Merhaba. Ben modern ve Müslüman bir genç kızım. Dün irticacı bir tıp hekiminin inanç ve özgürlüğe saygısı olmayan tehditkâr tavırlarına maruz kaldım. İlgili birimlere şikâyette bulundum fakat biliyorum ki tacize uğrayan kişi başörtülü bir insan olsaydı bu olay ülke gündemine oturur ve olay hakkında gereken işlemler yapılırdı. Maalesef yargı prangalarından henüz kurtulamadığı için bu kişi hakkında hiçbir işlem yapılmayacağını da biliyorum. Olay, (çarşaflı olan) annemi rahatsızlığı nedeniyle Gaziantep’in Nizip ilçesindeki Özel ADN Hastanesi’nin Genel Cerrahi Polikliniğine götürmemle gerçekleşti. Genel Cerrahi uzmanı olan Op. Dr. Hayati Umaç isimli hekimin muayene odasına girdik. Sözünü ettiğim Hayati Umaç isimli bu sözde ‘bilim insanı’, gerici fikirli şahıs anneme “Çarşafınız çok yakışmış” dedikten sonra bana sert bir üslupla “Sen neden çarşaf giymedin! Niye başını kapatmadın?” şeklinde hesap sordu. Sonra da anneme dönerek “Ben senin gibi kızının başı açık, kendisinin başı kapalı çok anne gördüm; bu nasıl Müslümanlık! Kızını böyle başı açık gezdirirsen günahı sana yazılıyor. Ama evlendirirsen kocasına yazılır ve ahirette cezasını kocası çeker…” şeklinde haddi aşan sözlerle hakaret ve tehdit etmiştir. Asıl görevi bilimle ilgilenmek ve insan hayatını kurtarmakken hiçbir tıp hekime topluma cezalandırıcı bir ilah gözüyle tepeden bakarak insanları ‘günahkârlar ve cennetlikler’ şeklinde sınıflandırıp hakaret ve tehdit edemez! Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında yer alan ‘kılık kıyafet ve inanç özgürlüğü’, ‘kişilerin onurunu zedeleme ile hakaret’ gibi kanunlara aykırı davranışlarından ötürü ilgili mercilerden bu kişi hakkında gerekli işlemin yapılmasını talep ettim fakat ben başörtüsünden dolayı değil, özgürlüğümden dolayı tacize uğradığım için hakkında işlem yapılmayacak ve bu konunun da üstü örtülerek toplumun bilgisine sunulmayacaktır diye tahmin ediyorum. Bu nedenle sizlerle paylaşmak istedim. Saygılarımla…

(Görsel: Yedidya Hershberg)