Merhaba, benim kapanma serüvenim 5. sınıfta, henüz rakamlı yaşlardan yeni çıktığım zamanlarda başladı. Daha doğrusu başlamış. Annem ve babamın dediğine göre ben kapanmayı kendim istemişim. İroni şudur ki ilk kez nasıl kapandığımı hatırlamıyorum bile. Açıkçası daha alacağı çantaya, giyeceği kıyafete bile karar veremeyen aciz bir çocuğa gelenekleri enjekte edip, sonra da bunu kendi kararıymış gibi göstermek hayattaki en sahtekarca şey olabilir. Ve ben kendi ailem tarafından buna maruz kaldım.
Kendi kararım değildi, asla olmadı. Sadece yeni şeylere heveslenen küçük bir çocuğun oyuncağı gibi görüyordum. Ama hayatımı bu kadar etkileyeceğini bilsem asla o yaşta böyle bir şey yapmazdım. Yanlış anlaşılmak istemiyorum, çok şükür Müslümanım ve eşarba bir kinim yok ama insanlar ve şu toplum baskısı yüzünden kapalılığı istemiyorum. Arkadaşlarımla lunaparka gittiğimde benim aletlere binmemi tuhaf karşılamalarından nefret ediyorum. Usturuplu giyinmek ve davranmak zorunda olmaktan nefret ediyorum.
8. sınıfta bu gibi düşünceler aklımda yeni yeni oluşmaya başlamıştı ama o zamanlar ailemden deli gibi korkuyordum. Neredeyse 2 yıl bunu düşündüm ve 9. sınıfın başında açılmak istediğimi söyledim, ellerim titreye titreye tabii. O kadar sert bir tepki aldım ki… Kendimi namussuzluk yapmış gibi hissettirdiler bana.
Konuşmanın üzerinden 1 hafta geçti ve ben hiç dışarı çıkmadım, zaten karantina dönemleriydi. Babaannemlere gidecektik ve ben ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Annem fark etti ve “Eşarp takmana gerek yok” dedi. Ama söyleyiş şekli benim o kadar canımı acıttı ki anlatamam. Dünyanın en kötü şeyini istiyormuşum gibi hissettirdiler.
O gün 4 yıl sonra ilk defa saçım açık dışarı çıktım. Babam o gün hiç sinirlenmediği kadar sinirlendi. Ve ben o zaman anladım ki babamın derdi ne benim ne de kendi günahı… O sadece millet ne der diye düşünüyordu. Benim kendime ait bir adım yok onun gözünde. Ben onun kızıyım ve yaptığım her hareket milletin ağzına laf verecek. Bu yüzden tabii ki açılamadım.
Şu an 10. sınıfın son günlerindeyim diyebiliriz. Ben o kavgadan sonra o kadar değiştim ki bir insanın ömür boyu uğradığı karakteristik değişimden daha fazla… Babam artık bana karışamıyor, benim kendi görüşlerim olabileceğini kabullendi. Ama zihniyeti hâlâ aynı. Sadece ben artık susup kalmadığım ve cevap verdiğim için evde terör estiremiyor. Bu hafta sonu açılmak istediğimi söyleyeceğim, üzgünüm ama ben bu imtihanı geçemedim (!).
(Görsel: Richard Bergh)
“Sadece yeni şeylere heveslenen küçük bir çocuğun oyuncağı gibi görüyordum.” için bir yanıt
açılabildin mi?