne eğik yürümem, kendimi dünyanın en çirkin ve en aptal yaratığı olarak görmem bunlardan sadece birkaç tanesi… Kendi fikirlerimin olmadığı, bir kukladan farksız olan bu hayatımdan kurtulmak istiyorum. Üniversitede bir şeylerin düzelme ihtimali var, peki ama benden çaldıkları bu yıllar ne olacak?

Üzülüyorum kaybolan yıllarım için, geleceği saymıyorum. Şu an bile yapmak istediğim çok fazla şey var ama istesem de yapamam. Gerçekten üzülüyorum kendime. İleride bu yıllara baktığımda keyifle hatırladığım hiçbir şey olmayacak. Oysa iki yıl içinde birçok şey yaşayabilirdim. Kapanacağım başörtüyü de ben seçtim. O günün akşamı son kez bakkala gitmiştim. İçimde kötü bir his vardı, sebepsizce tedirgindim. O zamanki çocuk kendime ve şimdiki kendime; tüm bu yaşadıklarım için özür dilerim, hiçbiri benim suçum değil.

Bu yaşadıklarımın dini bir boyutu da var elbet. Bazen düşünüyorum: Neden erkekler için böyle bir şey söz konusu bile değilken ya da benim saçım kimsenin umurunda değilken; sırf onlar saçlarıma bakarken zevk almasın diye bunu yapmak zorundayım? Onların saçına bakarken zevk almıyorum ve onların da bunu yaparken zevk aldığını sanmıyorum. Saçtan niye zevk alırsın ki?

Henüz 16 yaşında bir dini temsil etmek istemiyorum ve buna karşıyım. Kimsenin hayatına karışmak kimsenin hakkı değil, ailemiz bile olsa. Sözleri ve yaptıkları o kadar tutarsız ki çok şaşırıyorum. Bir kere her şeyden önce İslam’da zorlama olmadığını onlar da biliyor.

Her neyse, çok uzattığımı biliyorum, okuduysanız çok teşekkür ederim. Hepinizin yazdığı yazıları takip ediyorum ve lütfen siz de kendi hikayelerinizi yazın. Çünkü onları okurken benimle aynı durumu yaşayan ama benim gibi güçsüz değil, güçlü olan insanların var olduğunu bilmek bana biraz da olsa cesaret veriyor. Başaramayacağım belki ama lütfen siz umudunuzu kaybetmeyin. Benim yerime de savaşın. Umudunuzu benim yerime de koruyun. Hepimiz bir gün başaracağız, inanıyorum…

(Görsel: Simonetta Martini)

Comments (2)

  1. Başaramayacağım diye birşey yok bu senin hayatın ve henüz o kadar küçüksün ki. Gerekirse ikili oyna ne yap ne et üniversiteye git kimseyi dinleme çok çalış ve git başka bir şehire. Seni sen gibi kabul etmezlerse sende onları etme evet çok üzücü ailenin herkesten önce onların yanında olması gerekirken sana eziyet etmesi ama ruhun için savaş asla vazgeçme en yakın zamanda istedigin gibi yaşaman dileğiyle ??

  2. Bu yazıyı yazalı neredeyse bir yıl olacak bir yılda ne kadar çok şey değişmiş…
    Ben açıldım geçen gün bilihor musunuz.benim için o kadar imkansız bir şeydi ki ama başardım.anneme sadece konusunu bile açtığımda seni okula göndermem dedi ama simdi her şey değişti.Bu süre içerisinde her gece ağladığım oldu kendime zarar verdim ilaçlar kullandım doktorlar ailemle konuştu ve en çok bu işime yaradı.eğer öyle bir ihtimal var ise bir uzmandan dinlemek aileniz icin daha iyi olabilir.size verebileceğim en iyi tavsiye bu.Benim için açılmak dünya üzerinde gerçekleşebilecek son seydi hiç abartmadan söylüyorum bunu.Lütfen sabırlı olun ailenizle bir kez konuşup olmuyor diye kestirip atmayın.çoğu aile tek seferde kabul etmiyor malesef. Muhtemelen uzun bir süreç olacak sizin için ama sonuçlanınca üstünüzden atacağınız yorgunluğu dusunun..pes etmeyin güneş sizin için doğsun tüm şanslar sizinle olsun.hepinizi çok seviyorum.lütfen kendinize iyi bakın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir