Kadın cinayetlerinin ön planda olduğu bir dönemdeyken başımdan geçen bir olayı sizlere anlatmak istiyorum.

Merhaba, kadın cinayetlerinin ön planda olduğu bir dönemdeyken başımdan geçen bir olayı sizlere anlatmak istiyorum. Umarım okur, paylaşır, destek olabilirsiniz!

18 yaşında ve lise mezunuyum. Üniversiteye gidebilmek için Kocaeli’nin Çayırova semtinde, Değirmen Pastanesinde, garson olarak işe başladım. Çalışan personellerden paket servisiyle ilgilenen 50 yaşlarındaki biri ile aramda geçen diyaloğun nerelere geldiğini anlatacağım.

Mola saatinde, arka tarafta otururken; postanede bir işim olduğunu ve tam olarak bilmediğim için kaçta kapandığını sordum, saatini söyleyip “İstersen ATM’den de halledebilirsin” dedi. Ben de “Abi, işin yoksa izin alıp beraber gidebilir miyiz” diye bir soru sordum. “Yok, bana izin vermezler” tarzı bir cümle kurdu. Beraber gidelim dememin sebebi de, ceza parasını ATM’den nasıl yatıracağımı bilmememdi. Düzgün bir şekilde “Tamam, o zaman” dedim. Kalkıp, işe dönecekken oradan daha ayrılmadan arkamdan yanındaki çalışana “Görüyor musun? İşini bana hallettirmeye çalışıyor” diye bir cümle kurdu. Halbuki ben böyle bir niyetle sormamıştım. Bunu duyunca “Arkamdan konuşacaksan çıkmamı bekle abi” dedim. “Arkandan konuşmam, sen okumuş insansın, geri zekalı mısın” diye bir cevap aldım ve haliyle kaldıramadım bunu. “Bir şeyi bilmemem beni geri zekalı yapmaz, seni kullanmak için söylemedim, bilmediğim için yardımcı olur musun diye söyledim, bana burada kimse geri zekalı diyemez” dedim. Kurduğum tek cümle bu.

Sonrasında üstüme yürüdü, bana vurmak için elini kaldırdı, en son boğazımı sıkarak duvara itildim. Çalışanlardan herkes gelip bizi ayırdı. Böyle bir şeyi yaşamak – hele ki kadın cinayetlerinin, kadına el kaldırılmanın çok fazla gündemde olduğu bu dönemde – çok zoruma gitti ve bağırmaya başladım. Sakinleştirilmek için başka bir yere götürüldüm. İzin verildi, eve gönderildim ama böyle bir şey ne kabul edilirdi ne de göz yumulur.

Abim ve ablamla önce çalıştığım yere gittik, sanki çok basit bir şeymiş gibi “Sessiz olun yan tarafta patronlar var” dendi. Bu durumlar gelişirken elektrikler kesik olduğu için kamera kayıtları elimizde yok, şahitler var ama hepsinin içeride parası olduğu için – bir kadın oldukları halde – seslerini çıkarmadan sadece köşede sessizce kaldılar, paralarını alamama korkusuyla… Boynumdaki kızarıklık hastaneye gidene kadar geçtiği için darp raporu alamadım ve kimsenin şahitlik yapmayacağına eminim.

Herkes iş yerinin sahiplerine güvenerek, olayı ört bas etmeye çalışıyor ve elimden pek bir şey gelmezken bu durumu kaldırabilmek inanın çok zor. İlk defa böyle bir şey yaşıyorum ve hazmedilebilecek bir şey olmadığı için bunu kimsenin yanına kâr kalmasını istemiyorum. En azından Değirmen Cafe işletmesinin, böyle bir olay sebebi ile adının duyurulması bile hiçbir şey yapamamaktan iyidir.

Mesajımı umarım okur ve yardımcı olursun. Düşüncelerinizle size her zaman hayran kaldım. Olması gerekeni – kısıtlamalara rağmen – özgürce gösterebilmeniz, bizlere güzel örnek oluyor. Umarım bu gibi şeyler kimsenin yanına kalmaz, hele ki böyle bir ülkede!

(Görsel: Tina Berning)

Comments (2)

  1. Merhaba, ben uzman değilim ama aklıma bir fikir geldi. O adamı bulup yeniden konuşup kaydedebilir misiniz? Çünkü adam büyük ihtimalle yine saldırganlaşacak ve siz de kayıt olduğu için şikayet edebileceksiniz.

    • bu tür şeylerde de çok dikkatli olmak gerekiyor.Hukuka aykırı şekilde ele geçirilen kanıtlar(ses kayıtlları vs) sizi suçlu duruma düşürür.Ama istisnalarda var tabii.Umarım bu arkadaşımız çözüm yolu bulabilir yaşadığı hiç kolay bir şey değil.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir