9 senemi kayıp olarak görmemeye çalışmak çok zor.

Merhaba. Ben yaklaşık 9 yıldır başörtülüyüm. Lise 2. sınıfa giderken bir arkadaşımdan etkilenerek kapandım. O zaman okula başörtülü girmek yasaktı. Öğretmenlerimiz onu sürekli bir kenara çeker ve başörtüsünü çıkarana kadar derslere almazdı. Ben de hem ona destek olmak için hem de babamın zaman zaman bana ve kardeşlerime “Kapanmazsanız hakkımı helal etmem” demesinden ötürü 1 gün içinde karar verip başımı kapattım. Babam, bana ve kardeşlerime henüz küçük birer çocukken asla pembe giydirmeyen, etek ve elbise de giydirmeyen biriydi. Liseye kadar pembeyi kızların giymemesi gereken bir renk olarak düşündüm. Yaşıtlarımdan biraz daha erken ergenliğe girdiğimde ise yıllarca vücudumu kabul edemedim. Kadın olmayı kabul edemedim. Cinsiyetimin utanılacak bir şey olduğunu sandım. Bu yüzden açıkken bile elbise ve etek giymeye cesaret edemedim.

Arkadaşım kapandığında kapalılığın çok rahat olduğunu ve vücut hatları belli olmadığı için mutlu olduğunu söylüyordu. Ben de bedeniyle barışamamış biri olarak kapanırsam daha mutlu olur muyum, demiştim. Şimdi düşünüyorum da kapandığım ilk gün ferace almaya bile başım açık gitmem bu konuda ne kadar bilgisiz olduğumu ve cahil cesaretiyle hareket ettiğimi gösteriyor. Babam akrabalara kapandığımı söylerken “Yarın açılır nasıl olsa” diyordu. Açılmadım, tam 9 yıl başörtüsüyle yaşadım.

Son 3 senedir başörtüsü takmak istemediğimi fark ediyorum. Bunu kendime bile itiraf edemeden tam 2 yıl geçirdim. Son 1 senedir kararım kesinleşti. Yaptığım iç hesaplaşmalar sonucunda bu şekilde yaşayamayacağıma karar verdim. Ama bu kararımı anneme söylediğimde “9 yıl kapalıydın, madem açılacaktın, keşke hiç kapanmasaydın” dedi. Normalde benimle arası çok iyidir ama ne zaman bu konu açılsa bana bakışı soğuklaşıyor. Bu kararı çok zor verdiğimi anlayamıyor. Aynaya her baktığımda kendimi çirkin hissettiğim halde başörtüsü takmak için kendimle mücadele ettim. Ama olmadı. Bunun bir heves ya da bir nefis meselesi değil, kişiliğimi ve psikolojimi etkileyen bir değişim olduğunu anlayamıyor. 9 senemi kayıp olarak görmemeye çalışmak da çok zor. Henüz babama söylemeye cesaretim yok. O, namaz kılarken bile namaz kılmadığımız için anneme ve bana bakıp “Şeytanlara uymayayım” diyerek namaza duruyor. Eve biraz geç kaldığımda arkadaşlarımın yanındayken telefonda küfür kıyamet rezil ediyor. Ona söylersem evde kavga çıkar. Annemi suçlar, “Sen yetiştiremedin” der. Benim yüzümden annemin üzülmesini istemiyorum ama kararım kesin. Hayatımı böyle sürdüremem. Burslu okuduğum üniversite, çoğunlukla iktidara yakın zengin çocuklarının okuduğu bir yer. Onların tepkileri de beni endişelendiriyor. Ekim ayında 4. sınıfa başlayacağım. Eğer okula başlarken kararımı babama söylemezsem bir daha söyleyemem. Bu konuda nasıl bir yaklaşım belirlemem gerekiyor, bilmiyorum. Sürekli bunları düşünüyorum. Sınavlarıma odaklanamıyorum. Bugün benim doğum günüm ama kendime ‘İyi ki doğdun’ diyemiyorum. Bunları paylaşmak bana daha iyi hissettir mi, bilmiyorum ama aylardır buraya yazılanları okuyup yalnız olmadığımı görüyor ve biraz da olsa rahatlıyorum.

(Görsel: Gladys Hynes)

Comments (3)

  1. sors salutis

    iyi ki doğdun ❤

  2. isimsiz biri

    @rzgra.flsda bana ulaş lütfen yaşadıklarımız birbirine çok benziyor

  3. sarifirtina

    herzaman yanında olmak istiyorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir