Merhaba, benim hikayem daha çok küçükken başladı. Henüz ilkokula bile başlamamışken ailem giyimime karışmaya başlamıştı. Asla pantolon giyemezdim. Upuzun etekler giyerdim. Kısa kollu tişört bile giyemezdim. Ben 7 yaşlarındayken bir gün babamla dışarıda yürüyorduk, benim üzerimde kısa kollu bir tişört vardı. Babam bana “Bir daha böyle vücudunu belli eden şeyler giymeyeceksin” demişti. Neye uğradığımı şaşırmıştım, hem çok üzülmüş ve çok ağlamış hem de çok utanmıştım. Çocukluğumda biraz kiloluydum, bu yüzden başta ailem olmak üzere tüm akrabalarım tarafından rencide edilirdim. Beni her gördüklerinde kendilerince taktıkları komik lakapları söyleyip gülüşürlerdi. Utangaçlığım daha o zamandan başlamış ve maalesef hâlâ üzerimden atabilmiş değilim; ne utangaçlığı ne de baskıları…
Kapanma hikayem ise 10 yaşındayken başladı. Çevreme özendiğim için ve ailemin mutlu olacağını bildiğim için kendimi büyük bir mutsuzluğa mahkûm ederek kapandım. O zamanlar güzel geliyordu. Herkes beni övüyordu ve bu zamana kadar hep dalga geçilen ben, bu sefer övülen kişi olduğum için çok mutlu olmuştum. Ne yaptığımın farkında bile değildim. Başörtü nedir, ne içindir; hiç bilmezken yaptım. Uzunca süre böyle devam etti. Daha sonra onlara sadece başörtüm yetmedi, vücut hatlarım belli olduğu için uzun ve bol bir ferace giymeliydim. Yengemin kızı bana ferace getirmişti, giydiğimde beni biraz da olsa zayıf gösterdiğini fark ettim ve bir daha çıkarmamak üzere giydiğimin farkında olmadan ferace giydim. Artık bedenimde bana ait olan hiçbir şey kalmamıştı.
Şu an 17 yaşındayım. Yaklaşık 2 yıldır düşünüyorum açılmayı; özgür olmayı, kendim olmayı… Ama maalesef yapamadım ve söyleyemedim. Çünkü annem ve babamla aram çok kötü. Evde yüzüme bile bakılmıyor. Yıllardır kendi içimde yaşıyorum. Sadece başörtü konusunda değil, ne yaptıysam onları memnun edemedim. Sevgi yerine fiziksel ve psikolojik şiddetle büyütüldüm. Yaşadıklarımın etkilerini üzerimden atamıyorum, yaşadıklarım beni içine kapanık, utangaç bir insan haline getirdi. Bunları paylaşacak kimsem yok, her şeyi içimde yaşamaktan öyle yoruldum ki… Stresten, acıdan hasta oldum. Tek isteğim, bir insan gibi değer görmekti. Bu sayfada en azından yalnız olmadığımı öğrendim ve içimdekileri paylaşmak istedim. Umarım bir gün hepimiz toplumun ve ailemizin baskılarıyla getirildiğimiz durumdan çıkıp kendimiz olabiliriz. Zaman zaman tükense de içimde hep bir umut vardı. Umarım bu küçük umudum beni onlardan kurtarmaya yeter… Hepimiz başaracağız, buna içten inanıyorum. Hepinizi çok seviyorum. Kendinize çok iyi bakın.
(Görsel: Safwan Dahoul)