Merhaba Yalnız Yürümeyeceksin ailesi. Burada okuduğum mektuplar bana çok şey kazandırdı. O yüzden bu siteyi kuranlara ve hikâyelerini paylaşanlara ne kadar teşekkür etsem az…
Gelelim benim hikâyeme. Eğer bizim evde sorunsuz yaşamak istiyorsanız, temizlik rutininiz bile belli şartlarda olmak zorunda. Sadece pazartesi, perşembe ve cuma günleri tırnaklarınızı kesebilirsiniz. Çünkü diğer günlerde tırnaklarınızı keserseniz başka dinlere mensup insanlara benzeyip dinden çıkabilirsiniz! Duş alırken külot giymemek gibi bir seçeneğiniz yoktur. Yoksa cinler çıplak hâlinizi görüp de size musallat olabilir. İnanması zor değil mi? Ama maalesef bunlar gerçek.
Annem sürekli adetimin ne zaman bitip ne zaman başlayacağını sorar. Beni ona göre ibadete zorlar çünkü. Adetim ondan daha uzun sürdüğü zamanlarda “Senin de bir bitmedi be!” diye azar yerim. Özür dilerim anne adetimi kontrol edemediğim için (!). En zorlandığım nokta da mübarek gecelerde zorla sohbet dinletir, Kur’an okutur, namaz kıldırır. İtiraz etmek gibi bir seçeneğiniz yoktur.
Beni bildim bileli Kur’an kursuna gönderdiler, kız kardeşimde o kadar baskı yapmadılar ancak yeni yeni onu da gönderiyorlar. Fakat erkek kardeşimi göndermediler. Göndereceklerini de sanmıyorum, çünkü onun erkek olmak gibi bir ayrıcalığı var. Neden erkek kardeşimi göndermediklerini sorduğumda ise doğru dürüst bir cevap vermiyorlar bile; “Şartlar böyle gerektirdi”, “Erkekler için Kur’an kursu bulamadık”, “O erkek, sıkılır, yapamaz orada” gibi bahaneler söylendi. Diyecek söz bulamıyor insan…
Bunun gibi birçok yaşanmışlık istemese de insanın içinde birikiyor, yer ediyormuş. 18 yaşındayım ama şu zamana kadar bir tek sevgilim olmadı. Zaten bir kadın olarak kendime güvenim de günden güne azalıyor. Sadece üniversiteden sonra biriyle tanışabilirmişim, tanışacağım erkekle de evlenmem gerekiyormuş. Onunla bununla takılmak olmazmış. İnsanlar laf edermiş. Erkek arkadaşı bırakın, kurduğum ilişkilerin her türüne karışılıyor zaten. Kontrol edilmediğim bir an yok. Olsa bile çok kısıtlı oluyor. Zaten o anlarda da ’Zaten annem beni izliyordur, rahat olmamalıyım’ diye düşünüyorum. İnanın, Allah beni görüyor diye düşünmek isterdim fakat annem beni daha çok korkutuyor.
Ben yazmayı çok severim mesela, benim tutkumdur. Sanal platformda yazılarımı paylaştığım için orospu olmuşluğum var. Ama yemin ederim, içeriğinde hiç kötü bir şey yoktu! Bunu söylemelerinin sebebi, “İnsanlar ne niyetle okuyor bilemezsin” düşünceleriydi. Yazarken hayallerimden ilham aldığım da oluyor, yazdıklarım ifşa olunca şehrimdeki gerçek bir mekânı yazdığım için “Yoksa sen buralara mı gidiyorsun? Bunlar gerçek mi? Karakterler kim?” diye azar bile yedim. Anlayacağınız bizim evde hayal kurmak da yasak.
Tüm bunlar ailemden ve başörtüsüyle ‘temsil ettiğim’ dinden beni yavaş yavaş soğuttu. Artık taktığım örtü bana yük geliyor. Büyük bir arayış içerisindeyim, dinle alakalı kafamda cevaplanmamış birçok soru var. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Umarım hepimiz bir gün özgürlüğümüze kavuşuruz.
(Görsel: Ji Xin)
“Kontrol edilmediğim bir an yok.” için 3 yanıt
Umarım en kısa zamanda tüm tanıdıklarından uzakta kendi halinde yaşayabileceğin bir hayat kurabilirsin. Özgür hissetmek kadar güzel bir şey yok ve umarım sen de bunu elde edebilirsin.
Yazdıkların çok sinir bozucu gerçekten okurken bile insanın tepesi atıyor umarım en kısa zamanda bir çıkış yolu bulur bu toksik ortamdan kurtulursun
ailenin baskısı gerçekten çok fazla ve böyle bi baskının azalacağını falan da sanmam. bence ailenden uzakta olabilme şansın olursa bunun için çabala. gözetim altında olmadan istediğin gibi yaşayabilirsin en azından. umarım en kısa zamanda bu sorunları halledersin.