Annem beni o halde göreceğine ölmemi tercih ettiğini söyledi.

Bu yazıyı yine iç hesaplaşmalarımla, adeta kafamın içini kemiren düşüncelerimle boğuştuğum bir gecenin sonunda yazıyorum.

20 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Küçük bir şehirde yaşıyorum. Babam imam ve annem de yıllarca Kur’an kurslarında büyümüş bir ev hanımı. Annemle herhangi bir konuyu tartışmak neredeyse imkânsız gibi, sanki arada görünmez bir duvar var ve anlattıklarınız oradan sekiyor. Babam üzülse, kızsa da en azından anlattıklarımı dinlemeyi başarabiliyor. Akrabalarımın, çevremdeki insanların, komşuların nasıl kişiler olduğunu az çok tahmin edebilirsiniz. Bu şehirde, benim çevremde açık olmak orospuluk demek. Hiçbiri bunu dillendirmez ama davranışlarıyla, sözleriyle başı açık bir kadına bunu hissettirirler. 2 ablam var; biri ortaokula, diğeri ise liseye başlarken kapanmıştı.

Anne ve babam sürekli kapanmamız için baskı yapmadıklarını söyler. Aslında bu kendilerine söyledikleri bir yalan. Eğer böyleyse neden daha 10 yaşımdayken kısa kollu giymem yasaklanmıştı? Neden kapanırsam beni daha fazla sevecekmiş gibi davranıyorlardı? Psikolojik baskı değil de neydi bu?

Liseye başlayacağım hafta kapanmaya karar vermiştim. Aslında bunu 2 ay öncesinde yaşadığım bir olay tetiklemişti. Kına geceleri, böyle küçük şehirlerde sadece kadınların katıldığı bir organizasyondur. O gece sıfır kollu elbisemin üstüne giydiğim hırkayı sıcak olduğu için çıkarmıştım ve bunu öğrenen babam bu şekilde giyinirsem yüzüme bakmayacağını söylemişti. Kendimi o kadar günahkâr hissetmiştim ki sadece 14 yaşındaydım. Sıcak oldu diye çıkardığım hırka ve çocuk olduğum için sıska olan kollarım yüzünden bunları işitiyordum. Babam da dahil olmak üzere bu insanların inandıkları din buysa ben buna inanmıyorum.

Çok uzun bir mektup oluyor, farkındayım. Geçmişten sonra biraz da bugünden bahsetmek istiyorum. Birkaç ay önce aileme kendimi bu görüntümle sevmediğimi ve kendimi sevmediğim için insanlarla iletişim problemleri yaşadığımı söyledim. Babam kızdı, bağırdı ve kalbimi kırdı ama çaresizce ağladığım bir anda bana sarılıp kendince yanımda olmaya çalıştı. Annem beni o halde göreceğine ölmemi tercih ettiğini söyledi. Ben, bir anneyi çocuğuna bunu söyleyecek kadar kör eden ‘sözde İslam’ neyse ona inanmıyorum.

Şu an bu konu havada bir şekilde bekliyor. Annem unuturum sanıyor ve üstünü kapatmaya çalışıyor. Benimse üniversitede başımı açmaya cesaret edebilecek miyim, ya pişman olursam gibi sorular hâlâ beynimi kemiriyor. Adeta bir siluet gibi yaşıyorum. Çevresine inat başını açabilmiş ya da yine çevresine inat başını kapatabilmiş tüm kadınlar; sizinle gurur duyuyorum. Umarım bir gün ben de kendim olmayı başarabilirim.

(Görsel: Moses Soyer)

Comments (4)

  1. Merhaba ben de kısmen benzer durumdaydım seninle annem de babam da dinlerine çok bağlı ve sorgulamaz insanlar. Ben lise 1’e geçerken kapanmıştım fakat lise sona doğru açılmak istiyordum bunalmışlık sınav stresi ve bazı saçma gelen şeyler falan derken anneme söylemiştim bana şeytan demişti ve daha bir sürü şey dedi annemle hep kavga eder olduk sırf her gün kavga etmiyim diye teyzeme kalmaya gittim bir ay kadar ve hep ağlıyordum psikolojim bozukmuş gibi davranıyordum ki bence öyleydi yaklaşık bir sene bu böyle sürdü annem hiçbir şekilde yumuşamadı ve ben her taktığımda ağlıyordum artık en son markete vs kapşonlu çıkarak onları alıştırmaya çalıştım annem hep laf soktu laf söyledi duymazlıktan geldim.En son bayram günü geldi ve denilenleri umursamadan köyde deaçık çıktım kimsenin yanında bir şey diyemezlerdi sonuçta .Yani demem o ki illa herkes her şeyi diyecek şeytandan tut küfürlerine kadar benim akrabalarım bile öğrenince sanki kendi hayatlarıymış gibi bana yüzlerce şey söylediler senin de kulağının birinden girsin öbüründen çıksın başka türlü herkesi dinleyerek ve üzülerek kendi hayatın hakkında karar veremezsin çünkü . Belki yalnız kalcaksın belki çok yalnız hissediceksin yüzlerce şey diyecekler ama en sonunda illa alışacaklar sana mecburlar çünkü sen onların kızısın psikolojin ve sağlığın bu konudan önemli değil bunu onlara anlatmaya çalış.Umarım mutlu olur ve bunu başarabilirsin <3

    • Teşekkür ederim paylaştığın için. Asıl özgürlük insanın hissettiği şekilde yaşaması sanırım,
      cesaretin için de tebrik ederim.
      Uzun süredir bu konu hakkında düşünüyorum, defalarca da sorguladım. Annemin bana uyguladığı ve halen devam etmekte olan psikolojik şiddeti düşündüm. Sanırım beni korkutan tek şey bu. Bana hayatım boyunca mutsuz olacağımı, ölmem gerektiğini söyleyen kişi benim annem. Ve bu tepkiler bana inanılır gibi gelmediğinden, korkuyorum. Hayatta en güvenmem gereken kişiden bunları işittiğim için cesaretim kırılıyor sürekli. Üstelik akademik olarak 20 yıllık yaşamım boyunca kendimi kanıtlamış sayılırım ama yine de ailemi çevremi orospu olmayacağıma inandırabilmiş değilim. Sanırım profesör de olsam en faydalı şeyleri de yapsam beni alkışlamak yerine yine ensemde olacak bu insanlar bir şeyleri ayıplamak için. Bazen çok güçsüz ve yalnız hissediyorum, dünya ve insanlar bu kadar kötü olmamalıydı..

  2. Seninle o kadar çok benziyoruz ki. Bir yıl önce biraz anneme bu fikrimi söylediğimde oda bana ölmemin daha iyi olacağını söylemişti. 10 yaşımda bana da kısa kollu giymeyi yasakladılar. Seninle iletişime geçmeyi çok isterim. Ulaşabileceğim bir mail veya hesap ismi yazarsan mutlu olurum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir