İlk kez yazıyorum buraya. Daha önce neredeyse buradakilerin hepsini okudum. Benim hikayem de sizin gibi, ama sonu biraz eğlenceli, tuhaf bitti desem… Ben Güneş -anonim adım-. 14 yaşında babamın zoru ile kapandım.
Başlayalım. Öncelikle babam o dönem sofi adında -şu an tam hatırlamıyorum- gruplara falan katılmıştı. Onlardan o kadar çok etkilenmişti ki, bu aslında onun için dinî açıdan çok iyi olmuştu. İbadetlerini eksiksiz yapmaya başlamıştı. Bu süreçte kapanmam gerektiğini belirtiyor, ama ben umursamıyordum. Çünkü ablam kapalı değildi. Biz köyümüze gider, orada alışmak için 3 ay tatilde kapanırdık. Sonra bulunduğumuz şehre gelince açılır, okulumuza devam ederdik. Bu benim için 12 yaşında başladı. Ablam benden 4 yaş büyük. Ben 14 yaşıma geldiğimde ablam 18 yaşında iken açıktı. Lise ikinci sınıfa gitmeden önce, okulun ilk günü ablam saçlarını yapıp çıktı. (Okulu uzak olduğu için benden önce çıkıyordu.) Bende aynı şekilde saçımı yaptım, giyindim ve kapıyı açtım. Babam önüme dikildi. “Nereye?” dedi. “Okula.” dediğimde, yüzüme siyah-kırmızı çiçekli bir eşarbı fırlattı. “Bunu takmadan çıkamazsın kapanacaksın.” falan dedi. “Okutmam seni” dedi. Kapandım, ağlaya ağlaya okula gittim. Yazdıkça fark ettim, unuttuğum şeyler varmış. Mesela, babamın kapanmadan önceki 3 ay tatilde bana videolar seyrettirip ve daha birçok şey yapıp birçok baskı, mobing yapıp psikolojimi bozması gibi…
Ben dinimi çok sever ve bütün ibadetlerimi yapmaya çalışırdım. Babam zorladıkça, ben her gün isyan ettikçe, dinimi umursamamaya, ara ara Kur’an okuyup namaz kılmaya başladım. Her gün mümkün olduğunca Allah’a dua etmeye çalışırdım. Bu çocukluğumdan gelen bir şey, ben dinimi gerçekten çok seviyorum. İyi ki Müslüman bir ailede doğmuşum. Ailem iyi ki var ve onları da gerçekten anlamda çok seviyorum.
Gelelim açılmak istememe… Aslında ben hiç kapamak istemedim. Kapalı halimden asla memnun olmadım. Ben 18 yaşıma gelince üniversiteye başlayınca kapanmak istedim. Etrafımdaki birçok kişi kapalı. Özenirdim hep. Bu sebeple köyde kapanmak bana koymazdı, zoruma gitmezdi. Lise hayatım bitti, bir şekilde üniversiteye gitme zamanım geldi. 2 yıllık okudum. Ablama, babama artık söylemek istediğimi söyledim. (Bu arada benden sonra oda kendi isteği ile kapandı. Yani babam veya annem baskı yapmadı.) Çünkü ablam bana sürekli üniversiteye geçince açılırsın, gibi laflar ile beni oyaladı ve artık zaman gelmişti. Ablam böyle bir şey yapmamam gerektiğini, beni okutmayacaklarını söyledi. Kapandıktan ilk bir ay sonra da aynı şekilde söylediğimde bana ümit vermişti. O zaman geldi, fakat umurunda bile olmadım. Anneme söylediğimde sütünü helal etmeyeceğini söyledi. Beni okutmaması için her şeyi yapacağını söyledi. (Güya babamı dolduracaktı, ama bunu yapmazdı. Beni korkutmak içindi, sonradan anladım.) Tabii ki de babama söyleyemedim.
Pandemi falan derken, üniversitem bitti. Bu sene DGS için evde kaldım. Yaklaşık 3 ay önce annem ile ciddi bir şekilde konuştum. Anneme açılmak istediğimi ve pantolon, kısa sweat’ler giyerek Allah’ın istediği gibi kapanmadığımı ve en önemlisi içimden gelmediğini söyledim. Beni kâle bile almadı. Zaten kapandığından beri söyleniyorsun. Yine konuşur geçersin, deyip uğraşmak istemediğini söyledi. Tabii ben bu süreçte birçok kez tekrar ettim. En son 2 hafta önce ciddi olduğumu, artık söylemek istediğimi söyleyince beni kâle aldı. “Tamam, istediğin gibi olsun. Saçını açıp ne yapacaksan?” falan dedi, ama umursamadım çok da.
Bugün 04.11.2021, saat 22:40. Babama kendimi açıklayabildim. Kaç saattir döktüğüm ecel terleri sırtıma yapışmıştı. Neyse, salonda ailecek oturuyorduk ve söylemeyi birçok kez denedim. Olmadı. Annem, ablam ve abim hepsiyle önceden konuşmuştum. Bugün akşam, bu iş bitecekti. Çok kararlıydım. Yapmadım, söyleyemedim bir türlü babama. Kala kaldım. Odama geldim ve ağlamaya başladım. Babam mesaiden geldiği için uyumak istedi ve odasına gitti. Annem de arkasından gidip “Senin deli -Ben babamın kızıyım. Bütün hareketlerim ona benzer. Ondan böyle diyorlar arada bir- odada ağlıyor” dedi. “Ne oldu, neden” falan dedi babam. Sonra benim can ablam şöyle söyledi babama: “Babacım, kardeşim uzun zamandır açılmak istiyor, hatta senin kapattığın ilk günden beri. Ama bir türlü söyleyemiyor, ne zamandır sana söylemek istedi ama hep korkuyor.”. Babam da “Mal mı bu, neden açılmak istiyor?” dedi. Ablam “Bunun böyle olacağı belliydi, o hiçbir zaman istemedi. Sen zorladın baba. Bu sebeple sana karşı sıkıntılı ve ne zamandır iyi değil.” dedi.
Bu konuşmalar benim kapımın önünde oldu. Babamla ile odam yan yana ve babam kapıyı birkaç kez tıklayıp içeri girdi. “Neden korkuyorsun, ben sana ne yapacağım ki?” deyip yanıma oturdu. Ben de böyle bir şey yaparsam onun beni sevmeyeceğini ve bu yüzden korktuğum için konuşmadığımı söyledim. Ve babam bana öyle bir şey söyledi ki, asla unutmam. 21 yaşında bir kız olduğumu, kendi kararlarımı alabileceğimi ve ne olursa olsun beni seveceğini, açık kapalı olsun fark etmediğini, beni her zaman sevdiğini ve ona her şeyi sıkılmadan söylemem gerektiğini, sevgisinin değişmeyeceğini, tabii ki de bazı şeylerde kızabileceğini ama her zaman yanımda olduğu söyledi. Ben daha çok ağladım ve babama sarılıp öptüm. O da beni başımdan öptü. Eğer ayaklarım çarpık ise mini etek giymemem gerektiğini söyledi ve “Kuaföre her ay gitme ama…” deyip beni güldürmeye çalıştı. (Ailecek gerilim ve kavga beklerken böyle bir şey ile karşılaşınca hepimiz kahkaha attık.) Ve yarın annem ile 3 aydır çıkmadığım bu evden, saçlarımı yaparak çıkacağım. Çok mutluyum.
Bu arada şu anki mutluluk ile değil gerçekten beni istemediğim bir şeye zorlasalar da ailemi hep çok sevdim. Babamın yeri ayrı. ‘‘Senin deli’’ diye bu sebeple derler zaten. Bu yolculukta şunu fark ettim. Aslında biz isteklerimize yaklaştıkça, kafamızda bazı şeyleri çok büyütüyoruz ve çıkmaza sokuyoruz bir şeyleri. Bunun yerine karşımızdakini tanımak daha önemli.
Dinimize gelince… Bir Müslüman olarak görevlerimizi isteyerek ve gerçekten kalpten yaparak yerine getirmeliyiz. Bir kula kendimizi beğendirmek için yapmak -ben bunu yaptım- çok yanlış çok. Kendi ömrümüzü böyle harcamamalıyız. Bunun yerine gerçekten dinimizi öğrenip ona göre davranmamız gerek ve her zaman lütfen iyi olun. Ben bu yolculukta çok iyi oldum. Kendimi aptal hissettim, fakat şu an iyi ki yapmışım. Arkama baktığımda gerçekten kapalı kişi de benim, iyisiyle kötüsüyle açık olacak kişi de benim. Ben her iki halimle gurur duyuyorum. İyi ki hep kendim kalmaya çalışmışım. Aileme sevgimi çok yazamadım baya uzun oldu. Ama şunu bilin ailenizi ne kadar toksik bir aile olsa da sevin. Seversin, belki çiçek açarlar. Benimkiler çiçek açmaya başladı gibi. Umarım hayatınızda her halinizi seven insanlarla olursunuz. Zaman akıp gidiyor. Sen her halinle sensin, belirli kalıba girebilirsin. Ama bu sensin, sığamadığın o kabuğunu kır. Sevgi ve sağlıcakla kalın. Allah’a emanet olun. Hayat size hep çiçekler açsın.
(Görsel: Paula Rego)
“Yarın annem ile 3 aydır çıkmadığım bu evden, saçlarımı yaparak çıkacağım.” için bir yanıt
ağlattı harika