Bana göre başörtüsü ile cinsel yönelim arasında bir zıtlık yoktu.

Merhaba, 17 yaşındayım, inançlı bir biseksüelim. Çevremde bunu bilen hiç kimse yok – ki bilseler hiç iyi şeyler olacağını zannetmiyorum. Şu an 12. sınıfım, kızlardan da hoşlandığımı 8. sınıfta fark ettim; o zaman kendimi keşfettim diyebilirim.

Uzun zamandır kapalıyım ve bunun ailemle alakası yok, gerçek manada kendi isteğimle kapandım. Ailem “Büyüyünce sıkılırsın, şimdi erken” dedi, dinlemedim. Neden dinlemedim, onu da bilmiyorum. Sadece içimden gelmişti ve kapanmıştım. Zaten biseksüel olduğumu kapandıktan sonra anladığım için bana göre başörtüsü ile cinsel yönelim arasında bir zıtlık yoktu. Kendimi seviyordum, hâlâ da seviyorum ama korkularım var. Ailem biseksüel olduğumu bilmiyor. Şu an bir kız arkadaşımla ciddi olduğunu söyleyebileceğim bir ilişkimiz var. Geleceği düşündükçe hem bunu saklamam gerektiği için hem de herhangi bir açık verdiğimde ailemle ilişkim mahvolacağı için korkuyorum. Aşkımı, sevgimi ve renklerimi açık açık yaşamak istiyorum.

Geçen gün sosyal medyadaki bir platformda; toplumun, inançlı LGBTİQ+ bireylerini kabul etmemesi konusundaki fikrimi belirtmiştim çünkü bu durum beni üzüyordu. Birisi yorum olarak tanrının homofobik olduğunu dile getirdi. LGBTİQ+ bireyleri bile bizim kendimizle çeliştiğimizi düşünüyor. Oysaki biz mümkün olanlarız, sevginin cinsellikten ayrı olduğunu savunanlardanız. Cinsellik konusuna hiç girmeyeceğim; çünkü bu tanrı ile kul arasındadır, bu birbirini seven iki insan arasındadır. Aşkta cinsellik olmaz demiyorum, elbette olacak ama yönelimimizi seçemezken hayatımızı nasıl yaşayacağımızı seçebiliriz, seçmeye çalışabiliriz. Umuyorum ki insanlar artık benim yönelimim doğrultusunda, içinde bulunduğum bu durum hakkında konuşmalarının kimseye bir şey katmadığını fark ederler. Çünkü bana göre birinin bir başkasının yönelimi ile inancını zıt bulması, bir başkası için yargıda bulunup yanlış olduğunu düşündüğü bu fikri -sanki o kişi hiç araştırmamış gibi- önüne bırakması da homofobikliktir.

Geleceğimi düşündüğümde hiç de renkli bir dünya göremiyorum. Bana sormadan benim için renksiz dünya inşa edildiği için… Ailemle yine bir şekilde anlaşabileceğimi, onlara sezdirmediğim sürece bir sorun yaşamayacağımı düşünüyorum. Çevremin ve insanlarım beni ailemden çok baskılayan homofobik tavırları olmasa, ben bunları kendi başıma aşabilirim. Ailemin doğrusuyla benim doğrum çeliştiği için onları suçlayamam. Onlar en azından benim için çabalıyorlar, bana beni sevdiklerini hissettiriyorlar. Onlarla aramdaki tek duvar sırlarım, benliğimin içindeki rengarenk dünya. Çok düşündüm, onları böyle kabul etmeye karar verdim. Çünkü ben mümkünüm ve kimsenin yargılarıyla yok olmayacağım.

(Görsel: Ferdinand Hodler)

Comments (2)

  1. Bu Yazıyı Yazan Kişi

    Tekrardan merhaba. Bu yazıyı paylaştığım zaman sorgusuz bir kabullenme beklemiştim sayfanın takipçilerinden. Belki yalnız olmadığımı hissederim demiştim, buna güvenmiştim. Instagramdaki yorumlardaysa kendi fikirlerini belirtmelerinin yanında yanlış düşündüğümü hissettiren bir tavırla karşılaştım. Ben yanlış düşünüyordum, yanlış yaşıyordum ve onlar bana doğru yol için “tavsiye” veriyordu. Ben sadece kendi doğrumu yaşarken yaşadığıma saygı duyulmasını, beni olduğum gibi kabul etmelerini bekledim. Elbette birkaç kişi istediğim destek elini uzattı bana. Ama gördüm ki tamamen yalnız yürümeyeceğimiz hiçbir yer yokmuş, bu sayfada bile. Yalnız yürümemize izin vermeyen insanlara teşekkürlerimi sunuyor ve desteklerine minnet duyuyorum.

  2. Asla yalniz degilsin. Dinimiz ve yönelimimiz arasinda dedigin gibi bir zitlik yok. Ailelerimizin icimizdeki renkleri soldurmadigi bir gelecek diliyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir