Babama göre biz sınıfta bile bir erkekle ders dışında diyaloğa giremeyiz.

En çaresiz kaldığım an buraya yazacağım, diye kendime söz vermiştim. Artık kaldıramıyorum. Psikolojim o kadar bozuk ki intihar etmekten çok korkuyorum. Ben 17 yaşında, üniversite sınavına hazırlanan bir kızım. Bunun verdiği ağır sorumluluğun üzerine bir de aile sorunları yüklenince sınıra ulaştığımı fark ettim.

7. sınıfa geçerken hayatımın en yanlış kararını vererek kapanmayı seçtim. O zaman her ne kadar kendi isteğimle kapanmış gibi görünsem de şimdi anlıyorum ki aslında küçüklüğümden beri bana bunu yapmam empoze ediliyormuş. Çoğu Türk aile yapısında olduğu gibi otoriter, diktatör, sabit fikirli ve benim gözlemlediğime göre kendisini bizim hükümdarımız zanneden bir babaya sahibim. Bunun yanında takıntılı bir narsist olması da işleri daha zor duruma sokuyor. Henüz ilkokuldayken bilmediğim sure yoktu. Aşağıda oynarken babam namaz kılmam için beni balkondan çağırırdı. Ablam ve benimle ettiği sohbet yalnızca İslam üzerineydi, sanki bizi bir araya getiren İslam’dı. Bazen de sınav sonuçlarımı sorardı, inkâr edemem. Ama hepsi bu kadar; bana hiçbir zaman sevgi vermedi, korku ve baskıyla büyüttü. Ben henüz doğmadan, o kafasında bir kız çocuğu yaratmıştı. Benim bir seçimim ya da tercihim olamazdı. Bunu anlayınca ben de o kız çocuğunu canlandırmaya başladım. Şimdi anlıyorum da asıl amacım babama daha yakın olmaktı. Babam beni sevecekse katlanırdım, hâlâ da katlanıyorum. Annem ise bu hikâyede pasif kalıyor. Zor şartlarda okuyup öğretmen olmuş bir kadın olmasına rağmen babamın karşısında günden güne eriyordu. Bunu görmek o kadar acı ki… Hiç sesini çıkaramıyor. Çıkardığında da babam onu suçlayarak “Sen yetiştiremedin bunları” diyordu.

Son 2 yıldır açılmaya kesin kararlıyım. İlk başlarda vicdan azabı çekiyordum, açılmayı düşünmeyi bile kendime yakıştıramıyordum ama artık bir tanrıya inanıp inanmadığımı bile bilmiyorum. Birkaç kere denedim, babama mektup yazdım ama sonra vermeye cesaret edemedim. Şimdi ise bu benim için daha da imkânsız çünkü babam, ablamın lise son sınıftayken erkek arkadaşı olduğunu öğrendiğinde çılgına döndü. Ablama “Seni şuradan aşağı atarım” dediğini hatırlıyorum. Evet, bu insan sözde okumuş ve kültürlü bir insan. O sene ablama çok baskı yaptı, dershaneye her gün kendisi getirip götürdü. Ablam her eve geldiğinde ağlardı, annemle ben elimizden geldiğince teselli ediyorduk. O şartlarda üniversiteyi kazandı, babam öyle istediği için yakın bir şehir yazdı. Aradan geçen 5 ayın ardından babam bir gün ablamın telefonunu karıştırdı. Olanları tahmin etmişsinizdir… Burada ablamı suçlu olarak görebilirsiniz ama ortada hiçbir şey yoktu. Babama göre biz sınıfta bile bir erkekle ders dışında bir diyaloğa giremeyiz. Arkadaş olamayız. Verdiği tepkinin sebebi bunlardı, ablamın veya benim onu utandıracak bir şey yapmamız değil. Benim de telefonumu alınca ablamla biri hakkında şakalı konuşmamızı gördü ve beni de gözden çıkardı. Ettiği hakaretler ve beddualar hâlâ kulağımda. Bir babanın kızına söyleyebileceği en ağır şeyleri söyledi, eminim ki daha ötesi yoktur. Burada yazamıyorum ama duysanız bir baba nasıl bu kadar acımasız ve kötü olabiliyor, demekten kendinizi alamazdınız. Arkadaşlarım bana “Çıksana babanın karşısına, ‘Bana haksızlık ediyorsun, seni mutlu etmek için yapmadığım fedakârlık kalmadı. Beni neden sevmiyorsun, neden suçluyorsun?’ diye sor” diyorlar ama bu o kadar kolay değil. Babamın öfke problemleri var. Aynı evdeyiz ama ben babamı 7 aydır görmedim.

Aşağılık kompleksine girdim. Kaç aydır dışarı çıkmadım, bilmiyorum. Başımdaki örtüyü taşımak istemiyorum, artık katlanamıyorum. Anneme söyleyeyim desem din konusunda son derece hassas, en az babam kadar tepki verir. Yalnızca ablam destekçim… Gözlerinin önünde tükeniyorum ama bu ailemin umurunda değil. Bütün gençliğim travmalarla dolu. Sınavı beklesem bana zaten farklı bir şehir yazdırmayacak. Yani bu konuda hiçbir umudum yok. Sanırım fazla uzattım. Belki buraya bir daha yazarım, umarım o zaman bir sevinç mektubu olur. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Sizleri seviyorum.

(Görsel: Nicolas Party)

“Babama göre biz sınıfta bile bir erkekle ders dışında diyaloğa giremeyiz.” için bir yanıt

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir