Büluğ çağıma geldiğimde üvey babam, “Kapanacak bu kız” diye devamlı anneme söylendi.

Açıldığımı buradan duyurmak istiyorum. 13 yıl sonra! Garip hisseder miyim, dedim ve önce bir markete gittim. Yok, ben yine aynı ben… Bir utanma ya da sıkılma yaşamadım. Çocukken de bisiklete binmek için açılmıştım, mesela o zaman çok utanmıştım. Ama şimdi kendini bilen bir kadın olarak çok rahat ve özgür hissettim. Tabii önce bunun nasıl başladığını anlatayım.

Ben küçük yaşta üvey baba tacizine uğramış bir kızım. Bu adam ve ailesi dindar, herkesi daha doğrusu tesettürsüzleri küçümseyen kimselerdi. Ben de öyle bir ortamda bulunmak zorunda kalmış kız evladıydım. Büluğ çağıma geldiğimde üvey babamın ilgisi sanki onun sevgilisiymişim gibiydi, sonra “Kapanacak bu kız” diye devamlı anneme söylendi. Ben de annem mutsuz olacağına kapanırım daha iyi, dedim. Sonra beni liseden aldılar, eve kapattılar. Kapılarımı kilitleyip uyuyordum ama hiç rahat değildim. Kur’an kursuna gitme kararı aldım. Kapandım. Evde de kapalıyım, en azından arkadaş ortamı olur, dedim. Gittiğim ilk yıl hocalar iyiydi ama sonraki yıl gidenler yemekhanelere kadar kapanmaları bilir…

Anneme, artık orada durmak istemediğimi söyledim ama yok, o rahattı ve istemedi. Madem öyle, ben de büyük anneanneme taşınma kararı aldım. 15 yaşında ben, 90 yaşında büyük anneanne; o evin gerginliğini siz düşünün… Her neyse, çok uzatmayayım. Bayağı dertli tasalı bir ömür. 18’imde evlendim, 19’umda ikizlerim oldu. Şimdi 11 yaşındalar. Bundan birkaç ay evvel annem 4. eşiyle evliyken internette tanıştığı adama kaçtı, kendisi tesettürlü. Yazmadığım bir sürü namussuzluğunu es geçtim, ağlarsınız. Her neyse, bu olaydan sonra tesettürü, dini, insanları ve her şeyi sorguladım. Allah’a bağlılığım hep bir farklı oldu. Onu da kaybetmek istemedim ama Allah’ım, ben nefes almak istiyorum, dedim. Kendimi öldüremem, 2 çocuğum ve sayıp sevdiğim bir eşim var. Yok, dedim; ben açılacağım. Yaşadığımı böyle hissetmek istiyorum. Bu insanlar din adı altında bu pislikleri yapabiliyorken, benim isteğim en masum istek… Kimseyi kıracak, üzecek değilim, birine pislik yapmış da olmayacağım. Ben ilk defa kendim için bir şey istedim.

Önce içimde çok bocaladım; yap-yapma, emin misin, sadece psikolojik olabilir, atlatabilirim, dedim. Ama inanın ki o saatten sonrası bana yük, mutsuzluk oldu. Açılmamak için namaza başladım, o süre boyunca geçti gibi oldu ama yok. En sonunda kız kardeşime söyledim, o da “Abla, bu zamana kadar hep başkaları için yaşadın, sen nasıl istiyorsan öyle yap, biz arkandayız” dedi. Fakat eşim böyle yanaşmadı. Neden şimdiydi? 11 yıllık evliyiz. Bütün ailesi hatta sülalesi açık ama çok da istediği söylenemez. Anlatmaya çalıştım ama asla anlamadı. Yine erteledim, erteledim. Birkaç ay sonra yine söyledim: Ben açılıyorum, şöyle tişört alırım, böyle giyinirim… Eşim, “Ne yaparsan yap” dedi. Ben de “Tamam” dedim; giydim tişörtü, çıktım markete… Burada çok tanıdığımız yok; bu yüzden olabilir, aşırı rahat ve mutluydum. Bir tek tanıdık birine denk gelme korkusu yaşadım, onun haricinde ben yine benim. Kalbim, ruhum, beynim; benim işte! Alışma evresindeyim, henüz eşimin sülalesi bilmiyor. Bakalım o zaman neler yaşayacağım?

(Görsel: Joseph-Désiré Court)

Comments (2)

  1. sors salutis

    iyi ki açılmışsın kendini böyle mutlu ve özgür hissediyorsan böyle devam et kimseden izin almak zorunda değilsin sen kötü bir şey yapmadım kimseden de utanma başını hep dik tut senin adına sevindim kendine iyi bak <3

  2. Kendin için atacagın adımlar için kimsden izin isteme. En büyük hatan eşinden izin istemek olmuş. Kendinizi bu kadar ezdirmeyin. Siz bir bireysiniz. Neden hep birileri sizin adınıza karar veriyor. Lütfen en azından kız çocuklarınızı “izin isteyenlerden” olarak yetiştirmeyin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir