Merhaba. Şu an 25 yaşındayım. Bir gece vakti yazılanları okuduktan sonra ben de yazmaya karar verdim. Sanırım benim hikayem, burada yazan birçok kişiden çok daha geç başladı. Hayatım güzel geçti aslında. Babam giydiğime karışmaz, annem de birçok anne gibidir. Açık olduğum zamanlar, lisedeyken, bir yaz babamla lakos almıştık. Kolu uzun değildi ama sıfır kollu da değildi. Onu giymeyi her istediğimde, annem kol altında ar damarı olduğunu ve gözükürse yırtılacağını söylerdi. Çok kızardım anneme. Zaten hep asi olduğumu söylerlerdi. Birçok şeyi kabul etmediğim gibi yine annemi dinlemez ve giyerdim. Ailem iyi insanlar, sadece kendilerine öğretilenleri bana da öğretmek istiyorlar, cennete gitmemi istiyorlar. Aslında yaptıkları biraz da olsa işe yaradı; asiliğim azaldı, kabullenmeye başladım.
Sonra ben kendi kendime kapanmaya karar verdim. Zaten eninde sonunda kapanacaktım, üniversite sınavına girdiğim yaz da kapandım. Ablam hala açıktı. Herkes beni çok takdir etti. Ablama hep özendim, ben çirkinleşmiştim. Beni hep ablamın ablası sanıyorlardı. Ama yine de önemsemedim, zaten hiçbir zaman başkalarının düşüncelerini çok önemseyen biri olmadım. Ablam da benden 1-2 yıl sonra kapandı. Günler böyle geçti.
Üniversitenin son senesi, bir ilkokul arkadaşımla karşılaştım. Bana aşıkmış hep, ben de yıllar sonra onu görünce çok beğendim. 1 yıla yakın bir süre beraberdik. Onu çok sevdim. O da bir zamanlar beni çok sevmişti. Ama kavuşunca büyüsü bozuldu. Ayrılığı çok zor atlattım. Aslında hala özlüyorum onu.
Ayrıldığımız zaman, ailecek art arda kötü şeyler yaşadık. Sormaya başladım; Allah’a dua ediyorum, bir tanesini bile duymuyor mu? Araştırmaya, okumaya başladım. Kur’an’ın meallerine bakmaya başladım. Giderek imanım da azaldı. O çok sevdiğim erkek arkadaşımın bende kurduğu baskıları da görmeye başladım. Pantolonum dar diye bana sürekli ’Bol pantolon giy, yoksa bir daha görüşmeyiz’ deyişlerini, makyajıma hatta parfümüme bile karışmasını… Hepsinin sebebi bendim aslında. Ben izin vermiştim. Ailem bile böyle karışıp sıkmazken beni, ona bu gücü ben vermiştim. Fakat ona duyduğum aşkla görmezden gelmiştim. Asla kendisine karıştırmıyordu, zaten İstanbul’da okuyordu. Onun dediklerini yaptıkça kendimi güzel hissetmemeye başladım. Zaten son zamanlarda sürekli kavga edip ayrıldık.
Kızlar, ben yaptım, eleştirdiğim şeyi ben yaptım ama siz yapmayın. Bizler erkeklerin tapulu malı değiliz. Erkeklerin üzerimizde kurmaya çalıştığı baskıyla dolu bu düzene günler geçtikçe daha da çok bilendim. Bütün bu olayları yaşarken saçlarım dökülmeye başladı. Kapalı olmamdan mı yoksa yaşadığım üzüntü ve stresten mi, hiçbir zaman net bir cevap veremedim. Ailemle dini konular hakkında sorguladıklarımı konuşup sorular sordum, hiç cevap alamadım. Çünkü aslında kimse İslam’ı gerçekten bilmiyor, araştırmıyor, sadece inanıyor. Birçok soruya “Allah bilir” ya da “Bizim aklımız yetmez” deniyor. O zaman bu aklı niye taşıyoruz?
Şimdi çok değiştim. Birçok inancımdan koptum. Bakış açımı değiştirdim. Eskiden açılanlara kızan biriydim, açılmak dahil birçok konuyu kabul eden ve her görüşe saygı duyan biri oldum. Burada çoğunuzun yazdığı iki kişilik yaşama ben de başladım. Şimdi içim başka, ben başkayım. Açılmak istediğimi sürekli dile getiriyorum. Annem sürekli ağlıyor. Beni ikna etmek için çok çabaladı. Ama olmuyor, artık eski ben olamıyorum. Dinimden soğudum, şu an başımdaki bu başörtüsü sadece saçlarım düzelene kadar benimle olan bir bez parçası. Ailemin açıldığım gün ne tepki vereceğini ise bilmiyorum. Ben artık ekonomik özgürlüğü olan biriyim ve daha rahat atlatacağımı düşünüyorum. Ailem elbette üzülecektir ama kabul edecektir. Kızlar, bu sizin hayatınız. Hiçbir zaman başkalarının isteklerine göre yaşamak zorunda değilsiniz; ailenizin de sevgilinizin de kocanızın da. Ben de size farklı bir örneğim. Birçok kişinin ‘Salak bu’ diyeceği bir örnek belki. Tek suçum sevmekti. Sevdiğim erkek, sevdiğim din; ikisi de beni sırtımdan vurdu. Sözde ikisi de beni düşünüyordu. İkisi de beni zor günlerimde yalnız bıraktı. Aptal olduğum için ikisinden de hala tam anlamıyla kopamadım. Ama biliyorum, bir gün çok güçlü kalkacağım, kalkacağız. Güzel günleriniz olsun kızlar.
(Görsel: Deedee Cheriel)