Sevgilerini görmediğim bir aile benimle konuşmuyor diye canımı sıkamam.

Aslında bugün yazmayı düşünmüyordum, daha kırgın olduğum bir zamana saklamıştım ama tutamıyorum.

20 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Katı bir ailenin en büyüğüyüm. Bu zamana kadar hep kısıtlandım, ailemden hep kötü laf işittim. Beni bir birey gibi değil, kendileri için yaratılmış bir uzuvları gibi görüyorlar. İlk olarak paramparça bir kalbim var. Bir genç kız için en kötüsü sevemediği, sarılamadığı bir babayla büyümek. Çocukluğunuzdan itibaren bu boşluğu doldurmaya çalışıyorsunuz ama hiçbir şekilde dolduramıyorsunuz. Kırık bir kalple yaşamak ise size her gece ölmeyi diletiyor. Pandemiden önce bu durumla bir şekilde başa çıkabiliyordum ama 1 yıldan fazla süredir resmen aldığım nefesi sayıyorum. Her halim göze batıyor.

Bunlarla birlikte ben artık tesettürden çıkmak istiyorum. Yaklaşık 9 yıldır başım kapalı ama neredeyse 6 yıldır takmayı istemiyorum. Aileme söyledim, yapmayı denedim ama sonu hep kötü bitti. Fiziksel ve duygusal şiddete maruz kaldım. Arkadaşlarım var diye orospu oldum. Açılmak istiyorum diye ‘kendimi kime beğendirecek’ oldum. Bunlar gibi yüzlercesi… Bekliyorum, sadece okulumun bitmesini bekliyorum, sonra bu şehirden gideceğim. İsterlerse benimle konuşsunlar, isterlerse konuşmasınlar. Yıllardır tek yaptıkları kontrol etmek, aşağılamak, kısıtlamak; en azından bunlardan kurtulmuş olurum. Sevgilerini görmediğim bir aile benimle konuşmuyor diye canımı sıkamam.

Ben daha 20 yaşındayım, sadece 20. Hayatım hakkında net şekilde hatırladığım sadece 13-14 sene var ama o kadar yoruldum ki… Aile gerçekten şans işi, belki de bazıları bu yazılanları okuyup acıyorlar ama ben buradaki her yazıda kendimi buldum. Bizlere söyleyecek tek bir şeyim var; biraz sabredip ekonomik bağımsızlığımızı kazanmak zorundayız. Sonra gidin, mutsuz olduğunuz hiçbir yerde kalmayın, sizi yaralayan herkesi hayatınızdan çıkartın…

(Görsel: Pere LLobera)

Comments (3)

  1. Eğer yazmak ve konuşmak istersen bana twitterdan ulaş mutlaka @birlydia

  2. “Bir genç kız için en kötüsü sevemediği, sarılamadığı bir babayla büyümek. Çocukluğunuzdan itibaren bu boşluğu doldurmaya çalışıyorsunuz ama hiçbir şekilde dolduramıyorsunuz” bu cumle beni aglatti ne desek bos.boyle seyleri yasamayi haketmedik

    • Kesinlikle hiçbirimiz hak etmedik. Bu konudaki tek gayem, şayet gelecekte çocuğum olursa ona hayallerimdeki ebeveyn gibi davranmak ve bana verilmeyen sevginin çok daha fazlasını ona aşılamak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir