Merhaba. Biz 6 kardeşiz; 3 abim, 1 ablam ve 1 kardeşim var. Ben henüz 3. sınıfa giderken annem gözümde sorun var diye bana hacamat yaptırdı. Saçımı sıfıra verdi. O zamanlar hep leçek yapıyordum. Yaz tatilindeydik. Zamanla saçım biraz uzadı ama yine erkek gibi görünüyordum. Okullar açıldı, annem beni okula götürdü. Sınıfa bir girdim; herkes kahkaha attı, ağlayarak sınıftan geri çıktım. Sonrasını, o dönemi nasıl atlattığımı pek hatırlamıyorum. Benim saçlarım bukle bukle kıvırcık, o zamanlar çok dalga geçiliyordu; parmaklarını sokuyor, saçımı çekiyorlardı. Bir de üstüne gözlük takmaya başlamıştım, tam dalga geçilecek bir insan olmuştum. “Domuz” diyorlardı.
Neyse, kutlu doğum haftasındaydık. Ben beyaz bir elbise üzerine beyaz parlak bir eşarp takmıştım. Okula giderken herkes bana bakıyordu, o kadar mutlu oluyordum ki… Bir de babam burada esnaf, annemi de tanıyorlar. Durduruyor, selam veriyorlardı, “Bu kız ne güzel olmuş” diyorlardı; benim de çok hoşuma gidiyordu. Epey bir zaman geçti. 5. sınıfın 2. dönemi arkadaşım bir gün okula kapalı geldi. Ben de öyle heves ettim ki ertesi gün kapandım. Annem, “Kapanma, geri açılamazsın” dedi. Ben de “Yok, açılmam” falan dedim ama daha çocuğum, heveslenmişim. Ağzımdan çıkacakları nasıl bilinçli söyleyebilirim? Neyse. Kapandım; çevremdekilerden, akrabalardan, arkadaşlarımdan büyük bir ilgi gördüm.
Yaklaşık 1 yıl boyunca hiç sorun olmadı. Mutluydum ama sonrasında anneme açılmak istediğimi söyledim çünkü artık bu şekilde güzel görünmediğimi düşünüyordum. Diğer kızlar gibi saçlarımı yapmak istiyordum. Ona ilk kez söylediğimde annem, “Hayır, yapamazsın” dedi, sonraki itirazlarımda “Git, babana söyle” dedi. Babam da sinirli bir insan, annem öyle deyince hiç cesaret edemedim. Annemle konuşurken bunu her zaman dile getiriyordum; bazen bir şey söylemiyordu, bazen de kızıyordu. Sonra küçüklüğümde bile teyzemler, dayımlar, amcamlar tarafından sevilmediğimi fark ettim. Her zaman küçük kardeşime daha fazla ilgililerdi. Bu durum bizim ailede de geçerliydi, herkes kardeşimi el üstünde tutuyordu. O da kız ama aramızdaki 4 yaş onu daha sevilir kılıyordu. Her gece ağlıyordum. Kendimi boğmaya çalışıyordum, evden kaçmayı düşünüyordum. Kardeşimle olan her kavgada bana kızıyorlardı. Bu yüzden şu an kardeşim beni kolaylıkla ezebiliyor.
Çok zaman geçti, açılma isteğim her yıl artarak çoğaldı. 9. sınıfta arkadaşlarımla hep benim bu açılma meselemi konuşurduk; onlar hep arkamdaydı, bana hep destek oldular. Onların yanında gerçekten iyi hissediyordum, eve gelmek istemiyordum. Yine çok zaman geçti, ardından virüsten dolayı okullar kapandı. O zaman 10. sınıftaydım. Arkadaşlarımı görüntülü aradım, “Ben okula açık geleceğim, yeter artık, madem onlar bana karşı, ben de gizli yaparım” dedim. Onlar da “Neden olmasın, sen nasıl mutluysan öyle yap” dediler. O dönem en küçük abim spor salonuna yazılmıştı, bir süre sonra gitmediği için bana devretti. Ben de oraya giderken hep açık gidiyordum ama bunu büyük bir korkuyla yapıyordum. Çünkü hem ortanca abim spor salonun karşısındaki dükkânda çalışıyordu hem de otobüsteyken biri beni tanır korkusu yaşıyordum. Aslında montum dizimin altındaydı ve şapkası vardı, bu beni biraz daha görünmez yapıyordu. Bir de saçımı açtığım zaman gözlük takmıyordum, böylelikle kimse benim ben olduğumu bilmiyordu. O dönem saçlarımı da boyatmıştım, babam kına sanıyordu.
Ben zamanla bu duruma çok alıştım, bayağı tatlı gelmeye başladı. Artık büyük bir heyecanla okula gideceğim günü bekliyordum. Arada arkadaşlarımla buluşuyordum, herkes çok güzel olduğumu söylüyordu. İçim rahat etmedi ve anneme söyleme isteği geldi. Anneme “Bak, bir kere annelik yap ve sadece beni dinle, anlamaya çalış beni” dedim, o da “Söyle” dedi. “Anne, ben arkadaşlarımla buluşacağım zaman açık gittim ve çok mutlu oldum, ben kendimi böyle daha iyi hissediyorum. Artık hep böyle kalmak istiyorum” dedim. Bana “Bak, bir kere hevesini almışsın, daha yapma” dedi. Tabii ki dinlemedim. Sonra yengemin verdiği fikirle ortanca abime söylemeye karar verdim. O da bana karşı çıktı, küfür etti ve tekrar sordu “Açılmak istiyor musun?” diye. Ben o sırada hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Sorusuna cevap olarak kafamı sallayınca “Anne, bundan bir bok olmaz, konuşmayın bununla” dedi.
Okul zamanı, ilk gün; 11. sınıfa başlayacağım. Erkenden kalktım, heyecanlıyım, uzun zaman sonra okula gideceğim ve bunu açık bir şekilde gerçekleştireceğim. Düzleştiricinin fişini prize taktım. Çocuk odasında abim yatıyordu, onu uyandırmamak için yavaş olmalıydım. Tam saçımın önünü düzleştirecekken düzleştiriciden çıkan sesle annem bir bağırdı, “Sakın okula açık gitme” diye… Ben yatak odasına gittim, kapıyı kapattım ki abim duyup uyanmasın. Eğer duyarsa beni gebertir diye korkuyorum. Annemi susturmaya çalışıyorum; yok susmuyor, iyice söyleniyor, bela okuyor, küfür ediyor. Sonra ben ağlayarak mutfağa gittim. Annem de geldi, orada da söylendi. Ardından abim uyandı, “Sen başımıza or**** mu olacaksın!” diye bayağı saydırıyor, “Yok, okula açık gidemezsin” dedi. Ben nasıl ağlıyorum ama artık gerçekten dolmuşum, kendime zarar vereceğim. Saçlarım kıvırcık olduğu için örüyordum ki dolaşmasın, sonra şalı topuz yapmadan takıyormuş gibi yaptım. Evden çıkarken kendime “Bunu bir yerde atmazsam en adiyim” dedim. Çok sinirliyim, sinirden ağlıyordum, gözlerim kıpkırmızı olmuştu, yüzüm şişmişti. Neyse. Okula gidemedim, arkadaşımı aradım ve okulun biraz uzağındaki durakta bekledim. Geldi, beni teselli etti, “İstersen bunu yapabilirsin ama yapmak istemiyorsan da geç değil, her şey senin elinde” dedi. Ben de “Yüzdüm yüzdüm, kuyruğuna geldim, asla geri dönmem” dedim. Arabalar geçiyor, ben şalımı çıkarmaya çalışıyorum, arkadaşım da önümü kapatıyor… Sınıfa çıktık, geç kalmıştık. Bir de okulun bir müdür yardımcısı vardı, ondan kaçıyordum çünkü babama bir ara “Kızınız makyaj yapıyor” demişti. Babam da öyle şeylere çok kızar, makyaj malzemelerimi görse direkt yüzüme fırlatır. Her neyse, ben sınıfa girdim. Herkes bana bakıyor, ilk gördüklerinde yeni bir kız sanmışlar. Eskiden kapalı ve gözlüklü olan bana kimse inanmadı. “Bambaşka biri olmuş” dediler, her indiğim katta insanlar bana bakıyordu. İlk defa görünebilir olduğumu hissediyordum. İlgi görüyordum. Bir arkadaşıma selam verdim, “Ne yapıyorsun?” dedim, yanımdaki arkadaşıma dönüp “Bu kim?” dedi. 3 yıllık arkadaşlarımı geç, 1. sınıftan beri beraber olduğum arkadaşlarımın bazıları bile beni tanımıyordu. Tabii ben bayağı mutluyum, bu 2 hafta sorunsuz şekilde devam etti. Evde annemle abim benimle konuşmuyordu ama ben okuldayken çok huzurluydum.
Bir gün kardeşim ve arkadaşıyla dışarı çıktık. O esnada okuldan biri Instagram üzerinden bana “Senin hakkında çok şey duydum” yazmış, ben de “Ne duydun?” yazdım. “Çok uzun, burada anlatamam, ara” diye cevap verdi. Arayıp aramama konusunda bayağı düşündüm, sonra aradım. Yaklaşık 10 dakika sonra arkadan abim arkadaşıyla geldi. Ben onu görünce “Abim geliyor” dedim ve korkudan telefonu kapattım. Abim telefonumu aldı, benimle konuşmuyor ve çocuğu arıyordu. Ben de “Ben sana söylerim, bana ‘Senin hakkında çok şey duydum’ dedi, ben de sormak için aradım” dedim. Bana çok sinirli bakıyordu. Arkadaşı da biraz ötede abimi bekliyordu, bize “Siz hemen eve gidin” dedi ve bizden uzaklaştı. Kardeşim öyle korktu ki bana “Abimi ilk defa bu kadar sinirli bakarken gördüm, sıç***” dedi. Eve gittik. Bana bir bağırıyor, bir vuruyor, bir küfür ediyor. Sonra sakinleşti, “Ben senin abinim, ne yapmamı bekliyorsun? ‘He tamam, erkekle konuşuyorsun, sorun değil’ deyip geçmemi mi?” dedi. Benimle bayağı konuştu. Üzerine ben “Ben açıldım, okula açık gidiyorum” dedim. Telefonumu aldılar. Üzerinden çok zaman geçti ve tekrar konuşmaya başladık, telefonumu geri verdi. Bu olayı ortanca abime söyledi, hem açıldığımı hem de o telefonla konuşma olayını… Abim üzerime yürüdü, bana diyor ki “Şurada geberecek olsan ve deseler ki ‘İşesen iyileşecek’, onu bile yapmam”. “Bundan sonra açık görmeyeceğim seni, okula gelip kontrol edeceğim, seni okuldan aldırırım, babama da söylerim” diyor. Benim ise korkudan elim ayağım titriyor, bir şey diyemiyorum. O gece sabaha kadar kafamda trafik kazası geçirme senaryoları kurdum, ölmeye kararlıydım. O zamandan sonra okula gitmedim, zaten virüsten dolayı yalnızca isteyen gidiyordu.
Hâlâ dışarı çıkamıyorum, evde sürekli ağlıyorum. Babam daha yeni “Senin eteğin yok mu? Giysen ya” dedi, evde bile rahat yok. Gerçekten bunaldım, artık bir an önce kurtulmak istiyorum. Babamın da duymasını istiyorum ama bir yandan da okuldan alır ve üniversiteye göndermez diye korkuyorum. Bir ara kardeşime “Ne zaman kapanacaksın?” demiş. Annem de “Karışma, biri açılmak istiyor zaten, diğeriyle uğraşamam, istediği zaman kapansın” demiş. Babam ise “Eğer öyle bir şey yaparsa okuldan alırım, evinde otursun” demiş. Ben artık gerçekten yoruldum. Başka bir şehirde olan büyük abim ise duyunca “Kendi kararı, babamla onun arasında” dedi. Keşke herkes anlayışlı olsa… Artık dayanamıyorum, gücüm kalmadı ve bir geleceğim yok diye düşünüyorum. Hep böyle mutsuz olacağım diye korkuyorum.
(Görsel: Rimi Yang)
“Arabalar geçiyor, ben şalımı çıkarmaya çalışıyorum, arkadaşım da önümü kapatıyor.” için 5 yanıt
Üniversite kurtuluş, dayan biraz daha derslerine odaklan. Umarım istediğin hayatı yaşarsın ?
öncelikle derslerine odaklan. Çok iyi bir sıralama yap. Evet kapalı olmak çok zor ama dayan sadece sınava kadar bu konuları rafa kaldır. sınavdan sonra raftan indirirsin.
güzelim benim. şuan kaçıncı sınıftasın bilmiyorum ama sanırım 12.sınıfsın. sınav senendesin. evet yüzmüş ve kuyruğuna gelmişsin, bu fikrinin hala olduğunu ve vazgeçmeyeceğini ailene hissettirerek fakat onlarla tersleşmeyerek derslerine çalışmalısın diye düşünüyorum. derslerine yüklen ve üniversite sınavında öyle iyi yap ki ailen bile itiraz edemesin şehir dışına gitmen konusunda. üni kazanıp şehir dışı yaz sonra açılırsın. eğer beklemek istemiyor hemen açılmak istiyorsan büyük abin sana karşı anlayışlı, ondan yardım istemelisin. onu ara derdini anlat. ne kadar üzgün olduğunu ve bunla ne zamandır savaştığını. eğer sana hak verirse bu savaşında yanında olur, babanla/annenle veya en azından diğer kardeşlerinle aranda aracı olur.
kendini üzme, burada seni seven ve destekleyen yüzlerce kız kardeşin olduğunu da unutma. seni seviyorum, güçlü kal.
eğer bunu görürsen bana kullanıcı adımdaki insta hesabımdan yazar mısın?
ah kuzum… o kadar zor ki yasadiklarin, sirtlandiklarin… hayatini degistiremem belki ama sana guveniyorum, basaracaksin. cok mutlu ve ozgur bir kadin olacaksin. 2 sene daha sabret, universiteye gittiginde istedigini yapabileceksin. yalniz degilsin sakin bunu unutma. seni seviyorum ve kocaman sariliyorum ?