Merhaba, ben de hikayemi paylaşmak istiyorum. Yaklaşık 1 yıldır sizi takip ediyorum ve paylaşılan her gönderiyi, her hikâyeyi kendim yaşıyormuşçasına okuyorum ve aynı duyguları paylaşıyorum.
Benim hikayem doğduğumda başladı. Ben doğduğumda babam bir köyde imamlık yapıyordu. 4 kişilik çekirdek bir ailemiz var. Küçüklüğümde hep dini değerlerle büyütüldüm. Evimiz cami avlusunun içerisindeydi, küçük bir köydeydik ve benim adım ‘imamın kızı’ idi. Bu yüzden hiçbir zaman sorgulamadan bunun getirdiği gereklilikleri küçük yaşlarda yerine getirmeye çalıştım. Daha 3-4 yaşlarındayken sürekli başımı kapatırdım, uzun şeyler giyerdim, Kur’an okurdum, yazları hep Kur’an kursuna giderdim ki keza Kur’an kursu bizim evimizin avlusuydu. Uzun süre böyle devam etti, ortaokulda da kapalıydım, ne kapat diyen oldu ne aç diyen… Arkadaşlarım da bir bir kapanmaya başlamıştı. Sonrasında iyi bir lise kazanamadım ve tabii ki İmam Hatip’e gittim çünkü babam imamdı ve iyi bir puan alsam da en iyi İmam Hatip hangisi ise ona gidecektim.
Çok sorunlu lise yılları geçirdim, oralara girmeyeceğim fakat içimdeki insan ile dışımdaki insan çok farklıydı. Lise bittikten sonra 1 yıl hazırlık dönemim oldu. İyi bir üniversite kazanmak ve bu şehirden gitmek istiyordum, öyle de oldu. Farklı bir şehir ve üniversite kazandım fakat içimdeki insandan çok daha beter şekilde tüm bastırılmış duygularım, düşüncelerim ve çocukluğum dışa vurdu. Dikiş tutturamayıp ailemin yanına geri döndüm ve yine aynı kişi oldum. Çevrem çok geniştir, her zaman dikkat çekerim, iltifatlar alırım; gerek konuşmam ve tavırlarımla gerek insanlara yaklaşımım ile hep gözde olmuşumdur. Fakat artık yetmiyordu, hep daha fazlasını istedim. Yaklaşık 1 yıl önce içimde aniden bir his oluştu ve başımdakini söküp atmak istedim. Daha önceleri asla böyle bir şeyin olmayacağını kabullendiğim için ihtimalini bile düşünmüyordum. Fakat olaylar beklediğim gibi gelişmedi. O günden sonra tam 1 yıl bu düşünceyle mücadele ettim, gömmeye ve gizlemeye çalıştım ama olmadı.
1 sene içerisinde durumu en yakınlarımla; arkadaşlarım, anne ve baba tarafından birkaç akrabam, annem ve abimle paylaştım ama çok korkuyordum. Herkes çok şaşırdı çünkü bu konu geçince dahi rahatsız olup konuyu kapattıran ben, şimdi böyle bir istekle karşılarında gözyaşı döküyordum. Beklediğimden iyi geri dönüşler aldım. Daha ilk konuşmamda herkesten duyduğum şey “Kararına saygı duyarım” oldu fakat devamında herkesin merak ettiği şey “Babana söyledin mi, o ne tepki verecek?” idi. Benim de merak ettiğim tek şey buydu. Bu süreçte her gece, her gündüz içimden babamla konuşma provaları yaptım. Her akşam zihnimde onunla konuştum, ona anlattım fakat fiilen bir girişimde bulunamadım çünkü korkuyordum. Her türlü senaryoya kendimi hazırlamıştım, kovulma ihtimalini bile gözden geçiriyordum ki ben ailesine çok bağlı ve en önemlisi de babasına çok düşkün bir insanım.
Sonuca gelecek olursam şu an 20 yaşındayım ve yaklaşık birkaç aydır sadece bere takarak dışarı çıkıyorum. Kapıdan çıktığım an bereyi çıkarıp hayatıma devam ediyorum. Ama babam bunu bilmediği için hayatım askıdaymış gibi hissediyordum ve bu beni çok rahatsız ediyordu. Sürekli uygun zamanı bekliyordum ama uygun zaman asla gelmiyordu.
Birkaç gün önce annemle markete gittik ve yolda bir anda ağlamaya başladım. Artık dayanamadığımı, yaz geldiğini ve bereyle, montla dışarı çıkamayacağımı, artık hayata başlamak istediğimi, babamla konuşmak istediğimi ifade ettim. Hiçbir şey söylemedi, eve döndük. Akşam saatlerinde odamdaydım ve sanki içime doğmuştu, bu konu zihnimi tamamen ele geçirmişti. Babam yatmaya geçmişti, annemin yanına gittiğimde “Babanla konuştum” dedi ve kalbim kuş gibi çırpınmaya başladı. Dediğim gibi, her türlü tepkiyi bekliyordum. Annem düşüncelerimi anlatmış ve babam imam olduğu için bugüne kadar kendimi hep bastırdığımdan da bahsetmiş. Babam çok şaşırmış ve üzülmüş, biraz da ağlamış ama “Biz iyi eğitim veremedik” şeklinde kendini suçlamış, birkaç cümle kurup yatmış. Bu 3 gün önce gerçekleşti. İlk yüz yüze geldiğimizde ne yapacak, artık eskisi gibi olamayacak mıyız diye çok tedirgindim. Benimle konuşacak mı konuşmayacak mı şeklinde şüphelerim vardı. Sahurda bir araya geldik ve babam ne benimle konuştu ne de yüzüme baktı. Epeyce kırıldım ama bir yandan da mutluydum çünkü aynı sofradaydık ve kendini suçladığına göre anlaşılan o da hemen kabullenmişti. Bana hiçbir olumsuz geri dönüş yapmadı.
Şu an 3. gündeyiz, dün biraz normal şeylerden konuştuk. Bugün ise gelip sarıldı, öptü fakat konuyla ilgili yine konuşmadık. Dün ise annemle birlikte tüm şallarımı kaldırıp yazlık kıyafetleri indirdik. Beklediğimden çok daha basit bir süreçle karşılaştım, açıkçası her şeyi bekliyordum. İçim içime sığmıyor; alışveriş yapmak, kuaföre gitmek, saç ürünleri almak, yazlık kıyafetler almak için can atıyorum. 20 yaşındayım fakat hayata şimdi başlayacakmış gibi hissediyorum, buna engel olamıyorum. Bir dahaki dışarı çıkışımda ne bere ne şapka takacağım, öylece çıkacağım. Beklediğim şey, ailemle birlikte çıkacağımız ilk gün de yine hiçbir şey takmadan çıkacağım. Bu süreci de atlatırsam artık gerçek ben olacağım.
Açıkçası bu kadar geciktirdiğim için de çok pişmanım. Keşke diyorum, ertelemek yerine tüm cesaretimle konuşabilseydim. Her neyse, diyeceğim o ki hayata bir kez geliyoruz ve biz ne birinin kızı ne birinin eşi ne birinin yeğeniyiz; hiçbir şeyi değiliz, biz sadece kendimiziz. Bu yüzden böyle seçimleri ertelemeden bir şekilde halletmek gerekiyor. Geçen 1 yılda 10 yıl geçmiş gibi yaşlandığımı hissettim. Resmen o pozitif, enerjik, cıvıl cıvıl kızı kaybediyordum; o kızın yerine bir ruh gelmişti. Şimdi ise yeniden doğuşum başlıyor. Hayata yeniden başlayacağım. Saçlarımın arasından geçecek rüzgârı iliklerimde hissedeceğim. Artık sokakta yürürken insanların saçlarına bakıp imrenmeyeceğim ve en önemlisi kendime duyduğum saygıyı daha güçlü bir şekilde kazandım. Söyleyeceklerim bu kadar. Ne olursa olsun kendinizden vazgeçmeyin. Bu hayat sizin. Zorluk yaşayanlar, yardım isteyenler olursa da yoruma yazsınlar, bu süreçte hepsiyle seve seve yoldaşlık yaparım.
(Görsel: Dod Procter)
“Geçen 1 yılda 10 yıl geçmiş gibi yaşlandığımı hissettim.” için 4 yanıt
İlk defa bir mektuba yorum yapıyorum, öncelikle senin adına çok ama çok sevindim yazdıklarını okurken kendim yaşamış gibi hissettim ben de yaklaşık 1 yıldır başımdaki örtüden rahatsızım ama ailemle ciddi ciddi kınuşamadım sınavdan sonra konuşmayı planlıyorum ama emin de dediğilim annem babam akrabalarım çok dindar ve maalesef kurban bayramında akrabalarımla bir araya gelicez. Hem bir an önce açılmak, kendim olmak istiyorum bir yandan da kurban bayramından sonra mı konuşsam diye düşünüyorum hoş konuştuğum zamanda anlayışla karşılaşacaklar mı bilmiyorum neyse, senin adına çok mutlu oldum umarım hayatının geri kalanında istediğin gibi yaşayıp çok mutlu olursun<3
Bana Twitter’dan yazabilir misin @birlydia veya instagram @cutebutaggressive_
Off bende yarın konuşmayı düşünüyorum ama tepkilerinden çok çekiniyorum. Oturduğumuz mahalledeki insanların düşüncelerine kadar hayal ediyorum. Ne yapıcam ben yolumu bulamıyorum. Annemi de hiç üzmek istemiyorum
En azından annenin senin açılmak istediğini bilmesi bile seni rahatlatacaktır (benim öyle oldu, hala açılamadım ama en azından böyle bi düşüncem olduğunu biliyorlar) bu sayfadaki mektuplardan anladığım kadarıyla bazı insanlar aileleriyle 2. 3. konuşmalarında ancak açılabiliyorlar. Bence anneni ikna edebileceğin bi kınuşma ayarla ve kendinden emin bir şekilde
konuş umarım ilk seferde ikna edebilirsin. Anneni ne kadar çok sevsen de bu hayatı yaşayacak olan sensin. Umarım seni anlar ve güzel bi sonuçla karşılaşırsın