Herkese merhaba. 32 yaşındayım, öğretmenim. Evliyim ve 2 çocuğum var. 14 senedir başörtülüyüm. Fakat artık hiç ama hiç istemiyorum. Cesaret edemiyorum…
Ben muhafazakâr bir ailenin en büyük kızıydım. Ailemdeki kadınlar genelde başörtülüdür ama çok da dindar olduklarını sanmıyorum. Bana göre çoğunluğu geleneksel kapalı. İnanılmaz ataerkil bir ailem var. Erkeklere çok değerli ve kutsal varlıklar gibi davranılıyor ve bunu da en çok kadınlar yapıyor. Daha ilkokuldayken şort giydiğimde “Deden görmesin, günah, öbür dünyada yanacaksın, saçlarından yılanlar asılacak” cümleleriyle karşılaştım. Yazları hep Kur’an kursuna gittim ama oradan gelince şortumu giyip oyun oynadım. Oje sürmem daima sorundu, tırnaklarımı uzatmam sürekli eleştirildi. Babamın en büyük çizgisi yakamın açık olması ve düşük bel giydiğimde belimin açılmasıydı.
Aslında bana direkt ‘Kapan’ diye bir baskı yapılmadı. Ama benden hep bu beklendi. O ailede kabul görmem için, beni görmeleri için ve değer görmem için kapalı olmam gerekiyordu. Ben de bunu onlar istediğinde değil, kendim istediğimde yapma kararı aldım. En yakın arkadaşlarımın kapalı olması da sürecimi tetikledi. Lisenin bittiği yaz kapanma kararı aldım. Evdekiler şaşırdı, benden bunu beklemiyorlardı çünkü hep asiydim, hep karşı gelirdim. Keşke yapmasaydım.
Üniversiteyi kazandım ve gittim. Sokaklarda başörtüsü açıp kapattım. Her türlü zorluk, sıkıntı, dışlanma; hepsine katlandım. Hem kapandım hem üniversite kazandım ya, dedem beni ilk kez gördü. Beni gerçekten sevdiler ve çok mutlu oldum çünkü benden nefret ediyorlardı. Üniversite bitince evimden 1000 km ötede bir şehre atandım. Okulumdaki tek kapalı öğretmendim. İdarecinin biri okulun içinde başımı açmamı istedi, kavga ettim, ağladım ama kendimi ezdirmedim. Neden orada vazgeçmedim, bu kadar zorluğa değer miydi, bilmiyorum.
O güne kadarki erkek arkadaşlarımın hepsi sol görüşlüydü, kapalı olsam da böyleydi. Onlardan farklı bir insan olarak ilk kez şu anki eşimle tanıştım. Tam olarak ailemin istediği gibi biriydi. Ailesi epey dindar, kendisi öyle, işi iyi vesaire… Aslında ben biraz özgürlüğün tadına varmak üzereydim ki eşimin baskısıyla bir anda evlilik yoluna girdik. Evlendik… Düğünümüzle ilgili her şey onun babasının istediği gibi oldu. Bu ben değildim ama hepsini ben yaşadım. Herkes memnun çünkü ben sülalede parmakla gösteriliyorum.
Yeni bir okul. Orada da tek kapalıyım. Türlü aşağılamalar vardı, hepsine göğüs gerdim. Hiç sorgulamadım çünkü başörtüsü benim için bayrak yarışı gibiydi. Yenilmeyecektim. Onlara inat her yerde takacaktım, yılmayacaktım, ezilmeyecektim. Beni kabul edip saygı göstereceklerdi. Kendimi neden bu kadar yordum, bilmiyorum ve kendimden çok özür diliyorum.
3 sene önce namazı bıraktım. Kapıya gelen kargo görevlisini, sucuyu vesaire hep başım açık karşılıyorum. Ama dışarı çıkarken kapalıyım. İnancımdan emin değilim. Başörtüsünün farz olduğundan bile emin değilim. Bir din erkekler için bu kadar kolay olup kadınlar için böylesine zor olmamalı. Denize haşama ile girmek nasıl bir şey? Bir erkek bir kere denesin de öyle yorum yapsın. Yazın boğazına bir şal dolayıp gezsin de…
Artık benim düşüncelerim ve dışım farklı, bunu sürdürmek istemiyorum. Ama eşim çok gelenekçi, istemediğini söylüyor. “Yaparsan seni atacak halim yok ama istemiyorum” diyor. “Doğru olan bu, bizim asıl namazı falan telafi etmemiz lazım” diyor. Ben bildim bileli kendisi namaz kılmaz, Kur’an okuduğunu görmedim. İçki içmez ve oruç tutar, o kadar. Ama saçımın üstünde bir bez görme konusunda takıntılı. En sonunda “Ben yapacağım, kaldıramazsan boşanırız” dedim. “Saçmalama” diyor. Ben anlayamıyorum, benim bedenim üzerinde kocam dahi olsa birinin söz hakkı yok. Ben bir bireyim, kararı kendim almalıyım, ondan izin veya onay mı almam gerekiyor? Saçmalık. Ama gelin görün ki cesaret edip yapamıyorum. Anneme biraz söyler gibi yaptım, etmediği hakaret kalmadı. Ben kaç yaşındayım ya, küçük çocukmuşum gibi azarladı. İnsanlara üzerimde böyle hüküm kurma hakkını ben mi verdim? Bunu ne ara yaptım? Bilmiyorum. “Utanmayacak mısın bu yaştan sonra?” diyor. “Kimden utanayım, neden utanayım?” dedim. Ama gel gör ki utanıyorum. Mesela karşı komşumun kocasından utanıyorum.
Artık kapalı olmak istemiyorum, keşke zamanı geri alabilsem de hiç olmamış olsam. Destekçim de arkamda olan kimse de yok. Başarabilecek miyim, bilmiyorum. Bazen kabullenip böyle devam et, sorun çıkarma diyorum. Ama olmuyor, bu fikir aklımdan çıkmıyor. Kapanmak bu kadar kolayken açılmak neden zor? Kaç yaşındayım, mesleğim var, 2 çocuğum var, kimseye ihtiyacım yok ama bu başörtüsünü açmak dünyanın en zor şeyi gibi geliyor.
Bana Instagram üzerinden yazabilirsiniz: @dogayaev
(Görsel: Edouard Vuillard)