Düşüncelerimi arkadaşlarıma açmak istesem de öğretmenlerin bize ezberlettiği, MEB kitaplarında yazan her şeyi bana ezbere okumalarından başka bir sonuç alamamıştım.

Öncelikle bu yazıyı okuyan herkese merhaba! Şu an için denemekte olduğum, fakat bir gün başaracağıma cidden inandığım bu mesele hakkında ben de bir şeyler yazmak istedim. Belki bu satırlarda siz de kendinizi bulacaksınız, kim bilir…

Önce kendimi tanıtmakla başlayayım. 19 yaşındayım. Küçüklükten beri gerek Kur’an kursu gerekse dini eğitim veren anaokulu gibi kurumlarda eğitim aldım. Ortaokula geçtiğimde ailem İmam Hatip’te okumamın benim için çok güzel olacağını söyleyerek kaydımı yaptırmıştı. Kapandığımda 5. sınıfa gidiyordum. Ailem beni kapanmam konusunda hiç zorlamasa da çevremizde başı açık bir kadın yoktu ve sonunda onlar gibi kapalı olacağım mesajı bana sürekli verilmekteydi. Kapanmayı istemem ise sınıf arkadaşım sebebiyle olmuştu. Her gün renkli elbiseler, şallar giyerek geliyor ve hocalarımızdan ne kadar güzel olduğu konusunda övgüler alıyordu. Çocuk aklı ile ben de onun gibi olmak, renkli renkli giyinmek ve belki övülmek istiyordum. Kim bilir…

Ailem kapanmak istediğimi duyunca “Şimdi kapanırsan bir daha açılamazsın!” dese de ben onları dinlememiş ve prenses gibi olmanın hayallerine çoktan dalmıştım. Zaman geçmişti. 8. sınıfta lise sınavına hazırlanırken ailem önüme iki seçenek koymuştu: “Ya Fen lisesini kazanırsın ya da İmam Hatip’e gidersin”. Sene boyunca uğraşıp yüksek puan alsam da çok az bir farkla Fen lisesini kaçırmıştım. Ama artık yapacak bir şeyim yoktu. Artık kız Anadolu İmam Hatip lisesinde okuyacaktım. İşte benim hayatımın dönüm noktalarından biri olan lise zamanıma gelmiş bulunmaktayız. 4 sene boyunca ağlayarak ve gitmemek için yalvararak zorlukla bitirdiğim okulumu hatırladıkça hâlâ kendime üzülmeden edemiyorum. Sürekli kısıtlandığımız, kız olduğumuz için bizi ikinci sınıf vatandaşmış gibi yetiştiren, sadece erkeğe hizmet üzerine yaratılmışız gibi davranılan bir okul. (Ayrıca buraya not düşmek isterim ki ortaokul öğrencisi olup İmam Hatip düşünen öğrencilere tavsiyemdir ki lütfen tercih etmeyin. Hatta önünden bile geçmeyin bu okulların.)

Lise hayatım böyle olunca ben de bu süreç içerisinde kendimi hiçbir yere ait hissetmemeye başladım. Gittikçe kendi içime kapanıyordum. Bu içine kapanış da beraberinde bir sürü psikolojik sıkıntıyı getiriyordu: Başörtüsünü yük olarak görmek, özgürlüğünün kısıtlandığını hissetmek, aynaya bakarken ben acaba istediğim kişi miyim yoksa bana verilen rolü mü oynuyorum diye düşünmek… Bu gibi düşüncelerimi ilk başta arkadaşlarıma açmak istesem de öğretmenlerin bize ezberlettiği, MEB kitaplarında yazan her şeyi ezbere bana okumalarından başka bir sonuç alamamıştım. “Allah emretti sonuçta, açılmak büyük günah. Hem kendimizi erkeklerden koruyoruz”. Dedikleri, bildikleri tek şey buydu. İyi de cidden erkekler o kadar korkulacak canlılar mıydı? Babalarınız, abileriniz de bu kadar sakınılası kötülükte insanlar mıydı? En sonunda anneme söylemeye karar vermiştim. Artık bu rolü oynarken kendi özgüvenimi hepten yitirdiğimi, aynaya bakarken kendimden nefret ettiğimi, yaşadığımı hissetmediğimi… Ciddi bir şekilde söylediğimde ise tahmin edileceği üzere bağırışlar, tartışmalar, hakaretler, küfürler havada uçuşmuştu. Sözlü ve fiziksel şiddete uğramalar… Bunu nasıl yaparsınlar, ben seni böyle mi yetiştirdimler, bir de İmam Hatip’li olacaksınlar… Dinden çıkmamdan tutun da bir tek iffetsiz kadın olmadığım kalmıştı.

Hal böyle olunca ne arkadaşlarının ne ailenin seni anlamadığını görünce evden kurtulmaktan başka çaresi kalmıyor insanın. Fakat orada durup düşünüyorum istemsizce… Neden ben, neden ben gitmeliyim, neden anlaşılmayan olduğum halde alttan alan ben olmalıyım? Şu an 19 yaşındayım. 9 yıldır hâlâ kayboluş sanrıları içerisinde mental problemlerle uğraşıyorum ama vazgeçmeyeceğim. Bu psikolojik evrelerimi anlatma sebebimse bunu okuyan birinin belki kendini bulabileceğini düşünmem ve yalnız hissetmemesini istememden kaynaklı.

Son olarak, eğer sen başarırsan ben de başaracağım. Ben başarırsam sen de başaracaksın. Bu yolda yalnız yürümeyeceğiz.

(Görsel: Katherine Bradford)

Comment (1)

  1. Aynı yaşta aynı hisleri paylaşıyoruz. Eğer iletişime geçmek istersen @heidialp123

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir