Merhaba. Birçok kişi gibi biraz da olsa içimi dökebilmek adına yazıyorum şu an.
13 yaşında kapanmıştım. Daha regl bile olmadan, farz değilken kapandım. Arkadaş gazıylaydı başta ama hevesim vardı çünkü toplumun, çevremin dayattığı sürekli buydu. Ortaokulda da İmam Hatip’teydim şu anda da İmam Hatip’teyim. Şu an 10. sınıfım ama inanın baştan beri İmam Hatip’e kendi isteğimle gelmedim. Ailem (annem, babam haricinde), okulum yani herkes tarafından baskı altındaydım. İlla sözü geçmese bile o baskı hissediliyordu. Annem kapanmak istediğimde karşı çıktı ama kapanmaya çok heves etmiştim. Onu dinlemedim ve o gün okula kapalı gitmiştim. Öğretmenlerim, arkadaşlarım çok sevinmişti; hiç şaşırtıcı değil.
Geçen sene sorgulamaya başladım. O zamana kadar dümdüz gelmiştim. Kendini, çevresini, dinini sorgulamayan biri olarak. Bazı şeyleri sorguladıkça, neden bunu takmak zorundayım, dedim. Neden bedenimi birilerinden gizlemek zorunda kalayım, dedim. Okulumda yaşadıklarım olsun, okulumdaki öğrencilerin iğrenç düşünceleri olsun çok yıpratıyordu beni. Kendi dinimden soğumuştum iyice. Ailem bile dinine düşkün değildi. Düşkün olsalardı sadece oruç tutmazlardı. Babam namaz kılıyordu ama sadece kılmak için kılıyordu, hayatına uyguladığını hiç görmedim. Geçen sene anneme açılmak istediğimi söylediğimde yüzüme baktı önce ve bana bağırmaya başladı. “Bir daha duymayayım, elalem ne der, biliyor musun?” dedi. “Elalem umrumda mı?” dedim. Derhal başörtümü takmamı ve okuluma gitmemi söyledi sonra. Ağlayarak gittim.
Her geçen gün kendimden nefret ediyorum. Olmak istediğim gibi görünemiyordum. Ben de şort giymeyi, askılı bluzlar giymeyi istiyorum. Ki bunlara bile açıkken kısıtlama getirmişlerdi. 6. sınıfta sıfır kol giymemi yasaklamıştı babam. O yaz da şort giymemi yasakladı. Zaten her şeyimi elimden almışlardı. Sadece tek istediğim, düşüncelerime dokunmamalarıydı. Ama maalesef “Bunları senin aklına kim sokuyor?” diye söylendiler hep. Oysaki kimsenin düşüncelerime dokunmasına ihtiyacım yoktu, hepsi benim düşüncemdi.
(Görsel: Leyly Matine Daftary)