Merhaba, benim hikayem diğer kişilerden çok farklı. Öncelikle kendimi tanıtayım. Ben başörtüsü kullanan veya kullanmış biri değilim. Ailem beni bu konuda hiç zorlamadı. Zaten dindar bir ailem yok, yabancı kökenliyim. Küçüklüğümden beri neredeyse yer yaz Bulgaristan`a gittim, türlü türlü projede yer aldım. 16 yaşındayken bile gecenin 3’ünde konserden gelmeme ailemin hiçbir şey demediğini hatırlıyorum. Birçoğunuza göre hayatım mükemmel görünüyor, değil mi? Peki neden yazma gereği duydum? İşte anlatmaya başlıyorum.
Küçükken ailem beni Kur’an kursuna yollardı. Ben de kendi isteğimle giderdim. Mahallede hiç kız arkadaşım yoktu, daha çok erkeklerle takılırdım ve bunun için de kursa severek giderdim ama asla din ile alakası olan biri değildim. Orada duaları ezberlerdim ama sadece ezberlerdim, fazlası yoktu. Gerek ortaokul gerek Kur’an kursunda saçma sapan cümleler duyardım; bana ‘gâvur’ derlerdi, ‘kafir’ derlerdi. Neye dayandırdıklarını bile bilmiyordum. Hatta kelimelerin ne anlama geldiğinden bile haberim yoktu. Belki de tesettür konusu geçtiğinde kapanmayı düşünmediğimi açık açık söylediğim içindir.
Liseye geçtim ve her şey o zaman başladı. Daha okulun ilk günü, tanışma faslı… Okuduğum okul Anadolu Lisesi ama aslında gizli bir İmam Hatip. “Nerelisin?” soruları, “x şehirliyim” diyorum; “Hayır, sen x şehirliye benzemiyorsun” deniyor, sonra söylüyorum. Ardından “Müslüman mısın?” soruları geliyor. Başlarda “Evet” diyordum çünkü gerçekten inanıyordum. Sonrasında sadece Bulgaristan’da tarihi bir kilise önündeki fotoğrafıma dayandırarak bana “Hıristiyan mısın?” sormaları geldi. Artık cevap vermiyordum çünkü benim inancım onları ilgilendirmezdi. Tabii böyle olunca merak konusu oldu ve okulum dindar bir okul olduğu için herkes bu durumu duydu. Hocaların bazıları bile bana bakarak “Siz Hıristiyanlar şöylesiniz, siz Bulgarlar cart curt, gavursunuz” falan… Ailem Hıristiyan bile değil, sadece kilise önündeki bir fotoğrafıma dayandırarak bunlar söyleniyor.
Sınıf ortamında sürekli din konuşulurdu. Lise hayatım boyunca sınıfta ‘Tanrı var mı yok mu?’ konusunu tartıştık. Daha sonraları Müslüman olmadığımı, aslında İslam dinine inanmadığını anladım. Bunu okul ortamında yaşadığım bir olay ile anladım. Olayı burada açık açık anlatamam çünkü kim olduğum anlaşılır. Bu olaydan sonra insanlar daha da fazla üstüme gelmeye başladı. Sürekli birileri Allah-din-kitap konuşmaya başladı. Onlardan uzaklaşmaya başladım ve iyice yalnız kaldım. Artık samimi olduğum bir arkadaşım yoktu. Sadece ders çalışıyordum ve dönem notlarım iyice yükselmişti. Yine de o senenin etkilerini hâlâ hissediyorum. Gitgide her şeyden uzaklaştım. Yaz tatili boyunca neredeyse hiç dışarı çıkamadım. Hâlâ eski sınıfımdan biri beni görse bana hadsiz hadsiz “Müslüman mısın, Allah’a inanıyor musun sen?” diye sorabiliyor. Peki bu konu bunlar için neden bu kadar önemli? Müslümanım veya değilim; bu neden bu kadar önemli? Tanrı var veya yok; fark eder mi? Bu benim ve aynı kişiyim ama neden insanlar için bu kadar önemli?
Aynı şeyi Bulgaristan’da da yaşadım. Türkiye’de yeteri kadar yaşadığım yetmiyormuş gibi Bulgaristan’da da yaşadım. Bu nedenle bu sene Bulgaristan’a gitmedim, oysa orayı ve oradaki hayatı o kadar özlüyorum ki… Fakat burada yaşadığım dini baskı bana yeter de artar. İnsanların gözünde yeri geldiğinde Türk, yeri geldiğinde gâvur oluyorum. Bulgar değil, gâvur; anlatabiliyor muyum? Lütfen bu baskı bitsin diye dua ediyorum; sadece kendim için değil, diğer insanlar için de bitsin.
En sevdiğim şarkıdan birkaç cümle ile bitirmek istiyorum. Anlamına bakınca aslında bu cümleler bu sayfaya yazan herkesin isteği ortak şey…
“Well, I don’t want no preacher telling me about the God in the sky.
No, I don’t want no one to tell me where I’m gonna go when I die.
I wanna live my life, I don’t want people telling me what to do.
I just believe in myself, ’cause no one else is true.”
(Görsel: Ernst Ludwig Kirchner)
“İnsanların gözünde yeri geldiğinde Türk, yeri geldiğinde gâvur oluyorum.” için bir yanıt
[…] yani ismimin anlamı bu. Görüyorsunuz, ismim din ile ilgili bir anlam taşımıyor. Daha önce, “İnsanların gözünde yeri geldiğinde Türk, yeri geldiğinde gâvur oluyorum.” başlıklı bir mektubum yayımlanmıştı. Tekrar yazma ihtiyacı […]