Size umut aşılamak için buradayım.

Öncelikle belirtmeliyim ki bu bir başarı hikayesidir! Size umut aşılamak için buradayım. Bu siteyi uzun süredir okuyorum, hatta sitede birkaç umutsuz mektubum da bulunuyor. Geriye dönüp onları bir daha okumadım çünkü onlar artık geride kaldı. Önümdeki sayfalara yepyeni hikayeler yazacağım.

Kısaca hikayemden bahsedeyim. 12 yaşında kapandım. Ailesindeki her kadın kapalı olan arkadaşlar beni çok iyi anlayacaktır, insanda ‘Zaten bir gün kapanacağım’ algısı olur. Kimse bunu bana söylemese bile ben kapalı olacağımı biliyordum. “Kapan” dendiğinde karşı çıkmak aklıma bile gelmemişti çünkü zaten eninde sonunda olacaktı. İlk başta istekliydim, ne olacaktı ki? Yepyeni kıyafetler alındı, yepyeni şallar alındı ve ortaokulu hevesli bir şekilde bitirdim.

Sonra çok iyi bir lise kazandım ve hayatımın dönüm noktası olan o okula başladım. Ortaokulda, gördüğüm değerlerle taban tabana zıt yaşayan insanlar ve benimle aynı değerleri paylaşan insanlarla 4 sene geçirdim. İlk 2 sene, açık olmaya özense de bunu baskılayıp iyi bir Müslüman olmaya çalışan, namazlarını kılan biriydim. Okuldaki dini topluluklara üyeydim, kendi çapımda dini konulu konferanslar hazırlayıp verirdim. Ardından 11. sınıf başladı ve ben her görüşten insanın toplanıp saygı çerçevesinde tartıştığı az kişiden oluşan bir sınıfa düştüm. Bizim her konuda donanımlı olmamızı, düşünmemizi isteyen bir hocamız vardı. Onun derslerinde her konuyu saatlerce tartışırdık. Şu an olduğum kişi olmamda 11. sınıftaki hocalarımın ve arkadaşlarımın emeği büyüktür. Biz toplumsal konularda tartışırken her fikrimin İslam dinine taban tabana zıt olduğunu fark ettim. Örneğin bir gün arkadaşlarımdan biri “Çocuğun eşcinsel olsa ne yaparsın, ne tepki verirsin?” diye sormuştu. Ben de “Hiçbir şey demem, desteklerim” dediğimde çok şaşırmış ve “Sen kapalısın, bunun farkında mısın? İslam’da ebeveynler çocuğundan sorumlu değil mi?” demişti. O an donup kaldım. Her şeye cevabı hazır olan ben, sadece susmakla yetindim. Düşündüm, çok düşündüm. Ben kimim, dedim; benim hayat görüşüm ne? Ben hangi kalıba uyuyorum, ben kimlerdenim? Bu arada din ile aram iyice açılmıştı ve dapdar kot üstüne şal bağlayan, makyaj yapan birine dönüşmüştüm. Erkek arkadaşlarım yanıma oturduklarında ve bana temas ettiklerinde hiçbir rahatsızlık duymuyordum. Kadın haklarındaki görüşlerimin dine uymaması da beni günden güne mutsuz ediyordu. 11. sınıfı bu şekilde sonlandırdım.

Yaz tatilinde beynime aniden “Peki, ben de açılsam ne olur?” fikri girdi. Başta imkânsız geldi, kendime yakıştıramadım. Bu şekilde bunalımlı bir yaz tatili geçirdim ve 12. sınıfa geçtim. 12. sınıfta dershaneden eve dönerken otobüste başımı cama yaslar ve ağlardım. O kafamı saran bone beni boğardı, başımı ağrıtırdı. Kafamı geriye yasladığımda hissettiğim o topuzdan nefret ederdim. Eve gelene kadar ağlaya ağlaya bu sitedeki mektupları okurdum. Psikolojim gerçekten bozulmuştu, kendim gibi davranmıyordum.

12. sınıftayken bir gün aileme bu fikirden bahsettim ama şimdi düşününce çok yanlış şekilde bahsetmişim diyorum. Çok sinirli bir ifadeyle İslam karşıtı söylemlerde bulunmak yerine yumuşakça “Başörtüsü bana ağır geliyor” deseydim belki her şey daha iyi olurdu ama olan oldu. Aşırı muhafazakâr ailem benim İslam karşıtı söylemlerim karşısında şok oldu. Annem ağladı ve “Bunu yaparsan beni sil” dedi. Babam “Asla” dedi. Buraya yazmaktan utanacağım tonlarca hakarette bulundular. Ne kadar zorlandığımı tahmin edersiniz. Bu şekilde ağlaya ağlaya 12. sınıfı bitirdim.

Aklımda üniversiteye geçince açılma düşüncesi vardı ama 1 sene boyunca kendimi bu konuya kaptırdığım için derslere doğru düzgün odaklanamamıştım ve sıralamam çok kötü geldi. Bunu okuyan arkadaşlara naçizane tavsiyem; lütfen siz benim gibi yapmayın, önceliğiniz dersleriniz olsun. Her neyse, ben sınava 1 sene daha hazırlanmaya karar verdim ve kapanma mevzusunu rafa kaldırdım. Şu an düşündüğümde iyi ki 1,5 sene önce bunu dile getirip ailemi alıştırmışım, diyorum. İlk kez söylediğimde imkânsız gibi gelmişti ama zaman gerçekten fayda etti. 1 sene daha hazırlandım ve bu konuyu ara ara gündeme getirip onların alışmasını sağladım. Sınav sonrası yapmayı kafama koymuştum. “Açılacağım” demeyecektim, açılıp onlardan onay beklemediğimi gösterecektim.

O doğru an için içime cesaret gelmesini bekledim ve o cesareti hissettiğim an annemin gözü önünde dışarı açık çıktım. Kapıdan çıkmadan önce “Çabuk başörtünü ört, beni kızdırma” diye emirler yağdırdı, ağladı, bağırdı. Kulaklarımı tıkayarak dışarı çıktım. Geldiğimde evde kıyamet koptu tabii ki… Babam bir yandan, annem bir yandan… Parayla tehdit edildim, üniversiteyle tehdit edildim. Ama asla duruşumu bozmadım, dik durdum. Asla onlar istedi diye yolumdan dönmedim. Emin olun, zaman her şeyin ilacı. Şu an hiçbir şey demeye güçleri yok çünkü diyecekleri her şeyi deyip nefretlerini kustular. Daha ne diyebilirler ki?

Fiziksel şiddet gören arkadaşlar için çok üzgünüm. Bu bizim için zorsa sizin için iki kat zor. Sadece psikolojik şiddet gören benim gibi arkadaşlara da tek tavsiyem dik durmaları. Herkes her şeyi kabullenir, kabullendireceksiniz. Hepinizle gurur duyuyorum. Özgürlüğü için çabalayan herkesle gurur duyuyorum. Mektubumu bu süreçte sürekli dinleyip cesaret bulduğum bir şarkının sözleriyle kapatacağım. Sevgilerimle.

“Hayata başlarken şartları sen koymadın ki

Sana sanal bir dünya sundular,

Gözlerini bağladılar, seni hep korkuttular, inanmanı sağladılar,

Şimdi bir kıyıda durmuş uzaklara bakmaktasın, heyecanlısın.

Okyanuslar bilinmez, ürkütebilir seni, uzat elini

Hayat her gün yeniden başlar.

Aç güzelim saçını, savursun rüzgâr

Aç güzelim saçını, güneş parıldatsın

Aç güzelim saçını, yağmur ıslatsın

Süzülsün damlalar tellerinden

Biliyorum, seni saran o çemberi,

Biliyorum, özgürlük emek ister.”

(Görsel: Ethel Gabain)

Comments (2)

  1. lutfen instagram hesabini verebilir
    misin konusmak istiyorum ??

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir